Sessizliğin Sesi! [Tamamlandı]

#Özel Bölüm#

Merhaba Serhat ve Yağmur severler. Beni özlediniz mi :)) Ben şahsen Serhat ve Yağmuru çok özledim :)) Ani gelen bir dürtü ile size minicik bir özel bölüm getirdim :))  Bu bölüm #Romantizm sıralamasında 4. sıraya yerleşmemizin şerefine. :) 

###

"Serhat! Bana bak! Ne demek ben avlanmaya gideceğim! Minicik hayvanları mı kovalayacaksın?"

"Aşkım, neden böyle yapıyorsun? Yine hamilelik hormonların kabardı bakıyorum." 

"Ne yani, sen yine hamileliğime laf mı ediyorsun? Hem ben bu çocukları tek başıma mı yapıyorum? Seninle ortak yapıyoruz!" 

Serhat yanıma geldi, ellerimi tutup beni sakinleştirmeye çalıştı. Tabiki de onu geri ittim. Kollarımı birbirine bağladım. Sabırlı olacağım der gibi bir nefes aldıktan sonra yüzünü yüz hizama getirdi. 

"Bebeğim, bak av yapmaya gideceğim sadece. Hobi için yani. Hayvan öldürmeyeceğim."

"Ne demek öldürmeyeceğim? O zaman neden gidiyorsun? Kesinlikle bir tavşan veya kuş veya geyik veya.."

Tam devam edecektim ki, Serhat'ın dudaklarıma yapışan dudakları beni susturdu. İçimdeki fingirdek Ayten derhal antenlerini çıkardı. 

"Kız birazcık daha yanaş adama, Allah'ım nasıl muhteşem öpüyor. Of anam, hepsi senin mi yavrum!"

"Hayır benim Ayten!"

"Aman iyi, yemedik herifini!"

"Bu anı bozma fingirdek!"

İçimdeki fingirdek karı kendisini geri çektiğinde, ben de kendimi Serhat'tan geri çektim. Salonun ortasında öpüşülmez ki canım! Ya çocuklar gelirse! Bak utandım şimdi.

Serhat gülümsedi ve alnıma bir öpücük kondurdu. 

"Bu yaşına geldin, 19 yıldır evliyiz ve sen hala kızarıyorsun."

Ne demek istiyordu bu öküz bana? Benim yaşımın nesi varmış? Yaşlı iması mı yaptı yoksa bana bu hayvan! 

Kaşlarımı çattım ve çemkirmeye başladım! 

"Ne demek bu yaşına rağmen Serhat! Sen bana ne söylemek istiyorsun? Karta kaçtın mı diyorsun bana?!"

Serhat şaşkınca bana bakmaya başladı. Hayır ruh halim falan değişmedi tamam mı! Bu herif bana yaşlı iması yaptı!

"Aşkım ne alakası var!"

Hızlıca onu ittim ve hunharca ağlamaya başladım! Resmen bana yaşlı demişti! 

Serhat gelip kollarını bana doladığında, onu çekiştirmeye başladım. Dokunmasındı bana! 

"Çekil şuradan! Git kendine genç karı bul!"

Serhat bir kahkaha patlattı.

"Sevgilim. Sen benim gözümde, her zaman o ilk Yağmursun. Hiç büyümüyorsun ki! Zaten ben seninle genç kalmak için değil, yaşlanmak için söz verdim. Sen 80 yaşına da gelsen, benim gözümde sadece 20 yaşında bir genç kız olarak gözükeceksin."

Söylediği şeylere  hüzünlenmiştim. Hızlıca ona doğru dönüp boynuna sarıldım. Ani gelen bir dürtü ile Ayten beni fişekledi! 

"Kız sana ne dedi, sen de hemen sarılıyorsun. Benim gözümde dedi!"

Ulan! Ayten haklıydı! Hemen çekildim. Bu defa şaşkınca bakıyordu. 

"Yine ne oldu?"

"Yani tüm dünyanın gözünde yaşlı bunak çirkin bir paçavra gibi olacağım! Ama senin gözünde tek genç kalacağım öyle mi! Sen bana şimdi de yaşlısın, iş görmezsin diyorsun öyle mi! Ben çocuklarımı da alıp gideceğim!" 

Ayaklandığım sırada, Serhat kolumdan tutup beni oturttu. Onun kucağına düştüğüm zaman, yine içimdeki sapık hormonlar baş kaldırmış bir şekilde "İstiyoruz! İstiyoruz!" demeye başladı! Fakat ben, hormonlarıma kurban gitmeyeceğim! 

Gözlerimi Serhat'ın gözlerine diktim. Onun gözünde gördüğüm sevgi, aşk, yoğunluk... Benim yumuşamama sebep olmuştu. Hormonlarımın ve hamileliğin etkisi de olabilir tabi! Hem karnım büyümeden birazcık oynaşsak ne olur ki canım! Kocam sonuçta, yabancıya vermiyorum ki! 

"Hayır Yağmur'um. Öyle demiyorum. Senin her halin başıma taç, her halinle kabulümsün diyorum! Benim alın yazım!" 

Bu adam nasıl sevilmezdi ki? Hızlıca dudaklarımı dudaklarına yapıştırdım. Siz de kapatın gözlerinizi, ayıp şeyler yapacağız ayol! Okumaya utanmıyor musunuz? Çekin bakalım hayali siyah perdeyi! Ve bizi özleyin!