D O K U Z

6.6K 582 167
                                    

Selamın aleyküm kardeşler, beni bilen bilir yazacaklarımı genelde bölüm önüne yazmam ama bu sefer bu yazdıklarımı daha çok kişi okusun diye bölümün başına yazmaya karar verdim. Okursanız sevinirim. Geçen bölüme @BRATERZ kitap önerisi istemişti. Ben de sadece onun şahsında soruyu cevaplamak yerine belki merak eden başkaları da vardır diyerek buraya birkaç öneride bulunmak istedim. Öncelikli olarak şunu söylemeliyim ki BRATERZ önerilerimin büyük bir çoğunluğu tam olarak senin istediğin konuda değil ancak gerçekten kıymetli ve okunması gereken kitaplar. Özellikle 1.ve 3.yü şiddetle tavsiye ederim. İnşaAllah okuyup faydalanırsınız.

1)Mecdi el-Hilali Önce İman

2)Said Havva Allah'a İman

3)Prof.Dr. Ragıp es-Sercani Alemlere Örnek Sallallahu Aleyhivesellem

4)Fethi Yeken Müslüman Olmam Neyi Gerektirir?

5)Ahmet Bulut Cennete Götüren Namaz


D O K U Z

"İsmimi kimse onun kadar güzel söyleyemezdi." Nazan Bekiroğlu

Yatsı namazından dönüp üç gündür yaptığı gibi Adeviyye'nin odasına gelmiş yataklarının sağ tarafına yerleşmişti. Karısı iyileşmiş sayılabilirdi lakin kitap okuma fasılları ikisinin arasında gizli bir ritüel olarak devam ediyordu. Harun bakışlarını okuduğu satırlardan kaldırıp yan tarafında uzanan genç kadına kısa bir bakış attı. Adeviyye gözlerini kapatmış dingin bir halde kocasının sesini dinliyordu. Genç adam onun bu sakinliğinde yavaşça sağ elini kaldırıp temkinli bir şekilde saçlarına uzandı. Bir yandan da her şey olağanmış gibi okumaya devam ediyordu. Parmakları karısının yumuşak saçlarına dokunduğu anda ikisi de nefeslerini tuttu. Lakin Adeviyye'ninki şaşkın bir duraksamayken, adamınki alacağı tepkiyi ölçmek içindi.

Son üç günü birlikte geçirmeleri, aralarındaki mesafenin erimeye başlamasına vesile olmuş gibiydi. Adeviyye yavaş yavaş siz hitabını bırakmaya başlamıştı. Onun fazlasıyla zorlandığını hissediyordu Harun. Zira kız uzun konuşmalarda sen diye başlayıp sonlara doğru alışkanlık eseri siz'e dönüyor, yaptığını fark eder etmez heyecanlanıp kendi kendisini düzeltmeye çalışıyor ve her seferinde Harun'u içtenlikle gülümsetmeyi başarıyordu. Harun 'Bey'den tamamen kurtulmak üzereydi. İşte en çok buna mutlu oluyordu genç adam. Minik karısının ona Harun diye her seslenişi adamın içinin her seferinde yeni bir çiçek açışı demekti.

Parmakları kestane tutamların arasından kayarken kadının dudakları hafif bir gülümsemeyle kıvrıldı, ve Harun o an küçüklüğünün uçurtmalarından daha güzel bir şey bulduğuna emin oldu. Dudakları geniş bir sırıtışla gerilirken ses tonunu korumaya çalışsa da nafile, pek başarılı olamadı. Ve karısının gülümsemesi bir parça daha genişledi. Harun üç gündür yakasını bir an bile bırakmamış olan Adeviyye'yi sımsıkı sarma hissiyle doldu, fakat günlerdir olduğu gibi kendine engel olup yavaş ama emin adımlı planına sadık kalması gerektiğini geçirdi zihninden.

"Satır atladın."

Harun bir an için duraksayıp ne dediğini anlamayarak karısına baktı. Kadının gülümsemesi beyaz dişlerini gösterecek kadar genişlemişti fakat hala gözleri kapalıydı. "Efendim?" diyebildi genç adam, zihnini sinsi planından çekip ancak toparlayabilmişti.

"Satır atladın," diye tekar etti karısı. Sonra da "...bir kaç kere." diye ekledi. "Paragrafın başından beri ne okuduğunun farkında olduğunu sanmıyorum." Onun kahkaha atmamak adına dudağını ısırdığını gördüğünde Harun, "Neden acaba?" diye sordu muzip bir sesle. Adeviyye'nin gözleriyle buluşmayı başaramayacağını anladığında da kendi kendisini cevapladı. "Yaramazlık peşinde olduğumdandır." Sonrasında içini saran sıcaklığa inat genç kadına takılı kalmış olan bakışlarını elindeki kitaba geri çevirip paragrafın başından okumaya başladı.

HasbelkaderWhere stories live. Discover now