*37*

5K 169 24
                                    

    Sabah uyandığımda kasıklarım ağrıyordu ve Kağan yatakta yoktu aşağıya inmek için yataktan çıktım ilk duş almam gerekiyordu.

Duş aldıktan sonra aşağıya indim mutfaktan güzel kokular geliyordu  kapının pervazına gelince Kağanın kahvaltı hazırladığını gördüm arkasından gidip sarıldım ilk şaşırsa da sonra arkasına dönüp benim anlımdan öpüp sarıldı.

'günaydın meleğim'

'günaydın sen kahvaltı mı hazırlıyorsun'

'evet dedim ki benim hatun akşam çok yoruldu ben de hazırladım' dedi ve güldü sonra beni kollarıyla sardı ben de sarıldım.

'yanık kokusu mu geliyor?'

'ekmekler' dedi ve ekmek kızartma makinesine koştu ekmekleri çıkarınca yanmış olduğunu gördüm ve güldüm ekmekleri bırakıp yanıma geldi.

'bakıyorum da keyfin yerinde hatun'

'yerinde mutluyum hadi açım ben' dedim ve peynirden bir parça aldım.

'tabi aç olursun akşam çok enerji harcadın'

'şunu yapmayı kes' dedim tabakları alıp masaya koydum oysa gülüp duruyordu.

'akşam sana bir sürprizim var' 

'neymiş bu sürpriz'

'adı üstüne kızım sürpriz'

'tamam be'

Kahvaltıyı yaptıktan sonra birlikte şehir merkezine gitmeye karar verdik burası acayip güzeldi etrafı izlerken gelmiştik iskeleye indikten sonra benim de inmeme yardım etti iskelede biraz yürüdükten sonra iskelenin bittiği yerde siyah takım elbiseli iki adam vardı Kağan telefona bakıyordu ve fark etmiyordu adam bizi gördükten sonra eli beline gitti o an anladım bizi vuracaklarını Kağanı tutup bana bakmasını sağladım adamlar silahları çıkarınca Kağan'da onları gördü belindeki silahı çıkardı beni bir tane teknenin içine çekti birlikte düştük sonra Kağan eğilmemi işaret etti karşıdaki adamlar bir iki el sıktıktan sonra Kağan'da sıktı sesler kesilince tekneden çıktık iki adam da ortalıklarda gözükmüyordu Kağana dönüp.

'silahımı evde unuttum geri mi dönsek'

'hayır gerek yok alışveriş yaptıktan sonra geri döneriz sonra ayrın yola çıkarız'

'tamam' dedim ama buradan ayrılmak istemiyordum Türkiye'ye döneceğimiz için pek fazla alışveriş yapmadık sadece bir kaç kıyafet ve yiyecek aldık yata gelince temkinli adımlarla bindik kimse yoktu çalıştırdıktan sonra iskeleden uzaklaştık iskelede bana bakan ve gülümseyen takım elbiseli bir adam vardı bu adam çok tanıdıktı ama kim olduğunu hatırlamıyordum bana el sallayınca Kağana baktım Kağanda fark etmiş olaca ki tek kaşını kaldırmış bana ve adama bakıyordu.

'o adam sana el mi salladı buse'

'bilmiyorum yüzü tanıdık ama kim olduğunu hatırlamıyorum' Kağan sinirlenmişti  çene kasları gerilmişti bu yüzden belli oluyordu onun yanına yaklaşıp.

'aklından ne geçiyor senin' dedim onun yan profilinden bakarken böyle de çok yakışıklıydı.

'elin adamı sana neden el sallıyor kızım nereden tanıyorsun onu' dedi ona ters ters bakıp kaşlarımı çattım.

'sana bilmediğimi söyledim çok düşmanımız var Kağan -' tam devam edecekken telefonum çaldı ekrana bakınca Samet yazısını gördüm açmadım ' ve ben hepsini tanıyacak değilim yaa hem ben mi adama el salladım o bana sa-' diyince tekrar çaldı bu seferde Egeydi yine açmadım telefonu cebime koydum sonra Kağana döndüm. 'kızgın mısın?' dedim.

Benim MafyamUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum