Batı

9 0 0
                                    

Mehmet abiye barıştığımızı söyleyemesemde Mine biliyordu.Saygıyla karşılamıştı. Zaten saygı duymayıp ne yapabilirdi ki kör kütük aşık olan benim. Sevmek neden bu kadar zor. Aslında sevmekte değil sevilmemek çok ağır.
Aradan 3 gün geçti. Kerem beni hergün arıyor. Hiç bu kadar umrunda olduğumu hatırlamıyorum. Keşke hep böyle olsa ama değişken bir yapısı var. Çözmek zor.

Mine ve Mehmet abi evini değiştirmeye karar vermiş. Bütün herkes ev temizliğine geldi. Evi taşıması İçin erkekler toplandı. Bizde kovaları alıp evin heryerine giriştik. Batı bana bakıp duruyordu. Biraz rahatsız olsamda Kerem'e inat konuşmak bile istedim. Bu arada Batı Kerem'in kuzeni ama birbirlerinden nefret ediyorlar. Geçmişte miras muhabbeti mi birşey olmuş. Bende tam bilmiyorum. Açıkçası hiç biri Keremi sevmiyor. Ben hariç.... Uzun uzun düşüncelere dalıp gitmiştim. Arkamdan gelen ayak sesleriyle irkildim.
"Korkuttun mu?"  gelen Batıydı.
Daha 20 yaşında küçük toy bir çocuktu. Ama gerçekten delikanlıydı.
"Yok korkmadım da öyle düşünüyordum."
"Ne düşünüyorsun? Yine Keremi mi?" Yutkundum. Bu insanların beni önemsediği kadar Kerem önemsemedi.
"Evet yani şey.." dudağımı ısırmamla Batı hemen soluğu yanımda aldı. Nefeslerimiz birbirine çarpıyordu. Batının kalp atışını burdan duyabiliyordum. Kuşağıma eğilip
"Şu Kerem de ne buluyorsun. Onun gibi şerefsiz birini nasıl sevebiliyorsun Pelin sen çok güzel bir kızsın. Ben seni..." elimle dudaklarını bastırıp susmasını sağladım.
Bunu duymaya hazır değilim. Beni sevdiğini söyleyemez. Yapamaz ben seni kardeşim gibi görüyorum Batı ve ne olursa olsun Keremin akrabasısın sen bu doğru değil.  Batı kollarının arasına alıp sarıldı. O kadar içten ve güzel ki her halinden belli beni sevdiği...
Hiç beklemediğim anda alnımda öptü. Hemen kendimi geriye attım.
"Batı yapma. Bak ben Kere" sinirle gözlerime bakmasıyla susmak zorunda kaldım.
"Şu şerefsizin adını ağzına alma Pelin yeter. Senin için ölüp biterken senin başka bir adam İçin yanıp tutuşmanı asla anlamıcam anlamakta istemiyorum."
Anlamanı isteyen mi var sen kimsin ki beni yargılıyorsun. Sinirle üstüne yürüdüğümün farkında bile değildim.
"O zaman sende beni sevmekten vazgeç. Çünkü seni hiçbir zaman sevmicem. Kardeşim olarak gördüm. Ve öylede kalıcaksın. Bunu o kalın kafana sok. Ayriyeten beni yargılamaya sakın kalkma ben sevgimle gurur duyuyorum. Varsın Kerem beni sevmesin sevgimi kullansın bedeni mi kullansın. Bunların hiç biri umrumda değil. Ben onu seviyorum. O kötü biri diye kalp bu sevdadan vaz mı  geçicek sanıyorsun. Hadi vazgeçtim diyelim. Senin olur muyum Batı. Kerem gittiği bittiği an bu Amasya daki bütün erkekler bundan sonra benim kardeşim olarak kalır. Kimseyi istemem. Anlayın artık şunu. Kerem'den istediğin kadar nefret edebilirsin. Bu beni zerre ilgilendirmiyor. Ama benim aşkıma bir daha laf söyleme beni anladın mı!!!"
O kadar çok bağırmışım ki bütün ev halkı başımıza toplanmış. Onların şok olmuş yüzlerine baktığımda biran utandım. Hemen ordan gittim.

Batı

Bu kız ne saçmalıyor. Beni nasıl seçemiyor. O şerefsizde ne buluyor. Güzelliğinin farkında bile değil. Ah benim gözümde kendini görse bana hayır diyebilir miydin hırçın sevdiğim.
Bana bakan gözlerle düşüncelerimden bir süre sıyrıldım.
"Bu kız çıldırmış. Ne dediğini bilmiyor." Mehmet abi tek kalını kaldırmış bana bakıyordu.
"Batı sen bu közü seviyor musun?" İşte bu hiç beklemediğim bir soruydu.
"Şey abi yani sevmek değil de yani şey" ne saçmalıyorum lan ben. Kendine gel adam gibi cevap ver. Delikanlı adam sevdasından utanır mı?
"Seviyorum abi. İlk gördüğüm andan beri seviyorum. Keremin bu kızı kullanmasına dayanamıyorum. Hem karnım doysun hem pastam dursun. Oh ne ala bu közü düşünen yok. O aptalı kandırmasına izin veremem. Sevgilisiyle gününü gün ederken evlilik hayalleri kurarken bu kızı burda harap ediyor. Allah katında bunun vebalini nasıl ödemeyi düşünüyor hiç bilmiyorum. Ama karşılaştığımızda burnuna bi tane sağlam yumruk yiyeceği kesin."
Soluklarım kesik kesikti. Sinirim çok pistir hepsi bunu bildiği için kaçtı. Mehmet abi hariç beni dizginleyebilen tek insandır.
"Bak oğlum biz kızla konuştuk. Ama elimizden birşey gelmiyor. Seviyor hemde çok seviyor. O yüzden çocuk ne derse inanıyor. Onada hak veriyorum. Sevgi başka birşey herkese sağır kör dilsiz olursun. Sadece onu duyar kalbin. Keremle konuşmadığımı mı sanıyorsun. Yapma bu kız seni deli gibi seviyor. Etme eyleme dedim. Kerem zamanla vazgeçer diye bıyık altından güldü. Bunu Pelin'e söyledim. Ama yine de onu tercih etti. Çok daha kötü günler onu bekliyor. Farkında değil. Çok zorlu bi döneme girdiğinde bizim ona abi kardeşlik etmemiz gerekiyor. Pelin çok iyi bi kız. Senin onunla olmanı isterdim . Ama olmaz Batı o bedene Kerem dokundu. Onun dokunduğuna sen helalim diyemezsin. Bunu bizim aile kaldırmaz. Sende çok iyi biliyorsun. O yüzden o sevdadan vazgeç. Aklında kurduğun herşeyi yak sil kül et. Yoksa ben gelir yakarım. O kızdan da uzak dur. Güzelliğine kapıldık seni kaybetmek istemiyorum koçum. Sen benim için çok kıymetlisin. Bunu bil"
Mehmet abi çok olgun bir adamdır. Düşünceleri doğru. İstesem de Pelin bana yar olmaz. Etmezler.
"Haklısın abi. Onu bana yar etmezler. Ama onu görünce herşey bitiyor. O kadar duru bi güzelliği var ki içten samimi yapmacık değil. Delikanlı kız ölüme bile gidilir onunla. Kerem o çirkin ördek yavrusu kızı hala nasıl bırakmadı. Çözmüş değilim. Pelin bi adamın başını döndürecek kadar güzel. Hem zeki ve cilveli ateşli bi kadın. Su gibi hayat verdi adamın ömrünü uzatır. Kerem bunları göremiyor mu?"
Mehmet abi derin bi nefes alıp konuşmaya başladı.
"Bir adama demişler ki sana güller bahçesini sunucaz içinden git en güzelini seç ama arkana dönmek yok. Baktığına bir daha bakamazsın diye. Kerem bu yolda ilk baş İrem'i buldu. Sonra biraz saha ilerleyip en güzel çiçeği buldu. Bunlardan sıkılıp daha iyisini ararken e kötüsünü gelince arkasına dönmek istese de dönemicek. Çünkü o zaman o kızların ikiside farklı hayatlar kurucak. Keremin hayatında İrem şans. Ama Pelin elmas kadar değerli... Şuanda  elinin altında olduğu İçin onu bir kömür parçası olarak görüyor. Kaybettiği zaman elmasım nerde bağıracak. İşte o zaman Elmas elinden kayıp tamamen gidicek. Sende o zamanı bekle Batı. Zaman herşeyin ilacı sende unutucaksın. Pelin bile unutacak. Ama Kerem bu ahlarla çok unutabileceğim sanmıyorum."
"Niye öyle dedin abi Pelin ah mi etti."
Mehmet abi bi kahkaha attı. İrkildim. Ne olduğunu anlamasam da Mehmet abinin gülmesi benim de gülmemi sağlamıştı.
"Ne ah etmesi oğlum bildiğin destan yazıyor. O ahları bana yeseydi ben şimdiye ölmüştüm. Kerem iyi ölmüyor. Bak aklıma geldi. Daha çok gülesim geldi. Deli kız ya."
İyide merak etmiştim. Ne etmişti ki bu manyak kız. Yapar bilirim.
"Ne etmişti abi söylesene ya bende güleyim azıcık."
"Dur bak bi tanesi beni efsane etkilemişti. Ah bile denmez aslında şiir gibiydi. Geçen söyledi. Biz ayakta alkışladık. Aynen şöyle söyledi;
Mecnunun Leyla'ya aşkı gibi çöllerde sürünsün Keremin Şirin'e aşkı gibi dağları delsin. Züleyhanın Yusuf'u beklediği gibi ömrü boyunca beni beklesin. Sabah güneşi aynadaki sureti akşam gölgesi uykusunda ki rüyası olayım. Tam olarak böyle söyledi."
Ağzım açık kalmıştı. Pelin gerçekten Hunlar'ı mı söylemişti. İstemsizce kahkaha atmıştım.
"Cidden bu kız deli."  Mine kapıda belirdi.
"Ooo beyler sohbetiniz güzel bakıyorda işler bizi bekler. Eşyalar yarım kaldı. Kaldırın totoları bugün bu iş bitecek. Zaten Pelin gitti."
"Nasıl gitti yenge. Nasıl izin verdin. Nereye gitti."
"Sence nereye gitti. Batı vazgeç. Keremden vazgeçmez o kız. Boş hayallere kapılma sen üzülürsün yengem."
Neden bu kadar çok seviyor ki onu neyi varda seviyor. Şerefsizin biri yediremiyorum. İstesemde olmuyor. Ama ben yapacağımı biliyorum o lavuğa. Daha yeni başlıyoruz...

Kalbi Kendinden SerseriTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang