IX/kriz+affetmek

5.8K 603 233
                                    

"Bir de var sen koynumda yatıyorsun,
Güzelsin güzelliğin mutlak amenna."

20 Mayıs 2016
Jeju

Elimdeki bavulu odadan çıkardığım esnada telefonuma gelen mesaj sesiyle kapıyı kapatmadan önce durakladım. Pantolonumun cebinden telefonumu çıkardığımda beklenmedik birinden mesaj aldığı gördüm.

Eun Ha.

Bana ne amaçla mesaj attığını bilmesem de tuş kilidini açtım ve ekran bildiriminden sadece yarısı görünen mesaja tıkladım.

'Tatilimi üç gün daha uzatma kararı aldım. Bu yüzden de uçak biletimi erteledim. Umarım senin için tek uçmak sorun olmaz. İyi yolculuklar.'

Ağzımdan bir 'hah' sesi çıktığında kapıyı çektim ve telefonu tekrar arka cebime koydum. Aramızda ne yaşanmış olursa olsun, benimle yan yana uçmaya bile katlanamaması onun suçuydu. Hala gelip özür dilememesi ve benimle aynı mekanlarda bulunmamak için didik didik kaçması onun suçuydu. Tek başıma yolculuk yapmak sorun değildi çünkü bunu defalarca yapmıştım. Ama hatalı olan oyken, neyi bu kadar uzatıp üstüne bir de neden haklıymış gibi davrandığını anlamıyordum.

Derin bir nefes aldım ve zihnimden şimdilik Eun Ha konusunu çıkarma kararı alarak bavulumu sürükleye sürükleye asansöre doğru yürümeye başladım. Kısa süre içinde bu katta duran boş asansöre bindim. Tam kapılar kapanırken elini iki sürgülü kapının arasına koyan birisi sayesinde kapılar yeniden açılmıştı. İçeri doğru bir adım atan bedene baktım ve tanıdık biri oluşuyla birlikte kendimi rahatsız ettim. Yanıma kadar geldi ve hemen sağımda, hizamda durarak kapıların kapanmasını bekledi. Kafasını bana çevirdi ve konuştu.

"Merhaba, Soo Jung'tu değil mi?" Kafamı kısa bir an için ona çevirdim ve gülümseyen yüzüne karşı somurttum. Tanrım, şu an hiç onu çekecek halim yoktu.

"Evet." Diye mırıldandım sessizce. Asansör hiç dur durak bilmeden giriş kata inmeye devam ederken bir kere daha konuştu.

"Adımı hatırlıyor mu-"

"Jae Hyun." Dedim ağzımın içinde geveleyerek. Gereksiz birisiydi ama yine hatırlıyordum.

"Oh, bingo!" Parmaklarını şıklatarak kıkırdadı.

4. Kat

3. Kat

"Jung Kook ile aranız nasıl?" Bu çocuk beni rahatsız ediyordu. Bakışlarıyla, konuşmalarıyla ve her cümlesinde Jung Kook'u kullanması yüzünden beni rahatsız ediyordu.

2. Kat

Biraz daha oyalanmak adına boğazımı temizledim. Böylece konuşacağıma ikna olarak bana dikkat kesildi.

1. Kat

İçime derin bir soluk alarak giriş kata inmemizi izledim. Kapılar açıldığında bavulumu sıkı sık kavradım ve Jae Hyun'a gülümsedim.

"Sana iyi tatiller, Jae Hyun. Hoşça kal." Benden başka bir cevap bekler gibi ağzı açık bana bakarken bir kere bil tereddüt etmeden asansör kabinini terk ettim ve çıkış işlemlerimi halletmek için lobiye doğru yürüdüm.

Birkaç kısa imza ve para işlemlerinden sonra diğer cebimdeki oda kartını danışmana verdikten sonra teşekkür ederek arkamı döndüm ve boynumda asılı olan çantamı kontrol etmek için birkaç saniyeliğine durakladım. Biletim ve pasaportum olduğu yerde duruyordu. Fermuarı kapattıktan sonra çantayı bıraktım ve kafamı kaldırarak yürümeye devam ettim.

azalea ¦ jeon jungkookOù les histoires vivent. Découvrez maintenant