Ü.K: Bölüm 9- Mert

2.1K 171 13
                                    

Bugün, hayatımın sonuydu, Mert bile bana dokunmamıştı... Ve benim ilkim Kerem olucaktı, ciddi olamazsınız? Ama öylesiniz...

Tam da o sırada içeri Barış girdi ve Kerem'i dövüp beni kendine çekti. Aslında normal bir zaman olsa giderdim ama şuan ciddi anlamda korkuyordum, ilk defa kendimi bu kadar güçsüz hissediyorum. En son babamın annemi ben daha 13 yaşımdayken aldatmasını öğrendiğimde bu kadar güçsüz hissetmiştim. Veya, Mert'in kayboluşunu ilk öğrendiğimde...

Korkudan tir tir titriyordum ama Barış'ın çok hafif sigara ve nane karışımı kokusu... Beni rahatlatıyordu. Ama yine de heryerimi elledi... Mert'e baktığımda hayatımdaki attığım en sesli çığlığı attım. Boğazım acıyordu evet, ama kalbim? Karşımdaydı, ölü bir şekilde karşımdaydı ve ben ömrümde ilk kez sesli ağladım. Evet, ben normalde hep sessiz ağlarım... Barış
Saçlarımı okşadığında rahatlıyordum ama yetmiyordu, yine de ağlıyordum. O da bu halime daha çok dayanamadı ve beni kucağına alıp çıkardı. O sırada da polisler Kerem'i çıkardı. Ama o ceset kokusu... Belliydi, ceset 1 yıldan uzun bir süredir oradaydı. Sonra da kamp alanına götürdü. Ardından klübeme getirip yatırdı.

O gittiğinde de ağlamaya devam ettim. Gece boyunca ağladım ve gram uyumadım. O ölmüş olamazdı, o benim, her şeyimdi...

Sabah 7'de İrem beni kaldırmaya çalışınca da ölü gibi kalktım. Doğal olarak şaşırmışdı. Ama Daha fazla üstelemeden giyindi. Ben de arkasından kıyafetlerimi alıp giyindim.

Göz altlarım mosmor ve gözlerim kıpkırmızı idi. Saçlarımı yukardan sıkı bir at kuyruğu yapınca da çıktık.

ACI ACI ACI ACI ACI ACI ACI ACI ACI

Kahvaltıya inince hiçbir şey yemedim, Barış da üzgün gibiydi ama o yiyordu ÖKÜZ!
Alp'ler de stajda başka yere gönderilmiş, veda bile etmedi!
Gerçi bu halimi görmediği iyi olmuş. İrem yemeğini yiyince onu alıp sahile gittik. Başımdan geçenleri anlattım. Sonra bide Mert'i anlattım.

Neye uğradığını şaşırdı valla kız...
Sımsıkı sarıldı, güven verircesine ama olan olmuştu... Ölen ölmüştü... Giden gitmişti... Gözlerimden yaşlar akmaya devam etti...

Kulübeye geçince de ağlamaya devam ettim. O benim dostum, sırdaşım, ilk aşkım, ilk öpücüğümü alandı...

Bizden sonra polisler Kerem ve Mert'i almış. Yarın cenazesi burda, Antalya'da olucak. Zaten onlar asıl buralı ama babasının işi nedeniyle İzmir'e gelmişlerdi. Sonra aynı sınıf falan derken bide baktık sevgiliyiz...
Bütün sınıf gelir cenazeye bence. Mesaj çekmeme bile kalmadan haberlere yansımıştı olay. Biliyorlardı yani.

GC GC GC GC GC GC GC GC GC GC

Sabah siyah tayt ve üstümü giyip çıktım. İrem'e de söyledim tabii çıkacağımı. Sonra da Barış benimle çarşıya geldi, o da Yiğit'le dolaşacakmış zaten.

Yine öcü gibiydim, ama umrumda da değildi. Annesi ağlamaktan perişan olmuştu. Babası da 5 yıl önce kanserden ölmüştü, bu kadın tek başına ne yapardı şimdi? Yanına oturdum, yine sımsıkı sarıldık.
Bizim sınıf da gelmişti.

Toprak atıyorlardı. Onları başta durdurmaya çalıştım ama Nisa beni geriye çekti. O da ağlıyordu. Ama ben, annesinden bile beter görünüyordum...

Herkes dağılınca bizde çıktık Nisa'yla. Nisa merkeze geçti, ben de boş boş yürüyordum. Ama o, ölmem, sadece tatildeymiş gibi düşüneceğim...

Ben bunları düşündüğüm sırada taxi ile Barış-Yiğit geldi, beni aldı ve kampa geri döndük.

Bu gün çok ilginçti... İlk defa Samet cıvıklık yapmadı veya Serra bebeklik yapmadı. Hepimizin suratı 500 karıştı...

Üşenme Kampı|✔Where stories live. Discover now