5 (Zibidiyarosko ve Mersin)-DZND

4.6K 255 41
                                    

DüZeNlenDi

Multide Zibidiyarosko! Bilin istedim...
İyi okumalar...

Bugün, Cumartesi... Serbestiz!
Ben de tabii 11'e dek uyudum. Daha uyurdum da İrem kaldırdı. Bu sefer de 'L' üstlerimden birini ve şortumu giyip çıktık. Kahvaltıda yalnızca kola içtim. Barış beni bu konuda azarlasa da ben annemin patatesini özledim, bunlar bizim okulun yemeğinden de kötü...

Ağzımda birden bir peynir hissettim, en sevdiğim peynir de, bu peynirden kimse almamıştı ve arkamdan vermek ne demek Allah aşkına? Arkamı dönünce bilin bakam kimi gördüm? Zibidiyarosko!-Kemik Kemal

Hızlıca sıldım ona, kollarım ensesinde, bacaklarımı da beline doladım. Beni hızla döndürüyordu. İndirdiğinde de alnımdan öptü. Özlemişim Zibidi'yi. Aslında o benim kardeşim gibi. Beni abi gibi korur, yani sadece Mert ve abimle bu kadar yakın olmama izin veriyor. Bizimkilerle de tanıştırdım. Onun da artık bizimle bu kampta olucağını söylemek isterdim, ama sadece istiyorum. Teyzesine ziyarete gelmiş, bana da uğramak istemiş. Teyzesi de Antalya'da. Ben de kahvaltıyı umursamadan onu sahile getirdim, 2 sigara çıkardım. Burda yasak değildi. Bizim yaş grubumuz olduğu için yasak değil. İçmeye başladık, yani en başta birbirimizi çektik.

 İçmeye başladık, yani en başta birbirimizi çektik

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.

Beraber sigaralarımızı içtik, bağımlı değiliz, ayda yılda bir, sahilde içeriz

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.

Beraber sigaralarımızı içtik, bağımlı değiliz, ayda yılda bir, sahilde içeriz. Şuan olduğu gibi.

SGR|SGR|SGR|SGR|SGR|SGR|SGR|

Zibidu gitmişti. Bizde çalışmaya geçmiştik. Yarın yine maçlar vardı ama bu sefer ki Mersin'de. Her yıl ülke genelinde yapılıyormuş bu turnuva.  Aslında okumuştum, Tsf düzenliyor bunu da.

Ben de yine İskandinav açılıcaktım siyah olursam, ama eğer beyaz olursam İskoç yapıcam... Büyük ihtimal beyaz olucağımdan İskoç çalışıyorum. Aslında Tsf'de yazıyordur, baktım ve evet, ben İskoç yaparım. Bugünde bitmişti, ben çantamı hazırlarken İrem Hanımlar uyuyordu...

Bu seferde biz kaldıralım.
"İroin!"
'What's your problem with me?'
"Get up, that's 7 o'clock''
"İyi lan!"
Deyip kalktı, beraber gevrek aldık bugün.
Çikolatalı, oh mis... Yanında da muzlu süt...

Saat 12.33'de otobüse geçtik.
Yine tekli aşkım dolmuş ya!
Ben de mecbur çifte geçtim.
Cam kenarı benim!
Vuğ huğ!

Yanıma da Barış sarışını geçti.
"Kimdi o?"
'Zibidiyarosko'
"O kim?"
'Kemik Kemal'
"Arkadaşın mı?"
'Yok annem!?'
"Atarlı ergen..."
'Sus bakyım!'
Dedim ve sustuk.

Ben yol boyunca kitap okudum. Yani okuyamadım. Karnımı s*kiyorlar sanırım, en son hasta olduğumda bu kadar ağrımıştı. Hayır, olmaz, olamaz!

Odama girdiğim gibi lavaboya gittim ve evet, kırmızı alarm! Neyse ki, çantamda her zaman bu tür şeyler var! Neyse, bu durumdan da kurtuldum. Yatağıma uzandım, şarkımı açtım.

Karnımın Ağrı'sı olmasaydı şimdi twerk yapardım ama...

Yatmadan Parol'umu da alıp uyudum.

Sabah telefonumun uzaylı baskınına uğramış gibi çıkan alarmıyla kalktım. Yüzümü yıkayıp hızlıca giyindim.

Kahvaltıya inince iştahım açıldı. Hemen bir menemen ve ekmek alıp bizimkilerin yanına oturdum. Hızlıca yemeğimizi yiyip odalarımıza geçmek için kalkmıştık ki Barış beni sahile indirdi. Ağzıma da bir sigara sokuşturdu.
'Ne oluyor be?'
"Bir kez de benimle iç sigaranı."
Yakıp içmeye başladım. Sonra da ağzımdan alıp ağzına soktu. Sapık! Bunun hesabını da bir ara sorucağım!
''Bir daha sigara içme''
'Hı hı,' demekle yetindim... Ama ben de ben isem ona inat içeceğim!

Maç yerinde...
Ben maçımı bir saatte bitirmiş ve almıştım. Takımın kalanı oynuyordu. Ben de biraz dolaşmaya çıktım. Sonra geri geldiğimde birkaç kişi daha çıkmıştı. Ben de antrenörden telimi aldım. Annemi arayıp biraz konuştum. Hâlâ kırgındım ona karşın...
Ama annem işte...

1-2 saat sonra...
Herkes çıkmıştı. Barış içerideydi. Diğerleri çoktan otele gitmişti. Ben onu ısrarla bekliyordum ve sonunda çıkmıştı. Almış, oh be! Beraber sahile gidip uzandık. Sanırım bu gece burada uyuyacaktım, aksi mümkün değildi çünkü uykum var. Yani, başka ne olabilir ki?

Sabah tatlı bir rüzgarla uyandım. Barış'ın bacağında uyuya kalmışım, o da elini kafasına yastık yaparak uykuya dalmış. Uyurken çok yakışıklıydı. Yanağını okşadım, pürüzsüzdü, aynı Mert'inki gibi derdim ama o hafif sakallıydı...
Birden beni kendine hızla çekti, şuan kafam göğsündeydi ve kalp atışlarını duyabiliyordum. Nedense bu durumdan rahatsız değildim. Arkadaşım olduğu için normal olabilir sanki...

Happily the end...
C U

Üşenme Kampı|✔Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ