Kübra

27 6 1
                                    

4 gün boyunca yurt aradım. En sonunda Kübranın yurdunda 4 kişilikte  bir yer bulabildim. Kerem bana yardım edeceğini söyledi. Ama tabiki yardım etmedi.Her zaman ki gibi yanımda değilsin Kerem. Ben seni neden hayatımdan çıkaramıyorum. Senden çok aslında kendime kızıyorum. Beni bu hale nasıl getirebildin. Şansıma hafta sonu piknik etkinliği varmış. Yurdu boşaltmamızı söylediler. Ya ben etkinliğe gelmiyorsam neden yurttan çıkmak zorundayım. Kübra ve Deniz Çorum'a gideceklermiş. Birde Deniz'in sevgilisi var çocuk nedense benden hoşlanmıyor. Sanki tavuğuna kış dedim. Bende gitmek istiyorum onlarla burda ne yapıcaktım. Kerem'le zaten konuşmuyoruz. Yani aramız biraz bozuk sadece ...
"Kübra birşey dicem. Ya ben tek başıma çok sıkılırım bende sizinle gelsem olur mu?"
"Pelin şey bunu gelince konuşalım"
"Parayı sorun ediyorsan ben veririm. Yani onu problem etmeyin olur mu ?"
"Para sorun değil yavrum. Sadece Deniz'in sevgilisi seni istemiyor." Demesiyle başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ben bir kere bile konuşmadım onunla yani fazla aynı ortamlara girmiyoruz. Sadece biraz açık giyiniyorum diye laf işitiyorum. Erkeklerle muhattap olmuyorum. Kübra erkeklerle dost olur sonra beni çağırır. Bu kadar çevrem varsa yine onun sayesinde şimdi nasıl ne için beni yargılıyor. Gözümden istemsizce yaşlar dökülmeye başladı.
"Kübra konuşmaya gerek yok. Sana arkadaşlarınla mutluluklar"
Kübra'ya daha çok kızıyorum. 2 günlük insanlar için beni satıyor. Biz onunla 4 sene aynı sınıftayız. O kız bu sene mezun olucak. Bir daha hayatında o kadar yer almıcak. Birde o çocuk benden neden nefret ediyor. Ben ona hiçbir şey yapmadım. Kafamda bir sürü soru geçirdim. Kerem'i aramam gerekiyor. Bana en iyi o gelicek.
"Ke-Kerem ben iyi değilim!" Hıçkırıklara boğuldum.
"Neyin var?"
"Kübralar Çorum'a gidiyor. Beni istemiyorlar. Daha doğrusu oda arkadaşının sevgilisi istemiyormuş. Beni bi erkek için sattı." Ağlamaya devam ediyordum. Ne büyük aptallık benim neyim varda çekemiyorlar.
"Kızım ben sana bin kere söyledim. Bu Kübra seni kıskanıyor. Ona kimse bakmıyor ya yediremiyor orospu... Sakın ağlama.."
"Bugün benimle kalma şansın var mı? Lütfen benimle kal yalnız kalmak istemiyorum. Zaten yurtta etkinlik varmış. Pikniğe gidiyorlar. Yurdu kapatıcaklar. Ben ne yapıcam tek başıma dışarıda sen gelsen beni alsan beraber kalsak..."
"Olmaz yavrum gelemem. Köydeyim bugün burda kalıcam." Biraz sessizlik olduktan sonra derin bi nefes aldım.
"Tamam neyse o zaman ben şimdi kapatıyorum telefonu görüşürüz." Cevap vermesini beklemeden kapattım.
Bi kere Ya bi kere yanımda ol. Koru kolla beni.. Varlığını hissettir. Sıcaklığına sevgine muhtaç olduğumu görmüyor musun? Herkes bana şort çeviriyor. Gerçi ailede bile dışlanan biriyim. Seni ailen bile sevmiyorsa hiçkimse sevmez. Bunu ne zaman öğrenicem. Ne zaman büyüyüp sadece kendi sevgime ihtiyacım olduğunu anlıcam. İç sesimle kavga etmekten yoruldum. Böyle düşünürken bencil olmam gerektiğini anlıyorum. Ama biri hayatıma girdiğinde hemen sevgi bahşediyorum. Sanki hakediyorlar . Aptalsın Pelin hemde çok aptalsın... Kendimle savaşım ne zaman bitecek? Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Derin bir nefes aldım. Telefon rehberinden kiminle dertleşebilirim diye düşünürken aklıma tabiki Kadir geldi. O benim gerçekten can dostum. Ne zaman dertleşmek istesem başım sıkışsa yanımda olur.
"Kadir ben iyi değilim. Size gelsem bugün sizde kalsam olur mu?"
"Tabiki Pelin soruyor musun? Sana kapımız her zaman açık." İstemsizce gülümsedim. Dilerim Kadir bana birgün kazık atmaz. Oda giderse kimseyle dertleşemem. Hemen bir pantolon giydim. Üstümede siyah kazağımı giyip Kadir'lere gittim.Kapıyı açtığında hemen sarıldı. Deli bu çocuk...
"Pelin neyin var. Sen ağladın mı?"
"Şey biraz. Kadir bu insanlar neden kötü?"yine gözümden yaşlar akmaya başladı.
"Ne oldu? Kerem yine birşey mi yaptı."
"Hayır. Bu sefer Kübra bi erkek için beni sattı."
"Böyle olucağı belliydi." O kadar sakince konuştu ki sanki olanları biliyor.
"Kerem gibi konuşma sende... Bir ben bi salağım göremedim." Güldü.
"Hayır sen çok iyi niyetlisin. Kızım o seni kıskanıyor. Güzelliğini erkeklerin senin peşinden koşmanı kıskanıyor. Ona yazan kimse yok... Gerçi o çirkinliğe kimsenin bakmaması normal. Sen çok güzelsin. Çok güzel giyiniyorsun. Bi tarzın var bi durulun var. Konuşmayı biliyorsun kültürlüsün herkes sana hayran onun neyi var. Erkek gibi tavırları var." Sustum hiçbir şey söyleyemedim. Herkes aynı düşüncede nasıl oluyor.Tek salak gerçekten ben olmalıyım. Kerem'de aynılarını söylemişti. Beni kıskandığını ben düşünmüyorum. Yani neden beni kıskansın ki... Oda kendince güzel her kadın güzeldir. Sadece biraz bakımsız kendine baksa aslında çok güzel olabilir.
"Ya yinede öyle söyleme. Beni kıskanmıyordur benim en yakın arkadaşım. Neden kıskansın ben onu kıskanmıyorum. Yani oda kıskanmamalı..."
"Of Pelin çok safsın!" Bildiğin salaklığıma sitem etti.
Gece boyunca konuşmaya devam ettik. Telefonumun çalmasıyla konuşma yarıda kaldı. "Efendim Kerem" beni merak etmiş sanırım.
"Çabuk yurttan çık geliyorum. Taksiye bindim geliyorum." Dayanamadı bana kıyamadı... Ya ben senin canını yerim. Kadir'ler de olduğumu öğrenirse beni öldürür. En iyisi yurttan çıktığımı söyleyeyim.
"Tamam aşkım." Gözlerim parlıyordu. Mutluluktan gülmeye başladım. Kadir suratıma anlamsızca bakmaya devam ediyordu.
"Kanka Kerem bana dayanamadı geliyor. Sana ayıp olmaz değil mi gitsem." Yüzüne nolur kırılma diye bakışlar atıyordum.Gülümsedi.
"Saçmalama git tabiki. İyi bi boka yarasın gerizekalı herif... Seni o kadar üzüyor. Hiç sevmiyorum bu çocuğu ama sevgine saygımdan susuyorum bilgin olsun." Dudak büktüm.
"Ben onu çok seviyorum. Biliyorum yanlış kişi ama dayanamıyorum Kadir. Onsuz nefes alamıyorum."
"Tamam neyse hadi sen in aşağıya senin burda olduğunu öğrenirse problem yaratır göt herif." Kahkaha attım.
"Tamam canım. Hadi görüşürüz. Bugün için çok teşekkür ederim iyi ki varsın." Sımsıkı sarıldım. Bu zaman da böyle bir dost bulmak çok zor. Baksana Kübra canım ciğerim dediğim kişiydi. Beni bi erkek için sattı. Herkeste aynı şeyi söylüyor. Ben birşeyi gözden kaçırdım ama neyi kaçırdım. Sarılmamız bittiğinde koşarak merdivenlerden indim. Köşede baktım taksiyle beni bekliyor. Arabaya biner binmez sımsıkı sarıldım. Nasıl özlemişim. Yanaklarına öpücükleri kondurdum.
"Dur kız taksideyiz. Ayıp oluyor." Bian unuttum. Yüzüm kızardı. Of salak Pelin kendini ne diye etiket ediyorsun. Kafamı göğsüne gömdüm.
"Aşkım nereye gidiyoruz."
"Otele gidiyoruz." Şaşkınlıkla suratına baktım.
"Eve gitseydik. Niye otele gidiyoruz."
"Kızım ev dolu gidemeyiz. Geldiğime dua et." İyice sarıldım. Minnet etmemi istiyordu. Her zamanki Kerem işte...
Otele geldiğimizde odamız ırmağa bakıyordu.
"Kerem burası çok güzel. Her zaman gelelim ne olur?" Cilveyle sarıldım.
"He tabi para sıçıyorum ben dimi?" Dudak büktüm.
"Tamam bakma öyle dayanamadığımı biliyorsun." İyice kendine doğru çekti.
Kucağına alıp balkona çıktık. Manzara gerçekten çok güzeldi. Popoma vurdu. İrkildim bi elin ayağın dursun be adam...
"Hadi kalkta kahve yap bize manzaraya karşı içelim." Gülümsedim.
"Tamam aşkım hemen..." kahveleri yapmak için hemen kalktım. Geldiğimde bacaklarını uzatmış müziğide açmış uzaklara dalmıştı. Ah yüzü gözü çizilesi adam sen benim cennet kapım gönlümün en ücra köşelerinde işleyen yanımsın...
"Gel yanıma ne bakıp duruyorsun" salak sen ne anlarsın.
"Hiç dalmışım." Güldü.
"Tamam biliyorum kızım yakışıklı adamım söylemene gerek yok." Kafasına vurdum. Hemen ego tavan salak...
"Hı sen mi? Çok komiksin."
"Sen bile istanbul' dan gelmiş bana aşık oluyorsun. Tabi ki ben..." kahkaha atmaya başladı. Uyuz herif.
"Neyse gel kucağıma otur. Manzaranın tadını çıkaralım. Sonra içeri geçince ben senin canını çıkarırdım." Yüzüm kesin pancar gibi oldu. O halimi gördükçe iyice kahkaha atıyordu. Hatta bence böğürüyordu. Beni kucağına almasıyla irkildim. Yatağa yavaşça koydu. Dudaklarıma yapışmaya başladı. Çok özlemiş olucak. Dudaklarımı ısırıp durdu. Nefes nefese ayrıldık.
"Kerem ben sana birşey sormak istiyorum." Sakin kalmaya çalışıyordum.
"He yine başladık. Ne sorucaksın sor bakalım."
"Bizim sonumuz ne olucak. O kız..." sözümü tamamlamama izin vermeden dudaklarıma yapıştı. Her ne kadar itmeye çalışsam da bırakmadı. Soruları sordukça kaçmayı tercih ediyordu. Cidden ne olucaktı. O kızla birgün evlenirse ben yaşayamam nefes alamam. Ne olur beni bırakma. Kafam da bu düşünceler üstümde Kerem... Daha ne kadar böyle devam edicek... Beni sikmeyi bi bıraksan da sorularımı sorsam. Soruları yine bi kenarda biriktirip akışına bıraktım. Göğüslerimi ısırmasıyla inledim. Gecenin karanlığına Keremin kollarına  bıraktım kendimi...

Kalbi Kendinden SerseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin