🍂6~Gitme🍂

6K 511 55
                                    

"Sen bana hediye almadın mı Yusuf?"

Yusuf, yüzüne alay içeren bir gülüş yerleştirerek, bakışlarını Sinem'den çekip denize doğrulttu.
Sinem, Yusuf'la oynamak istiyordu belki ama, artık ikisi de çocuk değildi.

İfadesiz bir yüzle Yusuf'u izleyen Sinem, vereceği cevabı deli gibi merak ediyordu.
Bir kaç dakika boyunca gelmeyen cevap, Sinem'in sinirlenmesi için yeterli olmuştu. Yusuf'un kolunu tutarak kendisine bakmasını sağladığında, iğneleyici bir sesle sordu.

"Yoksa bana layık bir hediye mi bulamadın kuzen?"

Yusuf, Sinem'in yüz ifadesine kahkaha atmak isterken, yine o tanıdık his bedenine yayılınca ciddiyeti kenara atarak dalga geçmeyi tercih etti.

"Benim alacağım hediyeye mi muhtaçsın Kuzen?"

"Seni bana muhtaç ederim, o zaman bu lafının altında ezilirsin Bay yürüyen Ego!"

Sinem, Yusuf'un kolunu bırakıp, salona geri dönerken fazlasıyla gergindi. Elbette Yusuf'un hediyesine muhtaç değildi, lakin bir hırs haline gelmişti Sinem için. Bir gün Yusuf ona hiç kimseye almadığı o hediyeyi alacaktı, ve Sinem reddedecekti.

Yusuf, topuklarının üzerine vurarak uzaklaşan hırçın kıza bakarken, derin bir iç çekti. Silueti karanlıkta kaybolduğunda başını göğe kaldırıp, fısıldadı.

"Ben sana zaten muhtacım be deli kızım."

...............................

Her gecenin bir sabahı olduğu gibi, her güzelliğin bir sonu ardından getirdiği bir felaketi vardı.
Yusuf; bir hafta boyunca Sinem'in dediği her şeyi yaparak Huzurun içinde boğulacağını zannederken, kimi zaman sinirden kendini kasmaktan patlayacak noktaya gelmişti.

Sinem'e hediye almadığı için, kalan son dört gün boyu yapmadığı iş kalmamıştı.

Sinem'e sekreterlik yapmak, ojelerini sürmek, onunla kuaföre gidip kapıda saatlerce beklemek, alışverişe gidip mağaza mağaza dolaşmak, Sinem'in arkadaşlarıyla buluştuğunda bir masa arkalarında onu beklemek.

Maalesef ki kız muhabbetlerine şahit olmak, gece bir yarısına kadar Sinem'in ödevlerini yapıp, sabahın bir köründe onunla yürüyüşe çıkmak. Her anın fotoğrafını çekip, köle Yusuf olarak İnstagram da paylaşmak. Twitter'da olup olmadık taglara destek verip, Sinem'in on defa değiştirdiği sözleri yazarak tweet atmak.
Ve daha nice nice kasti olarak yaptırılan, kız- Sinem- işleri.

Yusuf, bu haftanın ona kazandırdığı en güzel şeyin, şüphesiz küçük Yusuf olduğunu düşünüyordu. Çocukların hepsi Sinem'i sevse de, Yusuf bir başkaydı ona karşı.

Tıpkı; Yusuf Kahraman gibi. Yusufların Sinem'e karşı savunmasız olduğunu düşünüyordu Yusuf, yoksa bunca şeye rağmen hala isyan etmemesi normal değildi.

Sinem, doğum gününde onu zorla öpmeye kalkışan, okuldan bir arkadaşını döven Yusuf için, merhametli davranarak yaptıracağı işleri minimum seviyesine indirmişti. Şu yaşına kadar sevgilisi olmayan, ne zaman birisi ondan hoşlandığını itiraf etse günler sonra yüzünü göremez hale geliyordu.

Zorlamanın alemi yok diyerek, esas oğlanını beklemeye koyulmuştu Sinem'de.
Yusuf'la birlikte en son yaptıkları şey, minik Yusuf'u ziyaret etmek olmuştu.

Ardından Yusuf, cezasının sona ermesi şerefine kendisiyle konuşmaktan hazzettiği tek kişinin yanına gitmek için, evinden çıktı.
Sabahın erken saatleri olduğu için, henüz annesi ve babası uyanmamıştı.

Garajda duran motoruna göz ucuyla bakarken, kendisini yeni bir cezaya daha hazır hissetmediğini fark etti. Bu bir hafta Sinem'in yanında olmak, duygularını iyice tepe taklak olmasına sebep olmuştu. Bir haftaya daha kalbi dayanmazdı.

PALYAÇO -Tamamlandı-Where stories live. Discover now