Kimse Anlamıyor

13 1 1
                                    

Berk

"Böylesine bir masumiyeti kim yaralayabilir ki...
Yüreği param parça olmuş. Saçlarını savuran rüzgar gözlerinden akan o yaşlar ulan o gözlere kıyılır mı be!" Evde deli danalar gibi bağırıp çağırıyordum. Ah o gözleri yok mu? Güzelim benim üzülme olur mu? Şuan da ne yapıyorsun. İçiyor musun? İçme olur mu? Bir adam için kendine yazık etme!
"Kardeşim neden bağırıyorsun. Hem buranın hali ne heryeri dağıtmışsın." Şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
Bu benim can dostum. Aynı üniversitede okuduk. Oda benim gibi yüksek lisans yapıyor.
Ben daha asabi adamım ona göre o herşeye çok ılımlı bakar. Kız olsaydı kesin onu alırdım.
"Birşey yok! Hadi sen git uyu!" Tepkisiz suratıma bakıyordu.
"Berk elin kanıyor. Ne bokum oldu da sen yine sinirlendin. Oğlum şu sinirlerine hakim ol biraz. Elini 50 kere kırdın şu sinirin yüzünden yine kime sinirlendin."
Doğru söylüyordu. Her sinirlendiğimde elimde ne varsa kırıp parçalıyordum. Hayatımı bir tek Mahmut bilir. Geçmişim çokta temiz değil. Hatta herşeyi Mahmut'a borçluyum. Beni bok çukurundan kurtarıp düzenli bir hayatım olmasını sağladı. Benden alamadığı tek şey sinirlerim. Hala kontrol problemim var.
"Bir kız gör" sözüm bitmeden birden kahkaha attı.
"Neden sinirlendiğin belli oldu. Kimmiş bakalım bu kız" suratıma bakıp sırıtıyordu.
"Mahmut bak beni sinirlendirme kardeşim. Şimdi bi sikim anlatmıcam meraktan sabaha kadar uyuyamazsın." Kafasıyla tamam der gibi onayladı.
"Neyse bir kız gördüm. Ben hep tepeye gidiyorum ya oda oradaydı."
"Bu saatte ne bok işi varmış." Gözlerimi devirdim.
"La bi sus anlatıyorum amına koyucam. İçmiş gözleri ağlamaktan şişmiş. Üşümüş ama zerre umrunda değildi. Aşık olmuş çocukta bunu kandırmış. Onu bulayım zaten geberticem. Her neyse kız bizimle aynı bölümde içim parçalandı. Gözleri öyle anlamlı bakıyordu ki sanki gel beni bu hayattan kurtar gibiydi. O kızın düzene sokulması gerekiyor. Güzelliğine gençliğine kariyerine yazık edecek. Ne yapabilirim bilmiyorum. O yüzden bağırıp çağırıyordum. Nasıl körü körüne bağlanmışsa artık... O çocuk gelse yine gider. Sarhoştu ulan ya bir tane orospu çocuğuna denk gelseydi kıza bir zarar verseydi." Yumruğumu sıktım. Elimden kanlar akıyordu. Ama umrumda bile değil. Tek düşündüğüm Pelin...
"Haklısın kardeşim kız için gerçekten üzüldüm. Ama onun için ne yapabiliriz. Psikoloğa gitsin. Tedavi olsun. Onun gibi sevipte kavuşamayan çok kişi var. Öyle salı vermek hayatla bağlantıyı koparmak olmaz. Çok yanlış..."
"Teşekkür ederim ben bunu bilmiyordum. Oğlum kız bunu kabul etmez ki. Ben o kızı bu piçten koparıcam. Tekrar hayata bağlanmasını sağlamam gerekiyor. Sende bana yardım edeceksin."
"Ben ne yapabilirim. Git kızla arkadaş ol."
"Lan zaten aldım numarasını sen bilgisayardan anlıyorsun. Şu şerefsizi basıl bulabiliriz. Numarası da var bende kızın gittiği yerleri görelim. O mal yine tepelere bir yerlere çıkabilir. Kendini bir yerlerden atmasın."
"Immm tamam dur hemen bakalım ne yapabiliriz." Yanıma oturdu. Bilgisayarı açtı. Bilmediğim yerlere girdi. Araştırmaya başladı. Sessizce ona bakıyorum. Aklıma elim geldi. Kan kurumuştu. Hemen kolonya aldım elimi temizleyip sardım.
"Berk gel buldum. Telefonunu ver bana hemen." Telefonu uzattım. Bir kaç dakika sonra suratıma bakıp sırıttı.
"Bir 50 ilk isterim."
"Hallettin mi?" Sırıtmaya devam ediyordu.
"Tabi ki ne sandın. Artık gittiği her yeri görebilirsin."
"Aferin lan arada bi boka yarıyorsun."
"Ayıp ediyorsun. Ben senin işini yapıyorum sen hakaret edip duruyorsun." Kahkaha attım.
Bu adam bana iyi katlanıyor. Hemen telefonu aldım. Arkadaşını bıraktığım yerde hala. Gerçi saat sabahın altısı büyük ihtimalle uyuyordur.
Bir kız ilk defa böyle bir şey yapıyorum. Çok doğru bir şey yaptığım söylenemez ama onun iyiliği için öyle saf öyle güzel ki....
"Hop yine daldın gittin. Bak bana doğruyu şöyle sen bu kızdan hoşlandın mı?" Tek kaşımı kaldırıp ona baktım.
"Saçmalama ne hoşlanıcam. Tipim değil bir kere ki sevgili istemiyorum sende biliyorsun. Sadece üzüldüm o haline abilik yapmak istedim."
"Kız kaç yaşın da?"
"22"
"Amına koyayım sanki kız 16 yaşında ne abisi" kahkaha atmaya başladı. Bende onunla beraber gülmeye başladım.
"Neyse ben yatıyorum. Sende kızı daha fazla düşünme git uyu sabah ders var."
"Tamam. Mahmut bu arada teşekkür ederim."
"Ne demek kardeşim." Pis pis sırıtıyordu.

Hayır sanki ben kıza gelip aşık oldum. Ne bu imalı imalı tavırlar. Kardeşim demesem yumruğu yerdi gözüne...

İçimi ürperten havadan sonra yatağa geçme zamanı geldi. Kendimi hemen bana bakan yatağıma attım. Bu Amasya'nın da sağı solu belli olmuyor. Bir gün hava çok güzel güneş gözlüğünü tak gez. Diğer gün bere tak yine de üşü...
Ah o gözleri beni benden alan gözleri...
Kestane rengini çalan bütün yüreğimi saran bakışları.
Ne oluyor lan kendine gel Berk. O kız liamda başkasına aşık. Onunla olmaz. Neyse daha fazla saçmalamadan uyusam iyi olur.

Pelin

Tabi ki Mine'nin üstüme abanmasıyla uyandım. Başım kazan gibi uf bu kadar içmemeliydim. Mine'nin soru dolu bakışlarıyla kitlendim kaldım.
"Sor hadi sor kıvranıp durma!"
"O çocuk kim?"
"Adı Berk dün ben tepeye çıktığım da tanıştık. Beni eve kadar getirdi."
"Senin o saatte tepede ne bok işin var. Biri alıp köşeye sıkıştırsa Kerem piçi mi kurtaracak seni!"
"Nefes alamadım. Oraya gidip kafamı dinlemek istedim."
"Sen şuna rahat rahat ağlayıp bağırmak için çıktım desene ben senin geçtiğin yollardan geçtim." Gözlerimi devirdim.
"Geçtiysen saygı duy söylenip durma!"
"Kızım iyiliğin için konuşuyoruz. Dua et çocuk iyi biri çıkmış. Kaç yaşında ne iş yapıyor?"
"Mine dün akşam anlattım. Ne irdeliyorsun?"
"Ayrıntı istiyorum. Telefon numaranı aldı mı?"
"Şey evet" dudaklarımı ısırmamla birlikte bir kahkaha attı.
"Gülmesene. Adam sanki evlenme teklifi etti. Altı üstü numaramı aldı."
"Şu herifin resmini göster bi bakayım" Telefonumu aldım. Hemen sosyal medyadan araştırmaya başladık. Tabi adamın soyadını bilmediğim için baya kurcalamam gerekiyordu. Ve sonunda bulduk.
"Oha kan bu çok tatlı. Bunla olur."
"Ne olur Mine ne bana böyle şeyler söyleme lütfen! Ben hala..." tek kaşını kaldırıp bana baktı.
"Hadi söyle ne? Keremimi seviyorsun. O adam seni kullandı. Kendisini tatmin edip sevgilisinin kollarına attı kendisini. Sen hala öyle bir adamı mı seviyorsun. Salaksın sen. Böyle bir adama olmaz diyorsun. Ulan adam seninle aynı bölüm hemde yüksek lisans yapıyor. Kerem bi polislik istedi. Oda olmadı. Beyaz eşyacıda çakışıcak. Senin yanına hiç yakışıyor mu bi düşün istersen. Beni de saha fazla sinirlendirme! Bu çocuğa şans ver." Telefonun titremesiyle sustu. Mesaj gelmişti.
"Berk mi yazdı?"
"Evet."
"Ne yazmış canım eniştem" kıkırdamaya başladı. Gözlerimi devirip mesaja baktım. Cevap verip kenara koydum.
"Eeeee söylesene ne yazmış. İnsanı çatlatma!"
"Birşey yok ya nasıl olduğumu sormuş. Dün kötüydüm ya merak etmiş." Dudak altından sinsi gülüşünü tabi ki görebiliyorum.
"Oy canım eniştem merakta edermiş."
"Yaaaa Mine lütfen! Bak sana bir daha bir şey anlatmam." Hemen sustu.
İnadımı biliyor. Anlatmazsam eğer merakından ölür. Deli kız...
Benim aklım hala Kerem de acaba ne yapıyor.
"Yine mal mal düşüncelere daldın Pelin. Kalk kahvaltı yapalım. Ölüyorum açlıktan senin göt büyütmeni bekleyemem." Kendisi şeker hastası aç kalmaya gelemiyor. 9 yaşında bir insan şeker hastası olabilir mi? Evet oluyor. Bütün ailesi genç yaşta bu hastalığa yakalanmış. Çok kötü bir durum.

Telefon çaldı. Arayan Berk...
"Efendim."
"Rahatsız etmedim umarım. Sadece nasıl olduğunu öğrenmek için aradım. Dün çok kötüydün aklım sende kaldı."
"İyiyim. Dün için ayriyeten teşekkür ederim. Beni eve kadar getirdin hakkını ödeyemem."
"Aslında ödeyebilirsin."
"Nasıl!"
"Dur sakin ol. Sadece bi kahve içelim dicektim."
"Immm şey..."
"Bunu evet olarak kabul ediyorum. Akşam seni arabayla almaya geliyorum."
"Arabayla mı?"
"Evet. Arkadaşımın arabası istedim oda verdi. Yürütmicem seni korkma"
"Peki. Ben şimdi kapatmalıyım. Kahvaltı yapıcam."
"Tamam. Seni tekrar arıyıcam. Karnını iyi doyur. Boğazından iki lokma geçsin."
"Tamam"
Mine'nin ateş gözleri üzerimde...
"Sen sormadan hemen anlatıyorum. Beni kahve içmeye davet etti. Ben kabul etmek istemedim. Ama çok ısrar etti. İlk ve son kez buluşucam. Benden birşey beklememesini ima edicem."
"Sen tam bi salaksın. Sana hiç birşey demiyorum. Yürü kahvaltı yap. Beni çileden çıkartıyorsun." Omuz silktim.

Ne var anlamıyorum. Başkasını severken başka bir adamla olamıyorum yapamıyorum ben alla alla...
Niye kimse beni anlamıyor. Çıldırıcam...
Berk'e de söyleyeceğim bir daha beni arayıp durmasın. Daha dün tanıştık. Bugün böyle bi samimi olmak çabaları tamam tatlı çocuk ama ben başkasını seviyorum.

Onunla olmaz....

Kalbi Kendinden SerseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin