"Yeter Ki Sen Üzme"

4.6K 311 500
                                    

Bir Hafta Sonra

Harry

Hayatım boyunca umut ettim. Açık söyleyeyim. Bir aile kurmak, çocuk sahibi olmak hayallerimin arasında ilk sırada yer almıyordu. Hatta hep yalnız olacağımı düşünürdüm.

Ama insanın düşündüğü gibi olmazdı hiçbir zaman.

Gözlerimin önünden gitmeyen sahneler içimde bir yerlere en derinime dokunuyordu.

Bir hafta önce herhangi bir gecede elleri bağlı olan adam gözümün önünden gitmiyor. O yaralı adam benim sevdiğim adam.

Bakmayın o gece öyle perişan olduğuna sıkı adamdır.

Hepimiz bazen hayal kırıklığı yaşarız. Hayat bu. Zaten onun amacı hayallerimizi kırmak. Bizimki hayata direnmek. Bazen pes ederiz. Bir hafta önce o gece benim yaptığım gibi.

Bebeğimi sevdiğim adam için feda ettim.

Aşk için neleri feda eder bir insan? Bilmiyorum. Doğru mu yaptım? Bilmiyorum ki çok geçti zaten.

Belki bir ömür boyu bir pişmanlıkla yaşayacağım.

Yaşadıklarımın hepsinin kötü bir rüya olmasını istiyorum ama değil.

Çok ağlıyorum.

Adamım da ağladı. Onu ağlarken ilk görüşümdü. Mavi gözleri buğulu buğuluydu. Sert bakışları yoktu.

Bütün hayatı boyunca kendini suçlayacak. Katlanması zor. Ne olursa olsun ondan nefret ettiğim zamanlarda bile onu sevmeye devam edeceğim.

Üzerimdeki hırkaya daha çok sarıldım. Eylüle girmiştik. Rüzgâr yüzüme doğru eserken titredim. O gece de böyle esmişti.

Saçlarım uçuşurken diktiğim çiçeklere baktım. Üzerinden çok zaman geçmiş gibiydi.

Elim karnıma giderken duraksadım. Hırkama daha sıkı sarıldım. Eve doğru adımlamaya başladım. Korumalar bakarken gözyaşlarımı tuttum sonra Chris ile karşı karşıya geldim.

O gecenin tanıklarından biri de Chris.

Kahverengi gözleri hüzünle dolu. Bir süre bakıştık. Sonra gözlerini çekip başını eğdi yavaşça.

Merdivenlere doğru yürümeye başladım. Gözyaşlarım da akmaya başladı. Düşen her bir damla içimi yakıyordu. Parmaklarım titriyor, burnumun ucu sızlıyordu.

Yatak odasına geldim. Kapıyı açıp içeri girerken örtüyü çekip yatağa uzandım. Bacaklarımı kendime doğru çekip ellerimi başımın altına koydum. O günün izleri hâlâ bedenimde varlığını sürdürmeye devam ediyordu. Louis' in de. Birbirimizin yaralarına bakmamıştık, bakamamıştık.

Gözümün önünden gitmiyordu o hâli ya da yere düşüşüm. Dizlerimin üzerinde yere yığılışım ya da bedenimde hissettiğim darbeler aklımdan çıkmıyordu.

Hâlâ hissediyordum.

*

Louis

Silahım elimde yürürken sokakta adımlarımı hızlandırdım.

Sıra ondaydı.

İlk önce esmer olanı öldürmüştüm. Sonra uzun boylu olanı. Sonra aynı gün içinde diğer ikisini. Ölesiye dövmüş bir an bile düşünmeden tetiğe basmıştım.

Şimdi sıra ondaydı.

Otelin arka kapısına geldim. İçeri girerken silahımı belime koydum.

LOVE IN THE DARKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin