BÖLÜM 1

55 4 1
                                    

(LİSA / Dylan Gelula)
(Kitap tanıtım fragmanı için bu kısımdaki  video yu izleyebilirsiniz)

Tik tak tik tak tik tak....
Şu uzun günün içinde beni kurtaran seslerdi bunlar yine odanın içinde takılı kalmıştım.Dışardaki yoğun kalabalık sesini de boğuk olarak arka planda duyuyordum içerisi havasız kalmış ve bu gri hücrenin içinde ölücekmiş gibi hissediyordum.Bulunduğum fare deliği  teknik olarak buraya nefes kapsülü diyorlar duvarın içine doğru katlanabilen iki katlı bir yatak ve dolaptan oluşmaktaydı. Dünya da yaşanan aşırı sera etkisinden dolayı şu anda insanları diğer gezegenlere tahliye etmekteydiler.Şanslı olanlar biz buna parası fazla olanlar diyoruz çoktan kendilerine güzel yerleri almıştı geriye kalanlar ise bu kapsüldeydiler.Büyük alanın içerisinde üst üste binmiş hücreler ve ortadaki koridorlarla diğer kapsüllere ulaşabiliyordunuz.Acil bir tahliye olduğu için diğer yaşama alanları yapım aşamasındaydı onlar bitince buradakileri oraya gönderip buraları  kalkınma alanı olarak çalıştırıcaktılar.Buraya gelenler ise şanslı kişilerdi herkesin parası yetmemişti ailem ise yanındaki çalıştıkları aileye beni de götürmeleri için yalvarmıştılar ne kadar istemesemde beni zorla buraya getirdiler onlar ise orda kalmıştı.Geldiğim aile ayrı bir yerde kalıyordu ben ise listede kim ile eşleştiysem onunla kalıyordum.Kendisinin pek de sıcak kanlı birisi olduğunu söyleyemem , sevmiyorum desem bence daha doğru olur benim karekterimle fazla uyuşmuyordu. Saat sekiz olunca üstüne ceketimi alıp dışarı çıktım ve asansöre doğru yürüdüm bugün çalışmak için seçmelere girecektim yeni gelindiğinden ve yapılacak çok iş olduğundan iş alımı başlatmıştılar.Yandaki asansöre basıp gelmesini bekledim diğer bloklarla ulaşım ise bu asansörlerle sağlanıyordu.Asansör gelince içeri girip gidiceğim kata bastım burda sevindiğim tek olay ise herkesin etnik olarak  bir arada olmasıydı.Çünkü hangi kökenden olursanız olun artık burada kendi ülkeniz yoktu.Nereye geldiyseniz oraya yerleşirdiniz tabiki büyük devletler kendilerine önceden buralardan toprak almışlardı ama diğer ülkelerde gelince şu an kaos ortamındaydık şu an bir savaşın içindeydik ama her devlet kendi düzenini kurmaya çalışıyordu hatta yeni devletler bile ortaya çıkmıştı.LGBT artık bir devletti destekliyeni de çoktu,bazı özel kuruluşlarda devletti herkes kendi özerkliğini ilan etmişti.Asansör durunca inip avluya doğru karşıdaki danışmaya yürüdüm.
-Merhaba ben iş başvurusunda bulunucaktım.
-Tabiki de yardımcı olmaya çalışıcam ama ilk olarak yandaki yerden sıra numarası almanız gerekiyor.Büyük bir yoğunluk var.
Tam da beklediğim bir cevap değildi.Yandaki makineden sıramı alıp pencerelerin olduğu yere gittim.Etraftaki uğultu hala devam ediyordu ve her yer çok kalabalıktı ilerisinde hayatta kalabilmek için çalışmak gerekiyordu. Arkada bulunan köşeye geçip duvara yaslanıp beklemeye başladım sıranın gelmesi akşamı bulurdu. Dünyadaki felaketler insanlık yaşamını tehdit ediyordu. Dünyada düzensiz iklim olayları başlamıştı,doğal afetler artmıştı artık insanlar su bulamıyordu.Bir yıl su içmediğim bile olmuştu onun yerini tutabilecek sentetik bir şey üretmiştiler ama o da anca bir yere kadar götürebildi ve durum iyicene kötüleşince Mars'a tahliyeler başlamıştı. Burada mevsimler Dünya ya göre farklı. Her mevsim iki katı uzunluğunda ve bir gün de bir dünya gününden kırk dakika fazlaydı.Sıcaklıklar gün içerisinde aniden değişebiliyordu ani bir durumda kıyafetler bunlara göre tasarlanmıştı ve binaları bağlayan her yer şeffaf tünellerle kaplanmıştı.Sıra numarama baktığımda daha önümde yüz kişi olduğunu gördüm oturacak yerde yoktu.Bu işi almalıydım yoksa burada tek başıma çıldırırdım genel olarak işe alımları işçi ağırlıklı yapıyordular ama bunun yanında teknik eleman veya plancı, mimarlar, mühendisler,doktorlar diğer beyaz yakalılarıda işe alıyordular.Bir  kalkınma akademisi kurulmuştu.Buradaki amaç şu anda bulunduğumuz kaos tan en  kısa sürede kurtulmaktı ve geleceğe dair yapılacak uzun süreli planlardı şu anda ne kadar amerikan vatandaşı olsamda bu değişmeyeceği anlamına gelmiyordu. Hükümetin başında ise askeri kuvvet vardı.Başkan sadece seslenmek için kukla olarak orada duruyordu.Blokların dışına çıkmak yasaktı çünkü hala hava sorununu çözmeye çalışıyordular.Hava sorunun çözebilmek için büyük makineler geliştirmiştiler bunlar havayı filtre ederek dünyadakine benzer havanın içerisinde bulunanları oranlarına göre aktarıyordu.
-Bırak kolumu!
Alanın sonunda birinin bağırtısı duyulmuştu.
-Sana kolumu bırak dedim bu benim hakkım.
-Yaşamak bizim hakkımız,Bireysel özgürlük!
Herkes şaşkınca sesin geldiği yere bakıyordu.Koca bir topluluk sloganlar atıyordu.Kalabalığın içinden danışmaya doğru bir güvenlik görevlisi koşup ,bir şeyler söyledi ve her yerde kırmızı alarm diye sesler çıkıyordu.
Ortada bulunan insanlar kenara çekilmiş bağıran azınlık ise artık danışmanın önüne gelmişti.Hepsi kırmızı siyah tonlarda giyinmiş,maskeliydi.Ellerindeki bayraklarda bilmediğim bir sembol taşıyordular.Bunu öncesinde de görmüştüm bu olaylar artık daha fazla olmaya başlıyordu herkesin eşitlikçi bir ortam istemesi bu olayları sık sık görmememize neden oluyordu.
-Yeni Mars Vatandaşları! Artık sizin de dur deme vaktiniz.
Yanındakiler evet diye bağırıyordular.
-Rahat ve güzel yaşamak bizim de hakkımız!
-Evet!
Onlar o konuşmalarını yaparken çoğunluk geriye doğru çekilmiş bazıları ise gitmişti hala arkada bağıran bir alarm sesi vardı.Bende biraz daha geriye çekilip koridorun sağına geçtim ve ortadaki meydandan uzaklaştım.
-Hadi Sizde bize katılın!
Sağdaki koridordan ayak sesleri gelmeye başlamıştı ilk önce lazer tarayıcılı dronelar önde belirmiş meydanın ortasındaki topluluğun üstünde bekliyordular.Askeri birlikte arkadan çıkmış bana doğru yürüyordular.MSHO (Mars Salt Harekat Ordusu) Askerlerini ilk defa yakından görüyordum.Genellikle böyle durumları halletmeleri için bir alt gruplarını gönderirdiler.Bu askerlerin yüzü belirsizdi o yüzden onlara Hayalet Timi derdiler.Dünyada böyle durumlar için yetiştirilmiş ve üstlerinde özel yapılmış giysileri vardı.İlk grup beni geçtikten sonra diğer grup geldi grup geçerken insanları uyarıp arkaya geçmelerini söylüyordu ve arkalarında tek bir kişi belirdi diğerlerinin üstleri maviyken onunki ise siyah ve sağ göğsünde üç tane kuyruklu Yıldız vardı.Meydana baktığımda protestocu grubun etrafı sarılmıştı ama onlarda boş gelmemişti ellerinde kendine ait silahları vardı belkide burdan gitme vaktim gelmişti arkama doğru bakıp kaçış yeri aramaya başladım.
-Elinizdekileri bırakın!
Kimin konuştuğunu anlamamıştım.Grup hep birlikte bağırdı.
-Hayır!
-Bir daha uyarı yapılmayacak silahları bırakın!
Grubun içinden biri öne çıktı.
-Kimleri görüyoruz böyle nasıl oldu da geldiniz buraya kadar geldiğinize göre baya önemli olmalıyız.Diğer oradaki insanlarada böyle davranıyormusun?
-Emin ol,herkese eşit davranılıyor hiç bir sorun yok sizde yakında orada yapılan yerde yaşıyacaksınız.
Kendinden emin konuşup benim olduğum tarafın yakınlarına gelmiş ve ortada durmuştu.
-Palavra bunlar sadece halkı kandırmak için yalanlar.
-Bence bu kadar konuşma yeter etraftaki insanları korkutuyorsunuz.
-Bence yetmez, halkı siz korkutuyorsunuz. Büyüdükçe çoğalıyoruz unutmayın biz halk için burdayız bizden sonrakilerde gelicek.
Elinde bulunan bir şeyi havaya attı ve etrafı birden sis kapladı bir taraftan ateş sesleri bir taraf tada kaçışan insanların sesleri vardı.Bende ileri ye doğru yürüyüp elimle duvarları yoklayarak bir yere kaçıyordum gözlerimi acıdan açamıyordum ve hava ciğerime dolmuştu.Önümde biri vardı ve ben ona çarpmıştım.Beni kollarımdan tutup öne doğru iteklemeye başladı.
-Bırak beni!
-Sessiz Ol!
-Bırak beni!Kimsin?
Yukarı doğru ateş etti.
-Herkes sussun!Bizleri bırakın yoksa adamlarımın ve benim elimdeki insanları öldürürüz.
Gözlerimi açmaya çalıştığımda her yer bulanık görünüyordu adamları arka arkaya sırtını vermiş herkesin elinde biri vardı koluyla boynumu tutup geriye doğru çekti.
Birlik komutanı beni tutan adama doğru yaklaştı.
-Seni güzelce uyardım beni dinlemedin.
-Bence sen bizi dinlesen daha iyi olur.
-Görücez.
Dikkatle karşıdaki komutana odaklanmıştım beni kurtarması için. Sanki kaskın içerisinden benim gözlerime bakıyor ve bana bir şeyler söylüyor gibi hissetmiştim.
Komutan geriye bir adım atıp bağırdı.
-Herkesi canlı istiyorum.
Birden geride olan adam yanımda belirmiş beni tutan ise beni bırakmadan ona ateş ediyordu komutan ise bir kaybolup bir geri geliyordu.Beni tutan adam beni yere atıp iki eliyle eteş etmeye başlamıştı yanımda komutan adamın önünde belirmiş ve kavga etmeye başlamıştılar.Bende aralarında kalmıştım.Beni tutan hala ateş etmeye çalışıyordu sonra hemen beni yerden kaldırıp komutanın önüne attı ve silahı onun başına dayadı.
-Oyun bitti.Nasılmış özel bir eğitim almaya gerek yok değil mi?
Beni kollarımdan tutup kenara kaydırdı ve kendiside eğilip arkadan adamı tuttu,sırtımda bir şey hissetim ve sonrasında boğuk bir silah sesi.

SEN ETKİSİWhere stories live. Discover now