17 (Hastane)

1.4K 126 13
                                    

Sorular bu satıra...

Ve son olarak, bölüm çok iğrenç oldu...

Aha, zehirlendik biz aga...
Help as! Piliğz!
Benim de midem bulanmaya başladı yaa...

"Sakın üstüme kusma lan, s*ktir git!"
Yiğit Barış'ı dinlemedi ve üstüne kustu,  Barış'a baktığımda gözü seğiriyordu. Tam İrem gibi gülmeye başlıycakken ağzımı açtığım gibi kusmaya başladım. Iyyy, bide kustuktan sonra bi koku olur ya, iğrenç... İrem benim halimi görünce endişelenmeye başlamış olucak ki yanıma koştu. Ama iki tane İrem geliyordu. Tabii bide dünya koşmaya başlamıştı. Bi ara dengemi bu koşan dünyada koruyamadığım için düşüverdi, yani biri beni tuttu sma kollarına düştüm. Kim olduğunu bile göremeden gözlerim kararmıştı.
:::::::::::::::/::::::::::::::::/:::::::::::::/:::::::

Barış'dan
Ellerimin arasında, beyaz-yeşil-sarı karışımı bi suratla Somurti vardı. Ama bu haksızlıktı! Bu sırada Yiğit de buraya gelmeye çalışırken aynı şekilde bilincini kaybetti, ne oluyor ya? Soğuk mu etkiledi lan bunları? Da, bu kadar insanı da soğuk mu etkiliycek?
Ben salakça bunları düşünürken müdür bey amcamız hemşirelerle içeri girdi. Bir kadın Defnemi Ben'den alıp götürdü. İçimde kötü bi his vardı. Ben, arkadaşları olmadan bi saat bile zor duran, sonunda mutlaka birini arıyan biriydim. Ama şimdi iki arkadaşımda ölümle yaşam arasındaki o ince ipte. Hastanede bi ben Yiğite bakıyordum, bi o. Saat 10 gibi çoğu kişi de uyanmıştı Yiğit gibi. Sadece serumlarının bitmesi gerekliydi ama Defne... O hâlâ uyanmamıştı ve ben korkmaya başlamıştım. Böyle saniyeler dakikaları kovalarken Yiğit kalkmıştı. Ona sıkıca sarıldık. Ama Yiğit de Defne'yi merak ediyor olucak ki kapılara bakmaya başladı. Basıl olduysa hiçbirinde yoktu demiycem çünkü gerizekalı Yiğit tuvaletlere bakıyordu. Kızlar tuvaletine girdiğinde de çıkması bir oldu. İrem sinirlenmiş olucak ki kolundan tuttuğu gibi Defne'nin odasına getirdi, cama yapıştırdı kafasını. Defne, uyanıyordu. Uyandığında bu manzarayı görünce gülmekten ölüceğini düşünmüştüm, içeri dalınca da korkuyla çığlık attı. İrem de kalktığını anlıyınca beni odanın diğer ucuna sertçe itip Defneye sarıldı. Manyak bu kız, demedi demeyin... Doktor serumu bitince çıkabileceğini söylemişti. Birinin telefonu çalmaya başladı. O ne biçim zil sesi lan?! İki tane kız, 'We are not best friends, We are sisters!' diyordu. Hızlıca Defne telefonunu aşıp açtı.
"Ne vağ?"
.......
"Bağa ne?"
.......
"Heeeeğ, anladuğğğğm..."
.......
"İyi lan! 5 kişi kalalım işte mal mısın Nisa? Tina'ya tatile değil, üniversiteye gidicez!"
........
"Elbette ki canısağ, İstanbul kazandum biğen!"
..........
"Sensin o!"
..........
"Ciddi olamadığımı sen de biliyorsun."
.........
"İyi be, hadi Bb!"

Telefonunu kapatıp masaya koydu ve serumunun bitiminden faydalanıp çekip attı. (Bunu yazar da yapmak istiyor)

Hastaneden çıkınca bugün serbest olduğumuz için dolaşalım dedik. Beraber önce kafeye gittik. Beraber gidiceğimiz üniversiteleri söylüyorduk. Ben, Boğaziçi. Yiğit, Galatasaray. Defne, Boğaziçi. İrem de bizim gibi Boğaziçi'ne gidecekmiş. Aralarında bi 10-12 km var sanırsam.


Bölüm iğrençti biliyorum, söylemenize gerek yok. Ama beni de anlamaya çalışın lütfen. Hiç zamanım olmuyor. Gecenin bi vakti anca bölüm okuyabiliyorum. Yazmak için hiç zamanım olmuyor. Satranç-yüzme-yemek-banyo derken bide ders çalışmam gerekiyor... Şuanda be benim satranç çalışmam gerekiyor. 8 Temmuz'da turnuvaya gidicez ve ben Nasıl bölüm atıcağımı bile bilmiyorum! Bu arada 2K olmuşuz! Hepinize tenks!

Üşenme Kampı|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin