BÖLÜM 5

12 0 0
                                    

Bay Kenshi nin dosyasına bir haftadır bakmaktaydım ama hiç bir gelişme kaydedememiştim.Onu kurtaramıyor oluşumun hissi beni çok yıpratmıştı.Sistemde aramadığım bilgi kalmamıştı.Mark ve Katty ile de durumu konuşunca yine çıkmaz sokağa giriyorduk.Ekran bana bakıyordu ben ekrana anlayamadığım şey vücudundaki renk değişimine sebep olan derisindeki pigmentlerdi peki bu pigmentler vücuduna nasıl girmişti ve bu giren şey ne ise sürekli vücut sıcaklığını değiştiriyordu.Bana kalırsa virüstü ama yapılan tektiklerde hiç bir bulguya rastlanılmamıştı.Ara vermem gerekiyor başım gerçekten çok ağrımıştı.Üstüme hırkamı giydim ve asansöre doğru yürüdüm.Ben asansörü beklerken yanıma buranın en yaşlı genel cerrahı gelmişti.
-Merhaba
-Merhaba
Asansör gelince en üstteki numaraya bastım.Ama Hiram bir düğmeye basmamıştı belli ki oda benim çıktığım yere çıkıyordu.Asansör durunca terasa doğru yürüyüp dışarı çıktım.Burda dışarı net gördüğüm yer burasıydı etrafta sadece dağ ve diğer bitkiler vardı.Yine burdada yalnızdım.Dünyadaki yaşayışım aynı şekilde buradada devem ediyordu yalnız ve boş.
-Ne düşünüyorsun?
Sesin geldiği yere bakınca Hiram ı görmüştüm.O da yanımdaki boş yere oturmuş.Hiç bir şeyin farkında değildim.
-Hiç, olanları düşünüyordum.
-Ben buraya bir şeyi çözmek için gelirim çevre ile ilişki kurduğum bir yer.Bana dünyayı hatırlatıyor.Anlat bakalım sorun ne?
-Bir hastam var Kenshi adında ekibimle beraber sorunu bulmaya çalışıyoruz ama hiç bir ilerleme olmadı.Yerimizde sayıyoruz.
-Hımm,Belki de kendini aynı yere çok odakladın belki ordaki çözüm gözünün önünde ama sen onu göremiyorsun hep aynı konuya takıldın değil mi?
-Evet sanırım öyle.
-Biraz sakinleş ve her şeyi unut.Kendi hislerine güven senin için o hastalığın vücudda nasıl yol aldığını mekanizmasını çöz ki sende onu yok edebilesin.Eğer bu işe bir iş olarak bakarsan hiç bir ilerleme kaydedemezsin önemli olan bunu hayatın olarak görmen.Hayatı çözersen ömürü uzatırsın.
Söyledikleri o kadar iyi gelmiştiki bana.Sanki ailem ile konuşuyor gibiydim.
-Teşekkür ederim.Beni rahatlatman gerçekten baya işe yaradı.Kendimi çok stres altında hissediyorum.
-Diğerlerini boş ver sen kendine odaklan bu kadarlık meslek hayatımda bunu gerçekten baya iyi öğrendim.
Hiram ile biraz daha konuştuktan sonra odama dönmüştüm ve dosyalara tekrar bakmaya başladım.Dün odada çalışırken aklıma bir teori gelmişti onu denemek istiyordum eğer küçücükte olsa bir ipucu bulabilirsem gerçekten çok iyi olacaktı.
-Lady bana Bay Kenshi nin DNA dizilim kodunu çıkarırmısın.
-Kod dizilimi oluşturuluyor.Lütfen bekleyiniz.Kod dizilimi oluşturuldu.
-Şimdi bu kodları derideki DNA dizilimine göre ayırırmısın.
-İşlem başlatıldı.
Bana göre bu virüstü ama yerini bulamıyordum. Kanından geçmemişse deriden direk girmiş olmalıydı.Vücudun kanına erişemiyordu.
-İşlem bitti.
Ekrandaki dizilime bakınca derideki DNA dizilimi kendi genetik bilgilerine göre 2 si farklıydı.
-Bu iki farklı sıralamayı yakınlaştır.
Ekrandaki görüntü yaklaşınca orada birbirine bağlı yuvarlak şekilde bir koloni vardı.Katty ve Markı arayıp acilen odama gelmelerini söylemiştim.
-Lady DNA üzerindeki koloniden örnek al ve incele.
Mark ve Katty koşarak gelmiştiler ve kendilerini gelir gelmez sandalyeye bırakmıştılar.
-Evet patron durum ne?
-Sanırım bunu neyin yaptığını buldum.Bir virüs ama yeni bir çeşit virüs olmalı.
Onlarda ekranı gösterip olanları anlatınca benle aynı kanıya vardılar ve tedavi için çalışmaya gittiler.
-Umarım tedaviyi acilen yapardılar.
-Sonuçlar belirlendi.Koloni üzerinde bulunan bir virüs türü olmasına rağmen ne dünya ne de mars sisteminde bu benzeri bir şey bulamadım.Yeni bir virüs çeşidi olarak duruyor. Bunu kayda geçmem gerek. İsim oluşturuldu. V21S onaylıyor musunuz?
-Onaylıyorum.
-Sisteme kaydedildi. Tebrikler dosyanız oluşturuldu.Lütfen ekrana doğru üç saniye bakın.
Bu prosedürler gerçekten beni yormuştu.İşim bitince Mart'ta yı aradım bugün çok işi olduğunu ve yemeğe gelemeyeceğini söyledi.Kenshi ye odaklanmışken dünyadaki ailemi unutmuş ve fazla iletişim kuramamıştım.Odada ailemle konuştuktan sonra içim daha da rahatlamıştı.Hızlı bir şekilde onları buraya getirmeliydim gün geçtikçe gözüm önünde eriyordular.Diğer gelen hastaları muayene etmek için aşağı kata indim ve steril alandan geçtikten sonra içeri girip ilk hastaya baktım.Gelen hastaların çoğunun dirençleri düşmüştü.Dünyadaki ortam burada tam olarak oluşturulamadığı için insanlar Mars'ta zayıflıyor ve hastalanıyordu.Dirençleri ni artıracak bir ilaç geliştirilmiş ama bu pek de işe yaramıyordu.Bu konuyu grup ile konuşmaya karar verdim belki daha farklı çözümler getirebilirdik.Burdaki işim bitince de odama eşyaları bırakıp.Diğer binadaki oturma alanına gittim biraz dinlenmeliydim.Kahve mi aldıktan sonra camın yanındaki koltuğa oturup sessizce karşıyı izledim ne kadar garip ti her şey herkes Mars'a hayat var mı yok mu diye tartışırken sonra kendimi zi Mars ta bulduk.Gözlerim kapanıyordu artık odama gitsem iyiydi ama birazcık burada kestirmek istiyordum hiç odaya gidicek halim yoktu.Etrafta da kimse yoktu saat geç olmuştu ve herkes uyuyordu.Koltuğa uzanıp gözlerimi kapadım ve kendi hayal dünyama daldım.
Bir serinlik hissediyordum ve yukarı aşağı doğru hareket ediyordum.En son dünyadaki diğer ülkeleri geziyordum.Ve daha sonra ayak seslerini duydum ve vücudumda ise bazı yerlerde birinin ellerini hissediyordum.Gözlerimi açınca karşıya baktım ve sonra yüzümü diğer tarafa çevirince yüzüm donup kaldı.Thomas beni kucağında taşıyordu daha durumu yeni kavramıştım.
-Ne yaptığını zannediyorsun?
-Aa uyanmışsın ben biraz daha güzellik uykuna devam edersin zannetmiştim.
-Pek güzellik uykusu değil yorgunluk uykusuydu o.
-Beni yere bırakırmısın lütfen.
-Geldik zaten odan şurada.
-Kapıyı açtıktan sonra beni de yatağıma bıraktı ve sonra yatağın ucuna oturdu.
-Biraz daha dikkatli olman gerekir ulu orta her yerde yatamazsın başına bir iş gelebilir.
-Ben,... isteyerek olmadı çok yorulmuştum sadece biraz kestiricektim sonra öyle de kalmışım.
Ortam sessizleşmiş kimse bir şey demiyordu.
-Sen niye ayaktasın?
-Uyku tutmadı.Buraya geldiğimden beri böyle uyku düzenim yok tam olarak.
-Bir ara gel sana da testlerini yapalım kontrol edelim ona göre tedavi uygularız.
-Aklımda bulundururum.
Gözleri gerçekten çökmüş ve sanki dinlenmeye ihtiyacı varmış gibi hüzünlü bakıyordu başını öne eğip ellerine yasladı ve öyle durdu.
-Burdaki işler seni çok yoruyor olmalı.
Kafasını kaldırıp bana baktı.
-Yanlış bir şey demedim umarım.
-Yoo haklısın biraz bunlar bana fazla geldi eski gücümü kendimde bulamıyorum.Ne kadar burası için eğitilsem de hala Dünya daymış gibi düşünüyorum.İnsanlara ne kadar artık yeni hayatımız bura desemde daha kendim kabullenebilmiş değilim.
O da haklıydı bir birlik ve şehrin yükü onun üstündeydi.Olaylara çözüm üretmek, halka güven vermek ve diğer şeyler onun için yıpratıcı hala gelmişti artık.

-Uyarı bütün kapılar kilitleniyor.
Bu da neydi şimdi dışarıda mavi ışık yanıp sönmüştü.
-Bu ne oluyor?
-Geldiğiniz hafta tanıtıcı bir etkinlik yapılmıştı orda söylemeleri lazımdı.
-Ha o mu ben biraz uyuya kamışım.
-Hafta da bir gece siz yatarken bütün her yere odalar hariç bir gaz veriliyor karantina için ve dışarda kimsenin bulunmaması gerekiyor.Geçen hafta da olmuştu.
-Hatırlamıyorum uyuyor olmalıydım.Ama kapılar kilitlendi dedi sen nasıl gidiceksin.
-Gidemiyorum çünkü kapılar sabah 1 de açılıyor.
Saat daha gece yarısını geçiyordu ve benim uykum vardı.
Karşı duvara odaklanmış çözüm arıyorum ek bir koltuk vardı ama o da küçüktü kimse sığmaz dı.Fazladan çarşaf,örtüde yoktu yere koyucak yine şansızlığım üstümdeydi.Sakin ol Lisa sen daha öncede erkek stajyerlerle aynı oda da kaldın.Bu da öyle onu stajyer olarak gör.
Thomas kafasını eğmiş aşağı bakıyordu.Hep düşünceliydi ve onun da dinlenmeye ihtiyacı vardı.
-Thomas benim uyumam lazım ve senin de uyuman lazım.
-Tamam anladım ben şu koltukta otururum.
Birden ağaya kalkıp karşıdaki koltuğa oturdu ve sırtını bana dönmüştü.Daha lafımı bitirememiştim.Beni sinir ediyordu.
Ayağa kalktım üstümü alıp banyo da değiştirdim ve tekrar içeri girdim.Sonra gidip Thomas ın önünde durdum.
-Sözümü bitirmeme izin verseydin bir şey diyicektim.
Yüzüme baktı ve öyle durdu.
-Nasıl olsa yatak iki kişilik ikimiz de rahat sığarız birlikte uyuruz diyecektim.
Yüzüme şaşkın şaşkın bakıyordu.
-Hayır bunda bir şey yok ikimizde yetişkin insanlarız sadece uyuyucaz ve ikimizde yorgunuz.
-Tamam
Bu baya kolay olmuştu biraz daha oyalar diye bekliyordum neyse bunu da halletmiş olduk.
Yatağa geçip sağ tarafı seçtim yoksa diğer tarafta yatamıyordum yatağın içine girdim ve bekledim.Thomas da üstünü çıkarıyordu.Sonra tişörtünü çıkardı.
-Hey hey ne yapıyorsun?
-Üstümle nasıl yatmamı bekliyorsun ölüyüm mi sıcaktan.
Altında sadece çamaşırı kalana kadar soyunmuş ve sonra yatağın diğer tarafına geçmiş sırtını bana dönmüştü.
-İyi geceler Thomas.
-Işıklar kapan
Tamam iyi geceler ben.
Ben de sırtımı dönüp yine hayal dünyama geri döndüm.

Birinin sıcaklığını hissediyordum ve  gözlerimi açtığımda Thomas bana sarılmış yatıyordu.Bunun uyku problemi yok muydu beni o kadar sıkmıştı ki harekat dahi edemiyordum.Derin nefesler alıyordu ve bütün vücudu bana değiyordu.ben de kendimi bırakmış pencereye doğru bakıyordum Thomas ın saçları burnumun dibindeydi.Hastanedeyken aldığım o temiz okyanus kokusu beni huzura erdiriyor bana dünyayı hatırlatıyordu.
-Güzel kokuyormuyum?
Birden beni korkutmuştu.Yüzünü yukarı kaldırmış bana bakıyordu aynı bir bebek gibiydi.
-Doğruyu söylemek gerekirse evet bana huzurlu hissettiriyor.Parfüm mü sıkıyorsun onu sorucaktım.Aynı sından ben de alıcam.
-Bana gülümseyip saçlarını karıştırdı ve bana sürünerek üstümden kalkıp yana başlığa yaslanıp oturdu.
-Tabiki de ismini tam hatırlamıyorum babamın bana doğumgünü hediyesiydi.Kendi parfüm dükkanımız vardı bunu bana özel yapmıştı.Şimdi ben kendim yapıyorum.Bir yerde satılmıyor yani.
Hımm biraz derin bir konu açmış oldum gibi.Beni eve bırakan kişinin söyledikleri aklıma gelmişti.Konuyu değiştirsem iyiydi.
-Uyku sorunum var diyordun.Bana pek öyle gelmedi.
Bu sefer kahkaha atıyordu.Bana baktı be saçlarını geriye attı.Çok saçlarıyla oynuyordu ya da bana öyle geliyordu.
-Aslında bakarsan sana gerçeği söyledim nasıl böyle uyudum bende bilmiyorum bilimsel bir açıklaması var mı?
Düşününce aklıma bir kaç şey gelmişti.
-Yani bazı açıklamalar tabiki de var.Ama biz sana testlerini yapalım.Başka bir hastalıkta olabilir.
-Tamam Doktor hanım size güveniyorum.

SEN ETKİSİDär berättelser lever. Upptäck nu