"Derin Bir Adam"

5.9K 327 260
                                    

Louis 

Kucağımda oturmuş iştahla dürümünü yiyen bedeni izlerken derin bir nefes aldım. Şakağına dudaklarımı bastırıp saçlarının güzel kokusunu içime çektim. Üçüncü dürümünü bitirip suyundan bir yudum alırken peçeteyle dudaklarını silip başını çevirdi.

"Beğendin değil mi?"

"Beğendim güzelim." karnındaki elimi yavaşça oynatmaya başlarken burnunu çeneme sürttü.

"Çok yedim galiba." ardından kıkırdayıp devam etti.

"Çok güzeldi ama." gözünün önüne gelen buklesini kulağının arkasına sıkıştırırken hafifçe esneyip kollarını boynuma sardı.

"Uykun mu geldi?"

"Birazcık."

"Saat geç oldu zaten. Yatma vakti." kalçalarından kavrayıp ayağa kalktım.

"Önce banyoya Lou." parmaklarını dudaklarına bastırırken hızla banyoya doğru ilerledim.

İşte başlıyoruz.

*

Sırtımda hissettiğim ağırlıkla gözlerimi açtım. Kokusunun sindiği yastıktan başımı kaldırdım ve mavilerim bir çift zümrüt yeşille buluştu.

"Günaydın mafya." yanağıma öpücük bırakıp doğruldu.

"Sırtımdan kalkmayı düşünüyor musun?" 

"Hayır." 

"Küçük yaramaz." kıkırdadı. Gülümserken gözlerimi kapattım.

"Saat kaç?"

"On bire geliyor." 

"Yanıma gel." sırtımdaki ağırlık kaybolurken yanıma yatıp bacaklarını bacaklarımın üzerine attı. Belinden kavrarken sordum.

"Canın acıyor mu küçüğüm?" gözlerini kırpıştırdı.

"Neden acısın ki?" elimi kalçasına getirdim. Kalçasını kavrarken birkaç saniye gözlerime bakıp kısık sesiyle konuştu.

"Dün gece çok naziktin." benliğime hiç uymayan bir hareketti ki onun yanında başka bir Louis oluyordum. 

Daha sıcakkanlı ve gülümseyen bir Louis.

"İyisin değil mi?" başını salladı. Parmakları dövmelerimde gezinirken kısık sesiyle sordu.

"Bugün burada olacak mısın?" 

"Olmamı istiyor musun?" yumuşacık olan yanağını okşarken huysuzca söylendi.

"Domuzluk yapma." kaşlarını çatarken elimi ensesine götürdüm.

"Çatma o kaşları." daha çok çattı.

"Küçük asim." kollarını boynuma sardı. 

"Senin küçük asin olmayı seviyorum."

"Benim küçük asim olmanı seviyorum." gözlerini gözlerime dikti. Yeşiller açık ve parlaktı. 

Gözlerindeki kırgınlık gitmişti.

"Böyle konuşunca sanki o domuz mafya değilmişsin gibi hissediyorum."

"Nasıl konuşunca?"

"Romantik." kaşları çatılan bu kez bendim. Ben ve romantik olmak? 

Duvarlara kan fışkırtmak romantiklik sayılıyorsa olabilirdim. Ya da depoda parmak kırarken çıkan sesleri zevkle dinleyip viski içmek romantiklik ise olabilirdim. 

LOVE IN THE DARKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin