"Ateş Mavisi"

5.2K 336 951
                                    

Louis

Arabayı park ettiğimde saat on bire geliyordu. Kapıyı açıp indim.

Eve doğru adımlarken içimdeki his hâlâ yerini koruyordu. İlk defa tattığım duygular benliğime işlerken adımlarımı durdurdum. Kapıyı çalarken yüzümdeki sert ifadeyi bozmamıştım. Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Yeşiller mavilerimi bulduğu an kapıyı kapatmak için hamle yaptı. Elimle engellerken kapıyı itmek için büyük bir çaba gösteriyordu ama boşunaydı.

"Git buradan." bedenimi kapıya verip içeri girdim. Geriye doğru adımlamaya başlarken kapıyı kapattım.

Yeşiller çok kırgın bakıyordu.

Kendimden nefret ediyordum.

"Git." ona doğru adımlamaya başladım. Üzerinde pijama takımı vardı ve bukleleri omuzlarına dökülmüştü.

Lanet olası çok tatlıydı.

"Git buradan Louis."

Louis.

Adımı ondan bu şekilde duymak hoşuma gitmemişti. Lou demeliydi güzel yeşilleri parlarken.

"Hayır."

"Neden geldin?" yüzü ifadesizliğini korurken gözleri her duyguyu içinde barındırıyordu. En çok hüzünle bakarken gözleri arkada kalanları görmekte zorlanıyordum.

"Çok soru soruyorsun." gözleri öfkeyle parladı.

"Git evimden!" başımı olumsuzca salladım. Ona doğru adım attıkça geri geri gidiyordu. Arkasındaki sehpayı görünce hızla yürüyüp kolumu beline sardım. Bedeni bedenime çarparken göğsüme vurdu.

"Yavaş ol domuz! Hızla kendine çekemezsin beni öyle!" başımı eğdim.

"Neden?" duraksarken gözlerini gözlerime dikti.

Söylemeyecekti.

Küçük asimi tanıyordum.

"Cevap ver."

"Çarpınca canım acıyor." birkaç saniye bakıp gözlerini kaçırdı. Belini sımsıkı sararken saçlarını çekip yüzümü boynuna gömdüm. Taptığım yasemin kokusu ciğerlerime dolarken burnumu yavaşça zarif boynunda gezdirdim.

"Ç - çekil." boynuna öpücük bırakırken elini koluma koydu.

"G- git dedim Louis."

"Hayır." bir öpücük daha bıraktım.

"Bana bunu neden yapıyorsun?" titreyen sesiyle yüzümü boynundan çektim. Gözleri dolmuştu.

"Bana bunu yapma." diye fısıldarken gözyaşları akmaya başladı.

"Ağlama." ona neden böyle yapıyordum ben? Neden hep zarar veriyordum? Olduğum beden, büründüğüm ruh mu yaptırıyordu bunu bana? Yoksa korkum mu?

"G- git artık." yumuşacık olan yanaklarını kavradım.

"Ağlama dedim."

"Hâlâ emir veriyorsun." gözyaşlarını sildikçe yenileri akmaya devam ediyordu.

"Ağlama!" irkilirken ellerimi çekmeye çalıştı.

"Bırak beni. Git!" daha sıkı kavrarken dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Gözlerim kapanırken üst dudağını dudaklarımın arasına aldım.

Uyuşturucu.

Benim uyuşturucum.

Debelenmeye devam ederken dudaklarımı ısırdı. Tıslarken geri çekildim. Baş parmağımı dudağıma götürdüm. Kanıyordu.

LOVE IN THE DARKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin