eleventh

701 74 77
                                    

rlw: Hayatta mısın?

Neredeyse bir hafta olacak ve hiç yazmadın.

Seni kırdım mı?

Çift tik oldu.

Bildirimlerden mi okuyorsun?

...mr. sorry çevrimiçi...

mr. sorry: Meşguldum.

rlw: Bir hafta boyunca mı?

mr. sorry: Aslına bakarsan sadece 5 gün yazmadım.

rlw: Her neyse.

Seni kırdıysam özür dilerim.

mr. sorry: Özür dileyecek bir durum yok.

Haklıydın.

Bu beş gün boyunca düşündüm.

Yazmamalı mıydım acaba dedim kendi kendime.

Ve karar verdim.

Artık öylesine çabalamayacağım.

Uzaktan da izlemeyeceğim.

rlw: Vaz mı geçiyorsun?

mr. sorry: Evet.

Cesaretsizlikten vazgeçiyorum.

rlw: Nasıl yani?

mr. sorry: Bana 30 gün ver.

30 gün daha konuşalım.

O zaman ya karşına çıkacağım ya da,

rlw: Ya da?

mr. sorry: Seni tamamen unutacağım.

rlw: Neye bağlı olarak?

mr. sorry: Sana.

Sen istersen.

Bana şans vermek istersen.

rlw: Neden 30 gün de şimdi değil?

mr. sorry: Bu süre içinde beni tanıyabilirsin bence.

Ve hatta sevebilirsin.

Düşündüm. Bu aslında iki şans demekti. Birincisi şimdi. İkincisi 30 gün sonra olacaktı. Ne demeliydim? Beynim "Hayır." de diyordu. "Şimdi tüm her şeyi bitir." Ama içimden bir ses ise şans vermemi söylüyordu. "Hayır dersen üzülecek."

Sonunda ikimizde üzülecektik belki ama bu sefer çok düşünmek istemedim. Benim için bir şeyler değişebilirdi.

rlw: Tamam.

Yazdım. İki yıl boyunca beni seven bir kalbi tanımak istedim belki de.

Bir süre bakışır gibi hiçbir şey yazmadan öylece durduk. Sonra yazıyor olarak göründü.

mr. sorry: O zaman bu sana ilk söyleyişim olsun.

Şimdi kalbini hızlandırmayacak biliyorum ama.

rlw: Neyden bahsediyorsun?

mr. sorry: Seni seviyorum.

...mr. sorry son görülme 23.15...

Dediği gibi kalbimi hızlandırmadı ama benden cevap beklemeyerek çevrimdışı olduğu için içim rahat etti. Çünkü kırk yıl düşünsem cevap veremezdim. Ya da belki teşekkür ederdim yine; bilmem kaçıncı kez.

Mr. Sorry •Jin• ✓Where stories live. Discover now