I CONTRACT(ED)

4-Daha Ne Kadar Nefret Edebilirim Ki?

"Evlilik sözleşmesi derken... Aslında bir boşanma sözleşmesi. Ancak boşanabilmemiz için evlenmemiz lazım önce." Yoongi duraksayarak Seol Min'e baktı. Seol Min'in suratında hiçbir ifade yoktu. Ne onay veriyordu ne de karşı çıkıyordu. Ne mutluydu ne de mutsuz. Yoongi devam etti sözlerine. "Olayların durulması için evlenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ama hemen evlenirsek yüzsüz ve yapmacık olarak karşılanabiliriz. Bir süre beraber vakit geçiririz sonra da bebek ile vakit geçirdikçe kendimi hazır hissettiğimi ve evlenmeye karar verdiğimizi açıklarız. Bebek doğduktan sonra 1 yıl içerisinde de mesleğim nedeniyle aile ile ilgilenemediğimi söyleyerek boşanma davası açarsın. Bu sözleşmede de birtakım şartlar var. Bebeğin velayet hakkı tamamen sende kalacak ancak her an görme hakkına sahip olacağım. Bebeğe her ay bakım parası yatıracağım ve bunun gibi şeyler." Yoongi aralıksız konuştuktan sonra duraksadı. "Ki bebeği görme hakkımı kullanır mıyım emin değilim. Sadece ileride görmek istersem diye koyduğum bir madde. Yani istediğin gibi bebeği tek başına büyüteceksin."

Seol Min, Yoongi'nin sözlerinin bittiğinden emin olunca kendi önündeki belgeyi uzattı Yoongi'nin önüne. "Benim getirdiğim belgeyi merak etmiyor musun?"

Yoongi önüne konulan sözleşmenin başlığını okudu. "Babalıktan Feragat Sözleşmesi." Elindeki kağıdı buruşturdu Yoongi. "Artık buna gerek yok. Evlenmek istediğime göre."

"İstemiyorsun." dedi Seol Min. "Evlenmek zorunda hissediyorsun. Hazır değilsin Yoongi, böyle bir sorumluluk almaya. Hazır olmadan böyle bir şeye kalkışırsan zarardan başka bir şey çıkmaz ortaya. En büyük zararı da sen görürsün."

Yoongi alay dolu bir kahkaha attı. "Zaten evli gibi yaşıyorduk, parmağıma takacağım o halka bana birkaç hak kazandırmaktan başka bir anlam ifade etmeyecek."

"O halkanın sana yüklediği sorumluluklar neticesinde sadece nefret hissedeceksin, saf bir nefret... Hem de masum bir bebeğe karşı." Seol Min sesini yükseltmeden, sakinlikle cevap verirken Yoongi aksine daha da fazla bağırdı. "ONDAN ZATEN ÖLESİYE NEFRET EDİYORUM, DAHA NE KADAR NEFRET EDEBİLİRİM Kİ?"

Seol Min sustu. Anlatamayacağı kadar çok nefret hissedeceğini söyleyemedi Yoongi'ye. Yoongi ise sözlerine devam etti, içinde tuttuğu tüm zehri akıttı. "Sen o açıklamayı yaptıktan sonra kendi hayatıma bakabilirdim ama yapamadım. O kan bağını görmezden gelemiyorum, ne yazık ki bahsettikleri kadar şerefsiz bir herif değilim! Zaten bu kararı almak, kendimden vazgeçmek benim için zordu. Neden istemiyorsun? Neden beni daha da dibe sokuyorsun?"

Seol Min karın bölgesinde hissettiği acıyla suratını buruştursa da hemen kendini toparladı. "Hazır değilsin, bu sana zarara verir sadece."

"BENİ ÖNEMSEME!" diye bağırdı Yoongi avazı çıktığı kadar. "Televizyon kanalında beni destekleyici yayınlar yaptırma, bana iyi niyetle yanaşma, zarar görmemi umursama! Çünkü ne sen ne de o bebek umurumda değilsiniz! Bana kendimi kötü birisi gibi hissettirmekten başka bir halta yaradığın yok!" Yoongi fazla ileriye gittiğini fark edince durdu. Ardından ses tonunu düşürerek sordu. "Sadece şu siktiğimin sözleşmesini imzalayıp benimle evlenemez misin?"

Seol Min karnındaki acıya daha fazla katlanamayacağını fark edince dudaklarını ısırmayı bırakıp çığlık attı.

Yoongi ilk başta numara sansa da Seol Min'in böyle ucuz numaralar yapmayacağının farkına varıp hızlı adımlarla Seol Min'in yanına gitti. "Neyin var?"

"Karnım... Karnımda bir acı var." Yoongi'nin gözü istemsizce Seol Min'in karnına kaydı. Seol Min'in karnını saran elleri sıkıca kapanmıştı. Sanki öyle yaparsa bebeği koruyacakmış gibi... Yoongi ilk olarak Seol Min'in ellerini gevşettikten sonra Seol Min'i kucağına alarak normal adımlarla arabasına doğru adım atmaya başladı. Seol Min delicesine ağlarken Yoongi umursamaz tavırlarla arabanın kapısını açıp Seol Min'i koltuğa yerleştirdi.