14-Doğum Günü

3.9K 271 49
                                    

Multimedyayı açıklamama gerek var mı? Artık tanıyorsunuz bizim ufaklıkları >_<

°°°

"Erva öncelikle böyle eğilip, annene şükranlarını sunmalısın."

Yoongi, ona zorla giydirdikleri takım elbisesinin kollarını çekiştirirken bir yandan da Bong Cha'nın, Erva'ya annesinin ölüm yıldönümünde yapması gereken hareketleri göstermesini izliyordu.

Bong Cha'nın, Erva'yı sosyalleştirmeye yönelik aktivitelerinden biriydi bu da. Erva, ya babasının ilgisiyle ya da sosyalleşerek düzelecekti. Yoongi'nin ilgisini kazanmak zor olduğundan sosyalleştirmeyi amaçlamıştı Bong Cha da.

Bu yüzden iki yıldan beri yapılmayan doğum günü partisini yapmıştı, ancak annesinin de öldüğü bugün de ölüyü anmaları gerekliydi. Erva'nın, annesini bilincine yerleştirmesi gerekliydi.

Bu yüzden Bong Cha, evde anma köşesi oluşturmuş, Erva'ya önce neden yapmaları gerektiğini anlatmış sonrasında da nasıl yapacağını gösterimişti.

Anmaları bittiğinde Bong Cha, Erva'nın gözünün içine bakarak ona gülümsedi. "Annen seninle gurur duyuyor Erva."

Erva'nın gülümsemesinde kalakaldı Yoongi. Kendisi gibi gülümsüyordu. Sanki ağzı, Erva'nın yüzüne yerleşmiş gibiydi. Bu benzerlik ürküttü Yoongi'yi. "Anma töreni bittiğine göre artık uyuyabilir miyim?"

Bong Cha'nın merak dolu bakışları buldu Yoongi'yi. "Erva'nın doğum gününe katılmayacak mısın?"

Erva'nın bakışlarındaki isteği gördü. Bir de dün gördüğü hayal kırıklığı geldi aklına. 'Bu kız konuşurken sadece duyuyordum ama görmek... 3 yaşındaki bir çocuğun bakışları nasıl bu kadar derin olabilir?' diye düşündü Yoongi. "Yaş pasta yemek istiyorum." Yavaş adımlarla koltuğa geçen Yoongi'ye karşı odada bulunan herkes gülümsemeye başladı.

"Suratlarınızdaki aptal gülümsemeyi silin, yoksa giderim. Yumuşadığım falan yok."

Hoseok gülümsemesine engel olamadı. "Sana yumuşadın demedik ki."

"Gidiyorum ben." Yoongi ayağa kalktığında Taehyung söze atladı. "Ama pasta frambuazlı."

Yoongi koltuğa geri oturdu. "Benim sevdiğim gibi."

"Ve Erva'nın..." diye ekledi Bong Cha.

Yoongi'nin bakışları Erva'ya döndü. Suratına bir duygu ifadesi kondurmadan elini 'okey' yaptı. "Güzel seçim."

Erva Yoongi'ye bakarak gülümsemeye başladığında Yoongi gözlerini kapadı. Kendi gülümsemesini başka yüzde görmek korkutucu geliyordu ona.

Aklına Seol Min'in, Erva için yazdığı defterdeki bir söz geldi.

'Babanın gülümsemesi bebeğim, babanın gülümsemesi öyle harika bir şey ki... Sanki tüm cenneti o iki dudağının arasında saklıyor. Bu yüzden gülüşün babana benzesin istiyorum.'

Seol Min'in isteği gerçekleşmişti, korkuyordu Erva'nın gülümsemesinden. Tıpkı bir zamanlar kalp atışını dinlemekten korktuğu gibi...

"Şimdi sıra babanın hediyesinde." Yoongi Erva'nın gülüşüne dalmışken doğum günü şarkısı söylenmiş, pasta kesilip yenilmiş, hediyeler verilmişti. Bong Cha, Yoongi'nin hediye almayacağını bildiğinden Yoongi adına bir hediye almış ve bunu Erva'ya uzatıyordu. "Ben hediye almadım." dedi Yoongi sinirle. Cümlesinin devamını getirecekti ama Erva'nın gözlerindeki hayal kırıklığı durdurdu onu. "Yani... O hediyeyi almadım. Başka bir hediye..." Yoongi cümlesini bitirmeden odasına girdi. Neden böyle saçma bir şey yapmıştı? Neden hediye aldım diye yalan söylemişti? Odasında Erva'nın hoşuna gidecek hiçbir şey yoktu. Açıkçası Erva'nın hoşuna ne giderdi bilmiyordu bile.

Rastgele bir şapkasını alıp herkesin bulunduğu odaya geri döndü. Erva'nın başına büyük bir memnuniyetsizlikle şapkayı geçirirken mırıldandı. "Benim hediyem bu."

Erva gülümseyerek Yoongi'ye baktı, Yoongi yine Erva'nın gülümsemesine bakamadı, hızlı adımlarla bahçeye çıktı.

"Neden?" Bahçeye çıkışının üzerinden fazla bir zaman geçmemişti ki Bong Cha yanına geldi. "Neden hediye almamana rağmen aldım dedin?"

"Ona yalan söylemenden hoşlanmıyorum." diye yanıtladı Yoongi, Bong Cha'yı. "Onu sevebileceğimi zannetmiyorum, boşuna yalan söyleyerek o çocuğu umutlandırma."

"Ama-" Yoongi, Bong Cha'nın konuşmasına izin vermedi. "Nefret duygusu gerçektir, sana yalan söylemez. Bir insan nefret ediyorsa bitmiştir. Benim duygularım gerçek, senin sözlerin ise yalanın ta kendisi. Söylesene..." Yoongi, Bong Cha'ya döndü. "Hangimiz daha fazla zarar veriyoruz ona?"

"Erva'nın ihtiyacı olan tek şey babasının ilgi-"

Yoongi sinirle ayağa kalktı. "Duygularımı anlayabilecek yaşa geldiğinde, yalanlarının farkına vardığında ne olacak zannediyorsun? Benden nefret ettiği gibi senden de nefret edecek! İnsanın en güvendiği tarafından kandırılması nasıl hissettiriyor, biliyor musun?" Derin derin nefes alıp verdi Yoongi. "KÜÇÜKLÜĞÜNDEN BERİ BİR YALANA İNANDIĞINI FARK ETTİĞİNDE NE KADAR ÜZÜLECEĞİNİ TAHMİN BİLE EDEMİYOR MUSUN?"

"Yoongi, haklısın ama şu anı esas aldığımızda-" Yoongi, yine Bong Cha'nın sözünü kesti. "Bundan sonra kızıma yalan söylemeni istemiyorum."

Yoongi, tekrar içeri giderken Bong Cha'nın genişçe gülümsedi. "Kızımı dediğine göre, onu kabullendin Min Yoongi. Onu kabullendiysen, yalan söylememe gerek kalmayacak. Çünkü zaten onu sevmeye başlayacaksın."

°°°
Öncelikle, bölümlerin artık bu sıra olduğu gibi sık aralıklarla gelmeyeceği haberini vereceğim size. Bu sıralar psikolojik sorunlarım nedeniyle derslerime odaklanamamış, kendimi hikayeye adamıştım. Sorunlarımı tam anlamıyla çözememiş olmakla birlikte artık tekrar sınava hazırlanmaya başlamam lazım.

I CONTRACT(ED) Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora