•43.Bölüm•

1.4K 82 39
                                    

Selam Pizzacılaarrr❣❣❣❣❣❣❣❣❣
BEN GELDIIIIM💃💃💃💃

Nasılsınız görüşmeyeli? Sizi o kadar özledim ki😥😥😥

Buralarda yokken Yeni Okul için o kadar güzel bir kapak tasarımı hazırladık ki! Sizinle paylaşmak için sabırsızlanıyorum💓

Keyifli okumalar...😘

"Sen ciddi misin Beray?"
Berat'ın da benimde bakışlarım aynı anda Furkan'a kayarken yüzüme yansıyan şaşkın ifadeyi önleyemedim. Ne ara dükkana girdiğini, ne ara yanımıza geldiğini bilmiyordum. Tek bildiğim şey birbirine tutunan ellerimize takılı kalan bakışlarından her şeyi yanlış anlamış olduğuydu.

Bakışlarım Furkan ve Berat arasında giderken diyecek bir şey bulmakta zorlanmıştım. Furkan'ın bana böyle çıkışması saçmaydı, ne yani ne düşünmüş olabilirdi ki? İçimden kendimi açıklama isteğide gelmiyordu bir suçum yoktu. Benden ne bekliyordu!

"Biz az önce Berat ile karşılaştık. Tekrar." dedim boş bir tavırla. "Evet Furkan abi ben az önce.." diye devam ediyordu ki Berat, Furkan onu dinlemeden kafeden hızla çıktı. Şaşkınlıkla arkasından bakarken olayın daha garip bir boyuta girmemesi adına kafenin çıkışına doğru koştum. Berat arkamdan seslenmişti ama şu an onu dinleyecek vaktim yoktu.

"Furkan!" diye seslendim kafeden çıktığımda. Adımları benim aksime kocaman olduğundan yetişmem zaman alıyordu. "Furkan ne olduğunu söyleyecek misin! Çocuk gibi beni peşinden mi koşturacaksın!" dedim adımlarımı hızlandırıp ona yetişmeye çalışırken. Havanın soğukluğu sıklaşan nefes alışverişimle beraber tekrar ciğerlerimi yakmaya başlamıştı bile. Beklemediğim bir anda yürümeyi bıraktığında bedenim bir an sırtına çarptı. Kendimi geri çekip yüzüne bakabilmek için bir adım geri çıktım. Çatık kaşları alnında kocaman bir kırışıklık oluşturmuştu. Sakin bir tonda tutamadığım ses tonumla tekrar bağırdım. "Furkan ne oluyor?!" Kafasını geri atarak derin bir nefes aldı. Dudaklarının arasından süzülen nefesin oluşturduğu minik bulut bir kaç saniyede gözümün önünden kaybolmuştu. Cebine soktuğu ellerini çıkararak kollarını iki yana açtı. "Ofise dönüyorum tamam mı? Sonra konuşalım, kalbini kıracağım yoksa." dedi. Kendini dizginlediği ses tonundan bile belli oluyordu. Gözlerime bakmadan ileriye odaklanarak konuşmuştu. Şuan onda gördüğüm tek şey endişe ve korku değildi sinirini bariz bir şekilde hissedebiliyordum. Neyeydi bu öfke? Ofiste çıkardığım kavga mıydı yoksa manasız bir yere kıskançlık krizine mi girmişti? "Furkan. Eğer seni rezil ettiğimi düşünüyorsan, seni utandırdıysam ve benim yüzünden işin tehlikeye girdiyse o şirkete gidip direkt özür dileyebilirim tamam mı? O kadından da o salak güvenliklerden de tek tek özür dilerim duydun mu?" dedim kaşlarımı tıpkı onun gibi çatarken. Göz bebeklerinden süzülen hayal kırıklığını görür gibi oldum bi an. Bakışlarını sonunda gözlerime çevirmeyi başardığında bir kaç saniye öylece baktı. Bir ifade yoktu sadece bakıyordu. Ben kafasından neler geçirdiğini söylemesini beklerken kısaca "Sonra." deyip arkasını döndü ve tekrar yürümeye başladı. Bu kez gitmedim arkasından. Seslenmedim de. Sadece görüş alanımdan çıkana kadar izledim. Onuncu adımında sigara yakmıştı. Yine seslenmedim.  Dediği gibi yapacaktım. Konuşacaktık evet ama.. sonra...

____

"Ee ikinizde de mi bir fikir yok." diye sordum kızlara bakarak. Eve döndükten sonra duş alıp uzun bir süre yatakta düşünüp durmuştum. Hem yalnız kalmak hem de yanımda bana akıl verecek birilerini bulundurmak istiyordum. Kızlara işten sonra eve gelmeleri için mesaj atmıştım ve son bir saattir yaşadığım bu garip durumun içindeki "gariplik" sebebini düşünüyorduk. Selo eliyle dağılan kırmızı saçlarını geriye doğru itti. "Evet, biraz farklısın yani muhtemelen yaşadığı diğer ilişkilerindeki kızlarla alakan yok ama aylar oldu ve senin hareketlerine sinir olmak yerine bayılıyor gibi görünüyor. Yani olayın kavga çıkarmanla, davranışlarınla hiç bir alakası yok bence." dediğinde Sena suratını buruşturarak işaret parmağını susması için Selonun dudaklarına bastırdı. "Kızım gerizekalı mısınız? Olay kesinlikle Berat altyapılı. Bu bir kıskançlık krizi. Bak buna adım gibi eminim, adım gibii! Ya bak üstünden ne kadar zaman geçmişse geçmiş ama sonuçta sevgili olduğunuz bir dönem var ortada ve çocuk sizi el ele görmüş. Okey bunu anlamayacak bir adam değil Furkan ama belki gergin bir anına geldi? Kızım ofisi ne halde bıraktığını farkında mısın? Kaçıp gitmişsin resmen kavga çıkarıp. Çocuk Allah bilir sana ne olduğunu düşündü. Bence biraz onun çerçevesinden bak. O korkuyla yanına gelmiş senide sakin sakin çocukla el ele otururken görmüş." dedi memnuniyetsiz bakışlarla ikimize birden bakarken. "Kafede onu bekliyordum neyi yanlış anlayabilir? O kadar boynuzlamak istesem başka yere giderdim değil mi?"dedim gözlerimi devirirken. Sabahtan beri bir sinirlenip bir sakinleşmekten sinir sistemim allak bullak olmuştu. Zaten bok gibi başlayan gün daha da boka sarmıştı. Bir onu haklı bulup kendime kızıyor, bir de kendimi haklı bulup ona sövüyordum. Bu hikayede yanan her türlü bendim. Net.
"Haklı olabilirsin çok bilmiş." dedi Selo Senaya şakacı bir tavırla burun kıvırırken. "Bir sorunumuz daha var."dedim kendimi yatağa bırakıp. Uykum fazlasıyla gelmişti ama bu gerginlikle kesinlikle uyuyamayacağımında farkındaydım. Babam salonda televizyon izlerken biz üç kız bir saattir kafa patlatıyorduk odamda. "Neymiş?" dedi Sena ders masamda duran kola şişesini diklerken.
"Haklı ya da haksız ya da ortadaki olay her neyse işte. Şu an ne yapmam lazım?"
"İçinden şu an tam olarak ne yapmak geliyor?" diye sordu Selo tam yanıma kıvrılırken. "Sigara içmek." dedim umursamazca. "Mehmet abi de öyle diyordu." dedi Sena kıkırdarken. Babam neyse ki(!) evdeydi yoksa bu gece evi duman altı edebilirdim. "Onu mu diyorum salak adam gibi söyle Furkan ile ilgili şuan ne yapmak istiyorsun?"
"Sanırım... Biraz küfür etmek. Sonra da niye böyle bir şey yaptığını sormak yani bu durumumuzun nedenini. Hoş sabah tek kelime bile etmedi yine etmeyeceğine eminim."
"İlk adımı sen atmalısın." dedi Sena.
"Geri çekilen ben değildim ki?" derken omuz silktim. Kavga çıkardığım için üzgündüm evet ama bunun dışında bir şey yapmamıştım ve tamamen ofisteki kadının suçuydu. Beni aşağılar bir tavırla konuşan oydu ne yani altta mı kalacaktım?
"Beray, çok düzsün. Bu kadar düz bakma. Sen böyle bir hareket yapsan alınganlık etsen o muhtemelen şu an apartmanın girişinde seninle tek kelime edebilmek için oturuyor olurdu. Hiç mi istemiyorsun ilişkinizin devam etmesini? Yani aşık mısın değil misin? Eğer aşıksan ilk adımı sen ya da o atmış fark etmez çünkü ortak paydada buluşuyorsunuz. Sevginizde." dedi Sena bana bunu kabul ettirmek için bastıra bastıra konuşurken. Dedikleri beni germişti. Öyle ki tüylerimin ürperdiğini bile hissediyordum. Sevgimiz, sevgimizi kurtarmak için. Bu dediği sanırım bütün konuşmalarımızı boşa çıkaracak tek şeydi. Ne olursa olsun sevgimizi kurtarmak istiyorsak birimiz ilk adımı atacaktı. Tabii gerçekten seviyorsak.

PİZZACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin