Ü.K: Bölüm 11- Havuz

1.8K 168 10
                                    

Kesin kaybedeceğim, Türkiye 1.'si o! Bense, 2.'si...

Barış'dan...
Benim oyunum 4 saatte anca bitti ve bu sefer takımla beraber Defne'yi beklemeye başladık. 2 saatin sonunda ben içeri girdim. Defne piyon geriydi. O verirse de almış olucaz ama Defne yıkılır büyük ihtimalle... Dışarı çıkıp bi kahve aldım. Saat 8 yav, 8 8!
Bi yarım saat sonra yan yana geliyorlardı.

N- Artık bi dahaki sefere Şişko!
D- Seni öldürürüm!
N- Tmm canısı, bu arada Mert ölmüş, onunla geçen öpücüklerimi özliyeceğim, güzel bir ma-
Sözünü bitiremedi, çünkü suratına yumruğu yedi. Tam saçlarından tutmuş, karnına yumruğu atıcakken onu kendime çektim. Ama hanfendiler  kızın saçını bırakmıyorlardı. Elinde birkaç tel saç kalmıştı. Hızlıca benden de ayrılıp herkese iyi geceler diledi ve otele hızlı adımlarla geçti. Takımdakilerde bi halt anlamamıştı...
Onlara Naz'ı anlatınca anladıklarını belirten mırıltılar çıkarttılar. (Şişmanlığını anlatmadım)

Defne yemeğe gelmedi, ben de acıkmıştır diye buranın marketinden bisküvi ve limonlu maden suyu aldım. Nisa en sevdiği içeceğin o olduğunu söyledi, ne ara dedi? Ben bile bilmiyorum... Kız cin gibi maşallah..!

Yuh! 20₺ ne yaa? Bu oteller harbi kazıkçı. Ada'm bana pis pis sırıtarak bakıyordu.
Parayı verip sinirle çıktım.

Odaya girince herşeyin yerde olduğunu fark ettim.
Hızlıca Defne'nin yanına oturdum. Burnundan soluyordu. Gözleri kıpkırmızıydı ama ağlamamış, ağladığında burnunun ucu kırmızı oluyor. Ama şimdi normal gözüküyor.

"Sakin ol,"
"Olmıycam, sana dedim, ben oynayamam dedim!" Dedi bağırarak. Haklıydı. Kendimi düşündüm o an sadece... Ama ben de altta kalmak istemiyordum. O bağırıp çağırmaya devam ederken ben ise elime bir kurabiye alıp ağzına tıktım. O da yere tükürdü. Param, gitti. Hadi onu geçtim, nimet nimet!

Yine konuşunca da ağzını kapadım, ama ısırdı. Dişleri sivriymiş somurtkanın...

Ben de dayanamadım maden suyunu başından aşağı döktüm. Ben ne yaptığımı anladığımda o da yavaş yavaş anlamaya başlamıştı. Sinirle bir nefes verince zaman bu zaman deyip hızla odadan çıktım. Saat 1 olduğundan ortada kimse yoktu. Arkama bakınca bu kızın ne kadar da hızlı olduğunu anladım. Uzun bacakları da yoktu işin garibi...

En sonunda havuza varınca aramızda baya bi ara vardı, boyum uzun napam? Ama arayı kapatınca beni tutup üstüme çıktı. Hemen kendimi havuza attım. Haliyle o da düştü...

Kız bildiğimiz suda takla attı, ben de onu yukarı çekmek için kucağıma aldım. Bana Kocaman gözlerle bakıyordu. Dudakları ıslakken-ne diyorum ben yav? Ona baktığımda o da benim saçlarımdan akan sulara takılmış olduğunu anladım. Neden onu öpmek istiyorum ben ya? Dudakları sudan dolayı şişmiş, kiraz rengi ile 'beni öp!' diyorlardı. Ne oluyor bana?!
Hızlıca kucağımdan atlayıp yukarı çıktı. Bana sinirle bakıp odaya çıktı. Çalışanlar bana bakıp gülüyordu. Ayı oynuyor ya! Hemen odaya çıktım, Defne duş alıyordu. Ondan sonra da ben girip çıktım.

"Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Kafamı dağıttın..."
"Bişey değil Somurtkan, iyi geceler!"
"Sana da..."
Ben döver sanmıştım, iyi...









Ketçap ve Mayonezlerim, hepinizi çok seviyorum! Eğer bana ihtiyacınız olursa bana söyleyin, ama reklam yapmayın lütfen... Bir buçuk saattir kurgu yaratıp yazıyorum...
İyi geceler!

Sevks Zeyn'den

Üşenme Kampı|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin