•1.Bölüm•

30.3K 1.5K 622
                                    

Hi guysssss! Yeni bir kitapla tekrar sizlerleyim❤ Size söylediğim kurgumu yayınlamaktan son anda vazgeçtim ve iki gündür aklımda olan bu kurguyu yayınlamaya karar verdim. Umarım sizlerle mutlu bir şekilde bu hikayemizide ilerletebiliriz. Her zaman desteğinize ihtiyacım var.

Tezgaha yasladığım kollarımın üzerine yerleştirdiğim yanaklarım ve saatin geç olmasının da verdiği uykusuzlukla dükkanı süzüyordum. Oturduğum tabureden ayaklarım yere ulaşmazken şuan ki tek eğlencem sallandırdığım ayaklarımdı. Dükkan boşken burası hiç çekilmiyordu. Can ile göz göze geldim.

"Uykun mu geldi Beray, yine bayık bayık bakınmaya başladın?"

Kafamı olumlu anlamda sallarken yerleri silen Senave Selenay viledanın sapına doğru mikrofonmuşçasına şarkı söylemeye başladıklarında gözlerimi devirip kıkırdadım. Evet, Sena'nın sesi güzeldiama Selenay kulaklarımın sağlığı için susmalıydı. Can kahkaha atarak yanıma gelip kulaklarımı elleriyle kapadığında dudaklarımı oynatarak teşekkür ettim. Göz kırptığında sırıttım, aynı anda cebimdeki telefon titremeye başladığında elime aldım. Babam arıyor.. Açıp kulağıma götürdüm.

"Eve döndün mü kızım?"

"Yok baba, daha mesaimin bitmesine yarım saat falan var."

"Tamam kızım. Ben bugün gece çalışıyorum. Eve dikkatli git, açsan dolapta yemek var yersin, kapıyıda iyi kilitle öyle yat tamam mı?"

Uykulu gelen sesine birde esneme sesi eklenince gülümsedim sabah uyumamış mıydı?

"Hey dostum, tamam. Hadi kapat. Görüşürüz." diyerek neşeli bir ses tonu ile konuştuğumda onunda mutlu çıkan sesini duydum. "Görüşürüz kızım."Telefonu kapattıktan sonra işyerinde iken giydiğim ceketimin cebine attım.

Babam her zaman benim ile böyle ilgiliydi. Annem bundan uzun bir süre önce, 19 yaşıma gireceğimi düşünürsek 10 sene önce, henüz 9 yaşımdayken vefat etmişti. Detaylarını bilmesemde bir hastalığı vardı. Evet, belki annemin bir eksikliği vardı ama babam bu yaşıma kadar beni hiç yalnız bırakmamış, her işime koşturmuştu. Ve neredeyse 10 aydır burada çalışmama rağmen mesai saatlerimi bildigi halde hergün beni arayıp kontrol ediyordu, bir iş yerinde güvenlik olarak çalıştığı içinde gece gideceği zamanlarda bana haber veriyordu.

Sanırım şuan neden okumadığımı düşünüyorsunuz. 12. sınıfta girilen şu " YGS" sınavına bir zekilik yaparak çalışmamıştım ve barajı bile or geçtiğim puanımla tabikii de istediğim özel üniversite için burs kazanamadım. Bırak bursu b harfinin yanından bile geçmemiştim. Ve eğer paralı olarak okursam babamın tüm masraflarımı karşılamayacağını bildiğim için hiçüstelememiştim. Onu ümek istemiyordum. Belki de bir kaç seneye biraz para biriktirir ve okumaya başlardım. Kim bilir?

Gözüm kolumdaki saate iliştiğinde ofladım. 23:30. Son 30 dakika vardı eve gitmeme. Umarım sipariş gelmez diye düşünürken dükkanın telefonu çalmay başladığında uzanıp açtım. Bu kadar şom ağızlı kesinlikle bir şeylere alamet!

"Buyrun?" Karşı tarafın vereceği pizza siparişini yazmak için önüme bir adisyon ve kalem çektim. Evet, bir pizzacıda çalışıyorum. Siz ne sandınız?

"Çok geç kaldın yine?" Bu ses? Bu, bu ses hah şimdi hatırladım, bu sesi tanıyordum. Bu dünkü arayan gerizekalıydı. Dün de aramış ve böyle gevelemişti. Sinirlerim atarken,

"Ya oğlum sen kimsin?!" diye direkt çıkıştım. Can kaşlarını çatıp "Kim o?" dediğinde elimi önemsiz mayetinde salladım. Beni umursamadan,

"Saatten haberin var mı senin? Beray eve git yoksa seni cidden kovdururum."

"Hah! Kovduruyormuş! Kıçımın kenarı! Sen kimsin oğlum beni kovduruyorsun!"

PİZZACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin