"Yasemin Kokulu"

6.3K 471 1.1K
                                    

Louis

Omzumdaki ağrı ile gözlerimi açtım. Neler olduğunu anımsadığımda küfür ettim. Sikik Sean beni omzumdan vurmuştu. Onu bulduğum zaman gösterecektim Louis William Tomlinson'ın kim olduğunu. Derin bir nefes alıp kalkmaya çalıştım ama omzumdaki ağrı çok fazlaydı. Tekrar kalkmaya çalıştığımda yanı başımdaki komidine tutundum. Kolumdaki serumu çıkardım. Sonunda kalkabildiğimde omzumu tuttum. Ayağa kalktığımda kapıya doğru ilerlemeye başladım. Başımı kaldırdığımda koltukta oturan bedeni görmemle kaşlarımı çattım ve olduğum yerde durmuş onu izlemeye başladım.

Bacaklarını toplamış ellerini başının altına koymuştu. Kahverengi saçları topuzdu ve topuzdan fırlayan bir tutam yüzüne düşmüştü. Bordo gömleğinin ilk üç düğmesi açıktı ve bacaklarını siyah dar bir pantolon sarmıştı. Bembeyaz teniyle koltuğumda öylece uyuyordu. Ona doğru ilerleyip tam karşısında durdum. Yaşı küçük olmalıydı.

Nefes alıp verdikçe göğsü yavaşça inip kalkıyor ve sarı ile kahverengi arası uzun kirpikleri titreşiyordu. Sol yanağındaysa hafif belirgin bir çukur vardı. Gamzeliydi.

Eğilip yüzüne gelen saçını kulağının arkasına sıkıştırdım ama eski hâline geri dönmüştü hemen. Nedensizce gülümsedim. Asi bir bukle.

Kendime gelmeliydim. Başımı sağa sola hızla salladım. Ne yapıyordum ben böyle? Sertçe geri çekildim bunun sonucunda omzum acımıştı. Omzumu tutarak banyoya doğru yürürken bu küçüğün kim olduğunu düşünmeye başladım. Benim yanımda olabilecek biri değildi.

Aynanın önüne geçtiğimde sargıdaki kırmızılık gözüme çarptı. Eğilip kalkarken olmuş olmalıydı. Saçlarım darmadağındı ve terlemiştim. Yüzüm solgun duruyordu. Suyu açıp yüzümü yıkadım. İyi hissettirmişti soğuk su. Banyodan çıkarken duvara tutundum. Başım dönüyordu. Bu sırada duyduğum naif sesle gözlerimi açtım.

"Ayakta olmaman gerekiyor senin." koltuktan kalkıp yanıma geldiğinde belimden tutup yatağa doğru ilerlemeye başladı ama onunkine göre daha yapılı olan bedenim ve ondan uzun boyum karşısında zorlanıyordu. Bedenimi yavaşça yatağa oturturken dolaplara ilerleyip beyaz bir tişört aldı. Komodinin üzerinden de birkaç şey alıp yatağa bıraktı ve önümde dikildi. Peçeteyle yüzümü yavaşça silerken konuştu.

"Kendini zorlayacak bir şey yapmamalıydın. Dikişlerin patlamış olabilir." bense sesimi bile çıkarmadan onu izliyordum. Islak peçeteyi bırakırken eğilip sargımı açmaya başladı. Sıcak nefesini boynumda hissediyordum ve başımı çevirsem dudaklarım bembeyaz olan boynuna değebilirdi. Burnuma gelen kokusuyla başımı hafifçe çevirdim. Doğal kokusu muydu bu küçüğün? Sargımı açmıştı ve bir eli omzumda bir eli kolumdaydı. Burnum boynuna değdiğinde irkildi. Geri çekildiğinde omzuma bir şeyler yapıp tekrar sarmaya başladı. Bağımsız bir şekilde kelimeler dudaklarımdan döküldü.

"Çok güzel kokuyorsun." elleri bir an duraksadı.

"Yasemin." yanakları kızarırken devam etti. Bitirdiğinde geri çekilip tişörtü alıp yavaşça giydirdi. Parmakları saçlarımla buluşurken onu izliyordum.

Kimdi bu küçük?

"Kimsin sen?" terli olmamı umursamadan parmakları saçlarımda gezinmeye devam etti.

"Doktorun sayılabilirim."  yavaşça parmaklarını çekti.

"Sayılabilirim?" yanıma oturup serumu çıkardığım kolumu dizine koydu. Yatağın üzerindeki küçük paketi alıp bir şey çıkardı. Serum borusunun ucundakini çıkarıp yerine taktı ve koluma geçirdi.

"Cerrahi asistanıyım ben ve sen iyileşene kadar burdayım." tek kaşımı kaldırdım.

"Kaç yaşındasın sen?" gözlerini gözlerime dikti. Yeşilleri parıl parıldı.
"Yirmi dört." küçüktü. Asi bukleyi kulağına sıkıştırırken sordu.

LOVE IN THE DARKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin