"9- Tamam, bitsin artık!"

101K 4.3K 182
                                    

Eve geldiğimizden beri, Hande etrafımda fır dönüyordu. Bir kere daha onun mutluluğu için doğru bir adım attığımı anlamış oldum. Benden sonra mutlu olacaktı, olmalıydı! Hak ediyordu! 

Serhat ile anlaşmıştım, benden istediği tek şey onunla aynı evde yaşamamdı. Sebebi'de ailesi zırt pırt gider gelirmiş, o yüzden istiyormuş. 

Ne kadar zamanım olduğunu bilmiyordum, ama bu kalan zamanımı güzel geçirmek istiyordum. Ne olursa olsun, gülümseyecektim. İnsan öleceğini bildiği zaman, 4 kolla sarılırmış hayatına. Ben ise oluruna bırakacaktım, ne olursa olsun hayırlısı olsun diyerek... 

###

"Yağmur, hadi kalk. Yemeğini yemen gerekiyor, ilaçlarını almalısın." 

Hande tepemde bunları sıralarken, gene çılgın bir rüya'daydım. ALLAH'ım ne oluyordu bana böyle? Hormonlarım azıtmıştı benim. 

"Zaten öleceğiz, toprak mı olsun." diyen Ayten'e kızgın bakışlar atarak susturdum. Biliyorsunuz değil mi? İçimde fingirdek bir Ayten var. 

Elindeki çatalı bana doğrultan Hande, bu çatalla seni şişlerim gibisinden bakmaya başlayınca artık ona bir açıklama uydurmam gerektiğini biliyordum. Derin bir nefes alıp, ona bir yalan sıralamaya karar verdim. Bana çok kızmamasını umarak, şirince gülümsedim. 

"Hande, ben evleniyorum." dedim. Hande'nin elindeki çatal masaya düşünce çıkan ses suratımı ekşitmeme sebep olmuştu. Hande'nin ağzı iki karış açıldığında ve konuşamadığın da, Anladım ki şoka girmiş. Elimi yüzüne doğru salladım. 

"Hande." 

Gözleri doldu ve bana "Ne zaman karar verdin? Neden benim haberim yok? Benim yüzümden mi?" diye sordu. 

Ben şimdi bu kıza nasıl "Hayır senin yüzünden değil, bir Manyak ile 1 sene evli kalmam gerekiyor." diyebilirdim ki? Diyemezdim. Bu minik sırrı kendimde saklamaya karar verip "Serhat çok iyi bir insan, hem beni seviyor." diyerek ilk yalanımı söylemiş bulundum. 

Külliyen yalan. O dingil kimseyi sevemezdi! Mecburen yalan'a başvurdum. ALLAH'ım sen günah yazma. 

"Hande, ne kadar yaşayacağımı bilmiyorum. Sevdiğim insanla kapatmak istiyorum gözlerimi." 

Hande gözyaşlarını dökmeye başladı. 

"Onu seviyor musun?" 

"Ne sevmesi o denyo sevilir miydi ya?" demek istesem de diyememiştim. Masadan kalkıp yanıma geldi ve bana sarıldı. 

"Tedavisi var, doktor kalp nakli demedi mi? Gerekirse ben kalbimi sana veririm."  

Ah benim fedakar kuzenim. Ellerimle yüzünü tutup, gözyaşlarını sildim. 

"Kızım, bana moral lazım diyorum. Sen ne yapıyorsun? Sevdiğim insanla evleneceğim. Ötesi mi var?" 

Hande bir anda "Ne zamandır seviyordun ki? Ben Serhat'la tanıştığını bile bilmiyordum." diye sordu. Hah sıçtık kızım sıvayalım. 

Serhat'a evlendiğimizi kimse bilmesin demiştim. Bilecek kişiler sadece onun ailesi,  Hande, Gökhan ve Kemal olacaktı. 

Okul'da adımın evli anılmasını istemiyordum. Zaten gerçek olmayacak bir evlilik için bu yaptığım bile fazlaydı. Gider ayak sevap işliyorum işte.

 İçimdeki Ayten hemen kafasını uzatıp "Çak bi 5'lik iman girl." dedi. Ah haklısın Aytencim. Çakalım, ama senin gözüne? Bir dakika ya, senin gözün benim gözüm. Olmaz. Yine kendi içimle konuşmalarımı Hande'nin "Kapı çalıyor, açıp geliyorum." sözü bölmüştü. 

Sessizliğin Sesi! [Tamamlandı]Where stories live. Discover now