"Siyah Depo"

4.6K 292 359
                                    

"Anne!" on iki yaşındaki Louis merdivenleri inerken bir yandan da annesini arıyordu. Birlikte piyano çalacaklarına annesi söz vermişti.

Merdivenlerden inip salona ulaştığında annesine seslenmeye devam ediyordu ama geri dönüş yoktu. Kaşları çatılırken bahçe kapısına ilerleyip sürgüyü çekti.

Mayısın gelişiyle havalar daha da güzelleşmeye başlarken gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Duyduğu sesle gözleri anında açılırken koşmaya başladı.

Çiçeklerin olduğu yere geldiğinde dizlerinin üzerinde hıçkırıklarla ağlayan annesini buldu.

Kahverengi saçları omzuna özensizce dökülmüştü. Hırpalanmış gibi duruyordu.

Ona doğru yürürken belinden tutulmasıyla bağırdı.

"Bırak!" Jay duyduğu sesle başını kaldırırken oğlu görüşüne girdi ve hızla ayağa kalktı. Troy oğlunu kucaklamış götürürken koşmaya başladı.

"Anne!" Louis babasının kucağında tüm gücüyle debelenirken Jay koşmaya başlamıştı.

"Louis, bebeğim!" Troy Dennis' e bakıp başını salladı. Adam gözlerini kapatırken kadını tuttu. Dennis bunu yapmak istemiyordu ama zorundaydı.

"Bırak beni! Louis! Bebeğim!" Louis ellerini annesine uzatmıştı.

"Anne! Bırak beni baba!" Troy kapılar açılırken oğlunu bindirip kapıyı kitledi.

Araba hareket ederken Chris hüzünlü gözlerle küçük çocuğa bakıyordu.

"Nereye gidiyoruz!?" cevap gelmezken sert sesiyle konuştu bu kez küçük çocuk.

"Nereye gidiyoruz dedim." Troy beğeni dolu bir bakışla ileride yerini alacak olan oğluna baktı.

Ama bu yinede alacağı cezayı hafifletmeyecekti.

"Siyah depoya." Chris duraksar gibi olurken gözlerindeki öfke kırıntılarıyla Troy Tomlinson' a baktı.

Troy sert bir bakış atarken konuştu.

"Devam et Chris." sesi tehditkârdı. Louis ise kaşlarını çatmış babasına bakıyordu.

"Siyah depo da neresi?"

"Öğreneceksin küçük William."

"Bana küçük William deme." Troy mavilerini kopyası olan mavilere dikip yavaşça konuştu.

"Küçük William." Louis cama yaslanırken başını çevirdi. Babası onu ürkütüyordu.

On dakika sonra araba durduğunda kapılar açılmış Louis bileğinden babası tarafından sıkıca tutulmuş harabe gibi görünen bir yere doğru sürükleniyordu.

"Canım acıyor!" büyük siyah kapı açıldı ve içeri girdiler.

"Baba! Bileğim acıyor." Troy oğluna döndü.

"Bu daha başlangıç küçük William." bedeni yere düşerken gelen acıyla gözlerini kapattı.

"Okuldan kaçmak ve derslere girmemek kötü bir şey William." başını kaldırdı. Chris ve Sam vardı sadece yanlarında.

"Sadece bir gün."

"Sana asla devamsızlık yapmayacaksın dedim!" babasının sesi depoda yankılanırken korku etrafını sarmıştı.

"B- ben.." babası kemerini çıkarırken korkuyla geriledi.

"Bunu hakediyorsun küçük William."

LOVE IN THE DARKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin