Geldi

19 0 0
                                    

Mine'yle beraber içmelere devam ediyoruz. Ah benim sonum ne olucak. Kerem özürlüsü de gelmiş. Aptal herif! Birde gelince heryerden engelimi kaldırmış. Şeytan diyor ki bi tane ıslak odunu al dinlene dinlene döv şu adamı...
Sınavların bir çoğuna girmedim. O aptal herif yüzünden...
"Mine ben kütüphaneye gidiyorum. Ders çalışıcam."
"İyi tamam . Bitince işin buraya gel."
"Tamam."
Kerem gittiğinden beri Minelerde kalıyorum. Sağolsun hep yanımda canım benim. Kütüphaneye kadar yürüdüm. Kerem yine resim paylaşmış. Ne yapmaya çalışıyorsun gerizekalı herif... Sözde bana laf soksa gerek. Bakalım yine ne yazmış.
"Güzel gözlüm" telefona baka kaldım. Ulan o bana söylediğin kelime ne diye burda yazıyorsun. Aptal! o kız üstüne alınıcak. Hemen resim atmalıyım. Kütüphaneye gidene kadar 10 tane atıp silmişimdir. Benim bu adamı delirtmem gerekiyor ama nasıl?
Kütüphaneye geldiğimde Onuru gördüm. Hemen aklıma cinlik geldi. Onur okulun en popüler çocuğu bütün kızlar onun peşinde gerçekten de Allah var yakışıklı çocuk ama biz birbirimize kardeş diyoruz.
"Onur resim çekilmeliyiz." Onur şaşkın şaşkın suratıma bakıyor. Sanırım ne saçmaladığımı düşünüyor.
"Hadi Onur Aval aval bakma bana öyle kaldır kıçını!" Hiçbirşey sormadan kalktı. Boydan aynanın orda resim çekildik. Kerem bunu görünce deliricek...
"Sözde ders çalışmaya geldik. Yakışıklımla..." yazmamla Kerem cevapsız kalır mı? Asla!
"Herkes kendinin aynasıdır. Neyi yakıştırırsa onu yapar." Gözlerimden ateş fışkırıyor. Ulan kızın yanına giden sensin ben kötü oluyorum. Sen nasıl bir manyaksın acaba nerenin şerefsizisin böyle!
"Orospu çocukluğun yansıması!" Altında kalır mıyım sanıyorsun. Tamam belki biraz ağır olabilir ama hakettin...
Telefon çalmasıyla irkildim. Kerem delirmiş belli beni arıyor.
"Efendim."
"Pelin biraz ağır olmuyor mu?"
"Ne ağır oluyor. Anlamadım."
"Salak rolüne yatma. Senin ne kadar zeki olduğunu biliyoruz. Ben sana hakaret ediyor muyum?"
"Ah canım sen üstüne mi alındın. Demek ki kendine yakıştırdığın buymuş. Sonunda doğru yolu buldun." Bir süre cevap vermedi. Salak herif bana yetişebileceğini mi sanıyorsun sen!
"Pelin! Yüz yüze konuşalım!"
"Konuşacak birşey yok! Sen önce sapık arkadaşlarına git laf söyle!"
"Ne arkadaşı ne diyorsun."
"Senin o Gerizekalı taksici arkadaşın geçen gün bana yürüdü. Gecenin bir yarısı gel gezelim diyor. Artık millete benim hakkımda ne diyorsan. Onlarda gaza gelip beni uygunsuz şeylere davet ediyorlar." Keremin sinirlendiği nefes alış verişinden belli oluyor.
"Ya Kerem bey!Siz sevgilinizle gününüzü gün ederken ben senin 3 kuruşluk arkadaşlarınla uğraşıyorum."
"Nerdesin?"
"Neden soruyorsun?"
"Çabuk gel yüzleşicez. Onu dayaktan öldürücem."
"Kütüphanedeyim."
"Tamam çık gel. Bende geliyorum. Orta noktada buluşalım."
"Tamam." Telefonu kapattığımızda içimde hem onu görmenin heyecanı var. Hem de korku...
Salak çocuğu çok dövmese bari.. Gerçi piç hakediyor. Yolun ortasına geldiğimde Keremi gördüm. Heyecanını bastır gerizekalı belli etme artık umrunda değilmiş gibi davran...
"Selam Kerem bey"
"Bey mi olduk şimdi?"
"Neyse işimizi görelim. Sonra sen sağ ben selamet."
"Benden bu kadar çabuk mu kurtulmak istiyorsun."
"Evet!"
"Peki." 15 dakika boyunca hiçbir şey konuşmadık. Yanında bile yürümedim. Ne yürüyücem aptal. Kedinin ciğere baktığı gibi bakarsın anca... Geldiğimizde piç arkadaşı oradaydı. Kerem daha sormadan burnuna yumruğu bir attı. Şaşkınlıkla baka kaldım.
"Ulan sen benim helalime nasıl bakarsın?"
Bu lafından sonra gerisini hatırlamıyorum. Ne demek helalim senin helalin zaten var. Sen beni kandırdın. Kafayı yemek üzereyim.
"Abi yanlış anladın. Ben yanlış gözle bakar mıyım? Çok kötü görünüyordu. O yüzden hava alsın diye dedim."
"Mesajları gördüm. Kes sesini elimde kalıcan şimdi siktir git." Tam arkamı döndüğümde ah diye bir ses geldi. Piç yerde yatıyor. Kerem dayanamayıp yumruğu gözüne indirmiş. Hoşuma gitmedi değil. Canım sevdiğim yediremedi. Yerim yerim seni...
Of Pelin kendine gel sakin ol hiç bozuntuya verme sert tavırlara devam etmek zorundasın. Derin derin nefes al kızım kendine gel. Keremin kolumdan tutup sürüklemesiyle irkildim.
"Ne yapıyorsun aptal bırak kolumu!"
"Sen beni katil edeceksin. Ulan bi yerinde dur."
"Göt lalesi ben ne yaptım. Senin arkadaşlarının kanı bozuksa benim ne suçum var."
"Senin suçun bu kadar güzel olman anladın mı? Güzel olmak zorunda mısın?"
"Bu ne saçma soru beynini de Fethiye de unuttun sanırım. Kendine gel."
"Ben ne dediğimi biliyor muyum? Alttan alttan da bana laf sokma!"
"Kes uzak dur benden işimiz bittiyse ben gidiyorum." Hızlı adımlarla gitmeye başladım.
"Bekle ben bırakırım."
"Gerek yok!" Kolumdan tutmasıyla kendine doğru çevirdi.
"Pelin bak sinirlisin biliyorum. Sakin ol. Gel biraz konuşalım."
"Hayır! Benim seninle konuşacak hiçbirşeyim yok! Hem benim hayatımda biri var. Uzak dur benden!" Ben ne dedim öyle benim hayatımda kimse yok ki... Ona hayatımda biri var gibi gösterdim. Aferin Pelin içine ettin...
"Bi-biri mi var?" Kerem şok olmuş şekilde bana bakıyordu. İyi oldu sana kahpe herif senin yüzünden ben ne hallere düştüm senin haberin var mı?"
"Evet. Hem de çok iyi biri şimdi onun yanına gidicem. Sabaha kadar sevişiriz." Dayak yemek için kendimi zorluyorum farkındayım.
"Pelin! Beni deli etme. Seni hiç bir yere göndermiyorum tamam mı? Ne başka adamın yanına Ne de koynuna. Ulan sen adamı kanser edersin. Allahım sen beni neyle sınıyorsun gözünü sevdiğim." Salak delirdi. Gerçekten böyle birşey yapabileceğime inanıyor mu? Bu çocuk özürlü ben bunun neresini sevdim. Kimin ahını aldım da bu salağı ceza diye verdiler.
Sen ne güzel kokuyorsun. Nasıl özlemişim. Bal gözlerle bakma bana şerefsiz.
"Sanane! Gidicem ben. Sevgilim beni bekler."
"Pelin dayağımı yiceksin."
"Ya sen sevgilinin yanına gidiyorsun. Bunda bir problem yok. Ben gidince mi problem oluyor. Kendine gel bana hüküm süremezsin."
"Gittim de ne oldu? Aklımdan biran bile çıkmadın. Dokunmadım bile ona sarılamadım. Öpemedim. Kalbime öyle işlemişsin ki sevgini onu göremedim. Hep kaçtım. Seni seviyorum." Sımsıkı sarıldı. Gözlerimden akan yaşı engelleyemiyorum. Sarılma Pelin sarılma! Sinirlenip biranda ittim onu...
"Dokunma bana o kirli ellerinle...  Sen polisliği kazanamadın senin yanında olmak için götümü yırttım. Sen ne yaptın gidip soluğu kızın yanında aldın. Bana arkanı döndün. Ulan ben kaç günlerdir içiyorum. Bu ıssız sokaklarda biri beni siker mi korkusu olmadan gece yarılarında yürüdüm. Bu iğrenç boklu ırmağa kendimi atmamak için zor tuttum. Peki sen ne yaptın. Gezdin eğlendin o kızın elini tuttun. Bana söz vermiştin. Onun yanına gitmicem diye. Gidersen ben olmam demiştim. Ulan seni sevmekten nefret ediyorum. Çık artık hayatımdan çık. Akrabaların hergün kızla gezdiğin elele tutuştuğun resimleri gösterdi. Ben onlara umrumda değil demekten bıktım. Artık sende ağaç oynasa bende yaprak kıpırdamaz uzak dur benden... Defol git hayatımdan defol."  Yere çöktüm. Bu sevgi bana çok ağır geliyor. Bu aşk bana çok fazla..
Allahım al bu aşkı benden beni neyle sınıyorsun bilmiyorum ana ben sınıfta kaldım. Yanlış üstüne yanlış yaptım. Aşk bu kadar kötü olmamalı yalvarırım yalvarırım yardım et.
Keremin sarılmasıyla Allah'a yalvarışım yarıda kesildi. Allah'la bile arama giriyor. Aptal şerefsiz orospu çocuğu....
"Ağlama ne olur Pelin yalvarırım ağlama..."
kafamı kaldırdığımda Kerem de benimle birlikte ağlıyordu. Seni anlamak çok zor.
"Pelin herşey için özür dilerim. Seni seviyorum. Hata mı anladım. O kızdan ayrılamam. Sebebini sorma ama yapamam bunu bil." Ne saçmalıyorsun Kerem neden ayrılamıyormuşsun acaba...
"Defol git. Yalanlarına karnım tok. Ayrılamazmış. Bak Kerem aşıklar şehrindeyiz. Kerem ile Aslı'nın şehri... Aslı için dağları delen adam. Sen bana kalkmış olamayız diyorsun. Bu yalanlara karnım tok benim artık. Şimdi izin verirsen sana olan nefretimi kustuğuma göre gidebilirim. Arkamdan sakın gelme."  Aslında sadece biraz tek başıma yürümek istiyorum. Nefes almam gerekiyor. Bu adam beni çok yoruyor. Yerden kalktım. Hızlı hızlı yürüyüp uzaklaştım. Gözden kaybolunca en sevdiğim parka geldim. Tüm Amasya ayaklarımın altında her yer ışıl ışıl. Kim bilir kimler bu ışıltıların içinde karanlıkta boğuluyor. Kimler ne dertlerle boğuşuyor. Herkesin acısı büyük. Allah kaldıramayacağın dert vermezmiş. Doğru vermez. Şuan nefes alıyorsam hala bir umut var demektir.
Arkamdan gelen ayak sesleriyle irkildim.
"Kerem beni mi takip ediyorsun."
"Hayır. Canım burda oturmak istedi." Omuz silktim.
"İyi." Bende yedim. Salak beni takip etmiş. Özürlü beyinsiz. Neyse daha fazla hakaret edemicem. Yoksa tüm küfürlerin sebebi bu adam olmalı. Burda da rahat olamıyorum.
"Nereye gidiyorsun Pelin?"
"Sanane sana mı hesap vericem."
"Pelin gecenin 4 ü başına birşey gelicek uslu dur kızım ya gel eve götüreyim seni."
"Saçmalama istersen. Seninle niye gidiyormuşum eve yine beni sikip ortada mı bırakacaksın."
"Saçma sapan konuşma. Dokunmam sana. Yeterince kanatlarını kırdım."
"Bunu farketmen ne kadar güzel canım ya..."
"Hadi otele gidelim. Söz veriyorum sana dokunmayacağım. Sokaklarda serseri gibi dolaşma!"
"Belki o serserilerde senin gibi orospu çocuklarıyla karşılaşmıştır. Kendilerini sokaklara atmıştır."
"Pelinnnnn!" Üstüme yürümeye başladı. Amasya hödüğü dağ ayısı.
"Ne var?"
"Kes sesini de düş önüme." Kafamı eğdim. Ona hiç bakmadan yürümeye başladım. Öyle özledim ki onu yanımda dokunamıyorum. Yanımda öpemiyorum, koklayamıyorum. Ben artık kavuşmak istiyorum. Gözlerimden akan yaşları silmekten bıktım. Kalbime bu sevgi çok fazla küçücük bedenimde nasıl bu kadar büyük sevebiliyorum.
Otelin önüne geldiğimizde Kerem elimi tutmaya kalktı. Sinirle suratına baktım.
"Nişanlım diyeceğim. Bakma öyle öldürecekmiş gibi"
"Hom! Güzel fikir öldürebilirim aslında..."
"Pelin saçmalamada yürü."
"İyi be tamam."
Bütün işlemleri hallettikten sonra odaya çıktık. Ağlamaktan uykum geldi.
"Pelin 2 günlük yaptım. Sabah gelip uyandırmasınlar diye. İstersen kalmayız."
"Kalmıcaz zaten aptal mısın?"
"Rahat uyu diye yaptım. Sana da iyilik yaramıyor."
"Sen nerde yatıcaksın."
Suratıma şaşkın şaşkın bakıyor. Ne sanıyordun. Beraber uyuyucaz felan mı?
"Beraber uyumucak mıyız?" Dudaklarını büktü.
"Saçmlama tabiki hayır. Sen bu koltukta uyu. Hadi iyi geceler"
"Pelin ben orda uyuyamam. Yatak büyük şuraya kıvrılayım lütfen."
"Uf iyi tamam gel uyu." Sevine sevine yatağa girdi. Bu hali çok hoşuma gitti. Şebeleme maymunu resmen.
Yavaştan yavaştan yanaşmaya başladı. Kolunu belime attı.
"Kerem eline koluna sahip çık. Kırmak zorunda bırakma beni"
"Özledim."  Bende özledim. Senden daha çok ama sen haketmiyorsun.
Saçıma gömüldü. Nasıl güzel öpüyor her bir telini..
"Pelin bu koku cennet kokusu mu?"
"Saçmalama."
"Benim cennet kokum. Bu kokudan nasıl vazgeçerim ben söylesene..."
"Vazgeçmek zorundasın." 
Biranda beni kendine doğru çevirdi. Altına aldı.
"Kerem dur. İstemiyorum. O kirli ellerinle bana dokunma!" Adam beni takmıyor ki o kadar sert öpüyor ki dudağımı koparacak.
Zar zor ittim. Nefes nefeseydik.
"Kerem lütfen dur. Seni istemiyorum artık."
Keremin gözleri doldu. Onu ilk defa istemedim. Ağrına gitmiş olucak. Benimde ağrıma giden çok şey var.
"Peki. Sarılabilir miyim?" Gözlerimi devirdim.
"Sarılabilirsin. Ama sadece sarıl."
"Tamam."
Sımsıkı sarıldı. Kollarında o kadar huzurluydum ki benim dünyam bu iki kol arasında işte. Beni buraya gömsünler. Günlerce hasret kaldığım kokusunu içime çeke çeke uykuya daldım.
Seni seviyorum bal gözüm. Sana neden bal gözüm diyorum biliyor Musun? Balın faydası çok herşeye şifa ama fazlası zehirli...
Sana bakmakta öyle...
Çok bakınca insanı içten içe zehirleyip yok ediyorsun....

Kalbi Kendinden SerseriWhere stories live. Discover now