"4- Seninle konuşanda kabahat!"

106K 4.8K 134
                                    

Bazen hayat, çok "Keşke."

Cafeden çıkar çıkmaz, küfürlerimi sıralamayı unutmadım. Bu adamın insanlıktan anladığı şey bu muydu yani? Ama hata benim eşşek kafamda! Bu bana var ya, müstahak. Herkesi insan zannedersem, başıma böyle şeylerin gelmesi normaldir. Yok arkadaş ben akıllanmam. 

// Cafe'de //

"Evet, dinliyorum?" 

"Ailem evlenmem için bana baskı yapıyor." dediği zaman, ee senin hayat hikayenden banane diyecektim ama onu dinlemeye karar verdim. Elimi devam et anlamında salladım. Umursamaz bakışlarını gözlerime dikti ve konuşmaya devam etti. 

"Kimse ile evlenmek istemiyorum. Mirastan mahrum kalma meselesi olmasa, zerre umurumda olmazdı. O miras'tan vazgeçemem! Sana bunun sebebini söylemek zorunda değilim. Sadece 1 sene evli kalacağız. Ailem sözleşmeyi hazırladı. Eğer 1 sene evli kalabilirsem, bütün her şeyi bana devredecekler. Üvey annem, miras bana kalsın istemediği için babamın aklını bu fikirle doldurdu. Onlara ne kadar direndimse de kabul ettiremedim."  

Söyleyecekleri bitmiş gibi durmuyordu, başını camdan dışarıya çevirdi. 

"Ben de yemin ettim, Bar'da gözüme ilk çarpan fahişe ile anlaşıp 1 sene evli kalacağım ve onların önüne karım diye götüreceğim! Sen gözüme çarptın ve bunu kabul et demiyorum, edeceksin diyorum. Çünkü gerçekten hayatını zindana çevirebilecek güçte biriyim. 1 sene sabredebilirsin. Hem o yerden kurtulmana faydası olur.!"  

Bu yine bana küfür ediyordu ve ben bir anlık sinirle sesimi yükselttim.  

"Ulan bana baksana sen! Seninle konuşanda kabahat! Gelmiş burada seni dinlemeye çalışıyorum bende!"

Ses tonum yüzünden etraftakilerin bize baktığını görünce, sesimi kısıp devam ettim. 

"Bana bak, o kıt aklına sok. Ben o Bar'da çalışmıyorum ve öyle yerlerden nefret ederim! Oraya sadece kuzenimden evin anahtarını almaya gitmiştim ve ben son sınıf öğrencisiyim. Dolayısı ile oradan kurtulmaya çalışmıyorum. Çünkü zaten orası ile alakam yok! Benim kuzenimin orada çalışma sebebi de özel! Bu özel olan şey de seni zerre ilgilendirmiyor, anladın mı? Gidip kendine nereden fahişe bulursun bilemem, ama benden uzak dur. Orada olmadığımı öğrendin ve bunun kafana girdiğini düşünüyorum." dedikten sonra çantamı alıp ayaklandım. 

Elimi tutup masaya geri oturttu. Yeniden pis pis gülmeye başladığı zaman, içimdeki Ayten kafasını uzatmış ellerini yüzüne dayamış hayran hayran gamzelerine bakıyordu. Sinirimi ondan çıkarmak istercesine, kendi içime bağırdım. 

"Lan sok o kafanı içeri, adam bize fahişe diyor farkında mısın?" diyerek azarladım. Ayten kafasını içeriye sokar sokmaz, bizim dana lafa girdi. Bir dakika ya nereden bizim oluyor? Pardon düzeltiyorum, bu dana lafa girdi. 

"Orada çalışmıyorsun, öyle mi?" 

"Evet gerizekalı, öyle yerlerden de senin gibilerden de nefret ediyorum.!" dediğim zaman, sinirlenmişti sanırım. Elini yumruk yapıp masaya doğru eğildi. 

"O zaman, benimle evlenmek zorundasın. Yoksa seni o okulda da barındırmam. Ne olduğun umurumda değil, 1 sene benimle evli kalacaksın! Söylediklerimi iyi düşün sana 6 saat veriyorum." dedikten sonra cebinden kartını çıkarıp masaya bıraktı. 

"Burada telefon numaram yazıyor, 6 saat içinde bana fikrini söyle. Ya benimle güzel güzel evlenirsin, ya da ben hayatını cehenneme çevirdikten sonra benimle güzel güzel evlenirsin." dedi ve gitti. 

Ben masada resmen apışıp kalmışken, garsonun sesi ile kendime geldim. 

"Hanımefendi, hesap ödendi." 

Kafamı kaldırıp bakınca "İyi misiniz?" diye sordu. Cevap vermeden çantamı alıp dışarıya çıktım. Bu herif anlaşılan ciddiydi. Şaka falan yapmıyordu. Ailesiz olduğumu öğrendiği için mi böyle yapıyordu acaba? Okuluma geldiğine göre beni araştırmış olması lazım. 

"Yarabbim sen bana sabır ver." diyerek yoluma devam ettim. 



"Ulan amip beyinli, sen kimsin de beni tehdit ediyorsun ya? Sen kimsin yani? Kimsesizim diye bana böyle davranabileceğini mi sanıyorsun?" 

İçimden hala küfür geçirirken telefonun çalması ile ara verdim. Hande arıyordu, kalbim hızla atmaya başladı. Yoksa, bir şey mi yapmıştı? Hızlıca telefonu açıp kulağıma götürdüm. 

"Hande, kötü birşey mi oldu?." 

Hande heyecandan yerinde duramayan bir ses tonu ile "Kemal, sonunda bana teklif etti Yağmur, çok mutluyum. İlk iş seni aradım, bu gece izin aldım. Onunla vakit geçireceğiz." dedi. 

Hande adına sevinmiştim, en azından sevebiliyordu ve sevdiği adam ile sonunda kavuşmuştu. Eee bu garanti altına alındığına göre, artık oradan kovulsa bile onun için fark etmezdi. Yani inşallah fark etmezdi. 

Ses çıkarmadığımı Hande'nin "Kız, ne oldu? Şoka mı girdin?" demesi ile anladım. Ulan iki saattir kafa sesimle düşünüyormuşum. 

"Canım çok sevindim, hayırlısı olsun. Evde görüşürüz." diyerek telefonu kapattım. Şimdi evime gidip, rahat rahat oturabilirdim. Sonuçta kuzenim sevdiği adam ile birleşmişti.  Sen de avucunu yala, pis denyo! Dangalak! Bok kafalı! Kepçük ağızlı! 

Ayten kafasını uzattı kaşlarını çattı ve "Yavaş gel kızım, çarpılacaksın." diye isyan etti. Tamam, kepçük ağızlı değildi. Ama beni sinirlendirmişti! 

"4. Bölüm Sonu"

Yorum ve vote unutmayın lütfen. Sizleri seviyorum. 😍😘🙈  

Sessizliğin Sesi! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin