Bölüm 12:Kayıp, sonsuzlukta kaybolan yıldızlar tekrar parlar mı?

4.2K 372 183
                                    



Sizden küçük bir ricam var,lütfen dikkate alın.

Bu fic benim için cidden çok fazla değerli ve bölümleri atlayarak okuyan arkadaşlar bilip bilmeden,anlamadan yargılamalarınızı istemiyorum.Bölümleri atlamadan okuyun lütfen...Ve bu bölüm hakkındaki düşüncelerinizi merakla bekliyorum...

Kayıp, sonsuzlukta kaybolan yıldızlar tekrar parlar mı?

.

.

.

''Chanyeol hyung eşyalarını alacak mısın? Baekhy-"

''Ji Won ne kadar güzel olduğunu görmüyor musun? "diye Chanyeol yeni küçük stüdyo dairesinin ortasındaki beşikte ailesinin dağıldığından habersiz oynayıp, kıkırdayan bebeğe bakıp konuştuğunda Ji Won beşiğe bakmıştı.


"İyi olacak mısın?Baekhyun hyung olma-"

"Ona hiç onu anlatamayacak olmak kalbimdeki her bir siniri zorluyor Ji Won. Ama ona bakınca her şey daha az kırıyor, üzüyor gibi. Baekhyun benim varlığımdı. O olmadan hiçbir zaman tam olmayacağım. Ama güçlü durmalıyım. Kendim için değil bu küçük meleğim için. Ben güçlü olmalıyım ki benden öğrendiği ilk şey bu olsun. "Diye alt çenesi titreyip konuşurken Ji Won ne söyleyeceğini bilememişti.

Onu aşka inandıran iki insan, şimdi kendi bilinmez kör kuyularında sonsuza kadar kaybolacak, siyahlara sarınacaklardı.


"Won-ah onunla ilgilenebilir misin? Bir saat sonra mamasını verirsin. Ölçüler buz dolabındaki kağıtta yazılı. Ben... Oraya gidip son eşyalarımızı alacağım. "Diye ıslanmasına ramak kalmış gözlerini üst üste kırptığında  Ji Won kafasını sallamıştı.

.

.

.

Baekhyun kimsesiz olduğu ilk gününü hala bir saattir içeri giremediği evine bakarak geçiriyordu.

Kapıdan, salonda aldıkları renkli kanepeye gözlerini dikmişken her şey buğulanmaya başlamıştı.


O kanepeyi kapıdan içeri sokmak için kırk takla atmışlardı. Ve o gece kanepeye ceza olsun diye ikisi de üstünde uyumuştu.
Baekhyun gözünde canlanan aynıyla bir yandan ağlayıp aynı anda gülümserken nefesi soluk borusunu tıkamaya başlamıştı.


''Bu evde kalmayı düşünmüyorsun değil mi? "


Kısa olan hıçkırıklarını son anda bastırıp hızlıca gözlerini sildiğinde Chanyeol ondan kalan boşluktan içeriye girmişti.

'İki ayda ne kadar küçülmüş benim varlık nedenim' diye kalbi acırken düşündüğün de sesli  başka bir şey söylemeyip bir zamanlar sadece şen kahkahaların ve arzunun dolup taştığı odalarına girmişti.


Dolabı açıp Baekhyun'nun hiçbir eşyasına dokunmadığını gördüğünde kaşları çatılmıştı.

Baekhyun kendini toplayarak içeri geçip kapıyı kapattığında bileğinin çekilmesiyle az önce bastırdığı hıçkırıklar peşi sıra salona yayılmaya başlamıştı.



"A-Ağlama... Ben korkutmak istemedim.İyi misin varlı-şey eşyaların... "Diye kelimeleri zorlukla bir araya getirdiğinde Baekhyun'nun elleri belini bulmuş sıkıca sarılmıştı.


Chanyeol tişörtüne yayılan  her damlayla cehennem ateşinde yanarken hareket etmeden öylece durmuştu.


Tek bir gözyaşı için bile kendinden vazgeçecek bir bağla ona bağlıydı. Hakimin boşandınız demesiyle o bağların hiçbir zaman kopmayacağını biliyordu. Ama yine onu teselli edecek bir durumda değildi.Olamazdı da...




Ya Sonra ... [Chanbaek]Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt