"Özel Bölüm"

8.5K 412 102
                                    

Annesinin ve Babasının toprağını okşadı usulca Güneş. Onları kaybettiğinden beri kendisine gelemiyordu. Evet birgün gideceklerdi bu dünyadan biliyordu. Ama istemiyordu. Kardeşlerinin gözyaşları da ona eşlik ediyordu bir yanda.

Onlara sarılır gibi sarıldı toprağa ve öptü uzunca. Yüzünü yasladı mis gibi anne kokan toprağa. Gözyaşları içinde fısıldadı.

"Bu sizden ayrı geçen ilk Bayram'ım. Sizi çok özledim. Bayramınız kutlu olsun annecim ve babacım."

Daha çok sarıldı toprağa. Sanki onları hissediyordu. Gitmek istemiyordu buradan. Başını kaldırdı yavaşça. Yutkundu zar zor. Arkasına baktı. Ailesi orada duruyordu.

Gürkan onun yanına yaklaştı. Saçlarını okşadı.

"Gidelim mi?"

Kafasını hayır anlamında salladı Güneş.
Kelimeler dökülmüyordu dudaklarından.

Gürkan da yutkundu. Ellerini tuttu sevdiği kadının.

"Hadi Güneş. Gidelim. Bak onlar da seni görüyor ve onları üzmek istemezsin değil mi?"

Hızla kafasını sağa sola salladı Güneş.

"Hayır hayır. Üzmek istemiyorum. Onlar orada çok mutlu olsun istiyorum. Ama onları çok özledim Gürkan."

Gürkan sevdiği kadının yanına oturdu. Sarıldı ve saçlarına öpücük kondurdu.

"Bak kardeşlerin ve çocuklarımız da orada bekliyor. Hepsi üzgün. Onlara güç vermelisin. Bak çok zor biliyorum ama gitmeliyiz artık."

Tuttu sevdiği kadının elini ve ayağa kaldırdı onu. Güneş yürümekte zorlanıyordu.

Bütün yaşamını düşündü. Ne yapmıştı bu hayatta?

Anne olmuştu. Çocukları için, kardeşleri için güçlü olmak zorundaydı. Onları sevgisinden mahrum edemezdi. Hem inanıyordu ki, ailesi onu zaten güzel bir yerde bekliyordu.

Arkasına döndü ve gözyaşları arasında baktı mezar taşında yazan isimlere.

Yağmur SAYGIN
Serhat SAYGIN

Başını dik bir şekilde tuttu ve yutkunarak konuştu.

"Söz veriyorum. Güçlü olacağım. Kardeşlerime de çok iyi bakacağım. Siz huzurla uyuyun. Birgün kavuşacağız."

Sessizliğin Sesi! [Tamamlandı]Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ