"Sızı"

5.1K 331 875
                                    

İki Gün Sonra

Harry

Duş almış, pijamalarımı giymiş öylece yatakta yatıyordum. Bacaklarımı kendime doğru çektim. Gözyaşlarım akmaya devam ederken üzerimdeki örtüyü daha çok çektim. Aşk insanın canını bu kadar çok yakıyorsa neden bütün insanlar bu duyguyu yaşamak istiyordu ki? Neden yaşamak için bu kadar istekte bulunuyorlardı? İnsan acı çekmeyi ister miydi bile isteye hiç?

Bu kadar acı veren bir şeyi yaşamak istemek delilikti ki bende bir deliydim. Ülkenin en karanlık adamına tutulmuştum. En karanlık en sert adamına tutulmuştum. Mavi gözleri içime içime işlerken kalbim her geçen gün daha çok onunla dolarken acıyı hissetmiyordum ama şimdi?

Şimdi hücrelerime kadar canım acıyordu. Gözlerime bakarak söylediği o cümle canımı yakıyordu.

Adam beni sevmiyordu.

Sevmeyecekti.

*

"Git dinlen."

"Ama hocam."

"Styles. Ortalıkta ölü gibi dolaşmayı bırak. Hastalarıma faydan yok." Stella sarı saçlarını savurup giderken ellerimi önlüğümün cebine koyup yürümeye başladım.

"Doktor Styles." elindeki dosyayla koşarak gelen hemşire yanımda durup dosyayı uzattı.

"Bunları imzalamanız gerekiyor." cebimden kalemimi alıp gösterdiği yerleri imzaladım. Dosyayı uzattım. Gülümseyip giderken koridorda yürümeye devam ettim. Gözlerim kararırken duvara tutundum. Bu da neydi şimdi? Yürümeye devam ettim ama birkaç adım sonra gözlerim kapanmaya başlamıştı. Yere yığılacakken bir çift kol belimi sardı.

"Hey! Sedye getirin!"

"Harry!" son gördüğüm şey bir çift ela gözdü.

*

Gözlerimi yavaşça açtım. En son koridorda yürüyordum sonra başım dönmüştü. Kolumdaki serum iğnesine baktım. Etrafı morarmıştı.

Kapı açılırken Kadın Doğum Uzmanı olan doktor gelmişti. April Black.

Bayan Black neden gelmişti ki şimdi?

"Harry kendini nasıl hissediyorsun?"

"Biraz daha iyi." yanıma gelip oturdu.

"Son zamanlarda hiç şikâyetlerin oldu mu?" kaşlarımı çattım. Bu da nasıl bir soruydu şimdi?

"Ne gibi?"

"Mide bulantısı, yorgunluk, baş dönmesi, yemeğe düşkünlük gibi." daha sabah mide bulantısyla uykumdan kalkmıştım.

"Evet ama bunları neden soruyorsunuz?" kahverengi gözleri karasızca bakıyordu.

"Direkt söylemek daha iyi olacak sanırsam. Harry iki haftalık hamilesin tatlım."

Aman Tanrım!

Hamile.

Bebek.

Louis ve benim bebeğim.

Bir sürü düşünce beynime dolarken bedenim donmuştu. Şimdi ne olacaktı? Ne yapacaktım? Böyle bir şeyin başıma gelebileceği aklımın ucuna bile gelmezdi.

"Harry iyi misin tatlım?"

"Yalnız kalmak istiyorum." sesim kısık çıkmıştı. Bayan Black elimi yavaşça bırakıp ayağa kalktı.

"Sadece sakin olmaya çalış." deyip topuklularının çıkardığı seslerle odayı terk etti.

Yan dönerken yatakta bacaklarımı kendime doğru çektim. Ne yapacaktım şimdi? Louis ile aramda ne olduğunu ben bile anlayamazken bir bebek?

LOVE IN THE DARKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin