forthy fourth

418 47 100
                                    

Bojogae ile birlikte okula giriş yaptığımızda Seok Jin ile olanları anlatmam da bitmişti.

"Vallahi çok güzel oldunuz si-"

Lafını bitirmediği için "Neden durdun?" derken kaşlarını çatmış bir şekilde bankların olduğu kısma baktığını fark ettim. Jungkook'un yanında Min Seo Ra mı vardı? Bakışlarımı biraz yana kaydırdım. Seok Jin oturmuş basketbol oynayan Yoongi ve Jimin'i izliyordu. Hemen yanında ise Sunri vardı. Başında dikilmiş ona bakıyordu.

"Birileri yine kaşınıyor." dedikten sonra onlara doğru yürümeye başladı.

Arkasından ilerlerken "Bojo sabah sabah kavga etmeyeceksin değil mi?" diye sordum.

"Etmeyeceğim, edeceğiz."

"Saçmalama."

"Kaşınmaya devam ederlerse yani."

"Kavga falan yok Bojo."

"Tamam tamam dalga geçiyordum zaten."

Onlara yaklaştığımız sırada Jungkook bizi fark etti. Hatta fark eder etmez ayaklanıp bize doğru yürümeye başladı. Min Seo Ra arkasından bakakalmıştı. Eh... Bu hoşuma gitmiş olabilirdi. Ama Seok Jin hala Yoongi'leri izliyordu.

"Günaydın!"

"Günaydın Jungkook."

İkisi kısaca sarıldılar.

"Sen Seok Jin'e bir şey diyecektin sanki. Gidip söylesene."

"Yoo söylemeyecekti-"

"Evet evet söyleyecektin, hadi."

Beni bir hışımla ittirdiğinde kendimi Seok Jin'in önünde bulmuştum. Beni görünce şaşırsada yüzünde hemen bir gülümseme oluştu. Ben de gülümsemesine karşılık verecektim ama Sunri'nin ince sesi buna engel oldu.

"Hey! Burada özel bir şey konuşuyorduk."

Göz devirmeme engel olamadım.

"Ben öyle bir şey olduğunu hatırlamıyorum. Daha çok sen konuşuyordun ve ben de seni dinlemiyordum. Oysa en başta seninle konuşmak istemediğimi de belirtmiştim Sunri."

Öyle bir bozulmuştuki Sunri... Birkaç sefer bir şey diyecek olduysa da demedi ve sinirle Seo Ra'yı da alarak okul binasına girdi. Ayıptır söylemesi bu beni oldukça keyiflendirmişti.

"Ee n'aber?"

"İyi. Senden?"

"Çok iyi olduğum kesin. Otursana."

Yanına oturduğumda bir yandan da saati kontrol ettim. Derse pek bir şey kalmamıştı.

Ve Seok Jin gerçekten mutlu görünüyordu. Birinin senin sayende mutlu olabilmesi çok iyi hissettiriyordu gerçekten.

Seok Jin'den

İkimizde konuşmadığımız için ona baktım. Gülümsüyordu.

"Ne oldu?"

"Ne olmuş?"

"Gülümsüyordun."

Mr. Sorry •Jin• ✓Where stories live. Discover now