23 (İstanbul-2)

1K 116 12
                                    

Yiğit'den devam

Ben ne güzel uyuyordum, ama Barış'ın mal telefonu çalıp çalıp durmuyor, hep çalıyor. Ben böyle işin...

Baktığımda Defne olduğunu gördüm. Ne diyecek ki? Ben de bu Mal'a bir kez daha baktım uyuyor, açtım. (SİZCE NE DİYECEĞİNİ OKUMADAN YAZAR MISINIZ?)

"Alo Barış çabuk odaya gelin."
Arkadan da bir çığlık gelince ki bunun İrem'e ait olduğunu fark edince üzerimdeki Batman'li üstü ve altımdaki Spiderman'lı eşofmanı umursamadan kartımı da alıp kat 17'ye depar attım. (Yiğitler de 16. katta) E
En sonunda gelmiştim. Nefes nefese içeri dalıp etrafa baktım. Ama gördüğüm şeyle donakaldım.
İrem, İ-İ-İrem yatakta bir sağa bir sola dönüp çığlıklar atıyordu ama uyurken yapıyordu bunları da...

Yanına gidip sarsmaya başladım ama yok beni de çekiştirmeye başladı. En son uzun bir çığlıkla uyandı. Durmadan ağlıyordu, 10-15 dakika Defne ile ona baktık. Bizi daha fark etmemişti bile maşallah...

Ağlamaya devam ederken Defne ona sıkıca sarıldı. Ama İrem onu hızlıca ittirince kafasını duvara çarptı. SKHJJIRTBHM 

Defne geri kalktığında İrem ağlamaya devam ediyordu. Bu sefer de ben şansımım denemek için sarıldım. Ama beni itseydi bile daha iyi hissediceim o lanet şeyi söyledi...

''Çınar?'' Ulan beni nasıl ona benzetirsin? ''Hayır, ben Yiğit.'' Bunu söylediğimde bana kıpkırmızı gözlerle baktı ve sıkıca sarıldı. Özrün kabul edildi İro Hanım... Sjmndjı (Yazar bugün random gününde) ''A-ab-ablam-'' Ağladığı için devamı gelmiyordu. Onu tekrar kendime çektim, yavaş yavaş ağlaması azalıyordu.

''B-b-be-ben öz-özür dilerim.'' dedi titreyen ve boğuk olan sesiyle. Bu arada tişörtüm de göz yaşları sayesinde sırılsıklamdı. Ama umursamadım, arkadaşlık bunu gerektirir... Defne de sinirle kalkıp bizim odada kalacağını söyleyip gitti. Hay ben böyle işin... Tövbe tövbe... 1sAAT DAHA AĞLADIKTAN SONRA SONUNDA AĞLAMAYI KESEBİLMİŞ VE UYUMAYA BAŞLADI. (Düzeltmeye üşendim sorry) Ben de karşı yatağa geçip uyumaya başladım. 

Sabaha ne İrem'in çığlığıyla, ne de güneş ışıklarıyla uyandım. Hatta kafamın üzerinde bir gölge vardı. Gözlerimi açmama bile gerek kalmamıştı, çünkü böğürtlen kokusu İrem'indi. Ama ne yapıyor bu ız? Sapık mı bu? Gözlerimi açtığımda yüzümü incelediğini fark ettim. O da benim ona baktığında hemen gözlerini kaçırıp kalktı. Oha lan hiç kızarmadı. Maşallah dü dü dü... 

''Hadi kahvaltı vakti.''

''Tmm.''

''O ne biçim cevap? Tmm ne? mesaj mı yazıyorsun?''

''Offfffffffff.'' Sızlana sızlana kalktım. Uyuyordum ama ben be! Allah Defne'ye sabır versin. Kalkıp tişört ve pantolonumu alıp lavaboya girdim. Giyinip çıktığımda İrem'in de giyinmiş olduğunu fark ettim. Beraber kahvaltıya indik. Yemeklerimizi alıp boş bir masaya oturduk. İrem Defne'nin kalkamadığını düşündüğünden aramaya başladı. 6. Çalışta açtı hele şükür... 10 Dakikaya geliyorlarmış.

Onlar da gelince beraber yemeğimizi yiyip kalktık. Aslında odalara geçerdik ama İrem İstanbul'u gezdiriceğini söyledi. Biz de mecburen takıldık peşine. İlk önce bizi eski evlerin olduğu bir mahalleye getirdi. Oradaki çocuklarla tanıştırdı. Beraber futbol oynadık. Kızlar da beraber ip atladı. İrem'in ip atlıyacağını hiç düşünmezdim ama işte... 

Saat 2 gibi bizi sulu yemekçiye götürdü. Şimdi, o ve sulu yemek? Ben sushi falan yeriz sanmıştım. Ama neyse... İrem ve Defne biraz fazla acıkoymuşlardı ama ikisi de hallerinden memnundu. Biz ise Barış ile beraber acısız yemeyi terih ettik.

Yemekten sonra İrem'in arkadaşlarının maçı varmış. Maça zar zor yetiştiğimizden arkalarda oturmamız gerekiyordu ama ön taraflarda boştu, öne geçtik. Maç kaç kaç bilmiyorum ama İrem mutlu olduğuna göre bizim takım kazanıyor.

Bugün ki adrenelin... Kısa bir özet isterseniz; Buradan eski bir mahalleye gidip grupça (basket takımı)  futbol oynadık ama Eylem bir cama atinca topu ve o cam da kırılınca kaslı bir adam önce hepimizi süzdü, sonra da en az yarım saat koşturdu. Ardından denizin onunde foto cekinelim dedik. Birimiz dusunce digerlerimiz de dustuk.....

###############################

Telefonum bozuldu. Yazicak kaynagim kalmayinca bilgisayardan yazmaya basladim. Ardindan annemin telefonuna dadandim falan. Ay, yazarken yiruldum. Bu arada Mizahtaki dususumuz efso vallahi... Osmanli bu kadar hizli cokmedi!
Sinir var artik.

+15 vote
+5 yorum

Üşenme Kampı|✔Où les histoires vivent. Découvrez maintenant