BÖLÜM 8

10 0 0
                                    

-Hadi ama çocuklar bence bu sefer olucak biraz neşelenin.
Mark ve Katy koltuğa yayılmış mutsuz bir şekilde duruyordular.Ben ise onları deney yapmak için neşelendirmeye çalışıyordum.Diğer birlikten döneli üç hafta olmuştu ve insan direnci üzerine yaptığımız teorileri artık test etme zamanıydı ama testlerden birkaçı daha doğrusu hepsi desek daha iyi olur başarısızlıkla sonuçlandı ve herkes umudunu kesdi ben hariç ben hala ortaya bir şeyler çıkacağına inanıyorum sadece biraz daha zaman gerekliydi. Şimdi bir deneyin daha sonucunu bekliyorduk ama onu almak iki gün sürerdi.
Mark yüzünü kapatarak öne doğru yaslandı ve Katy de onun omzuna yatmıştı.
-Lisa bence artık sende pes et. Yanlış yoldayız demekki
-Mark haklı Lisa bence bu büyük bir başarısızlık bizim için.
Onlar böyle konuştukça nasıl devam edebilirdikki. Onları yeniden bağlamalıydım ama her şey o kadar ters gidiyorki benim de enerjim kalmadı.
-Haklısınız ama ben hala devam etme taraftarıyım bütün deneyleri tamamlayalım bence belki elimize küçük de olsa bir Bilgi geçer olur mu bizde yeniden nerde hata yaptığımızı bulmak için zaman kazanmış oluruz tamamı?
İkiside kafasını sallamıştı ama hiç de tamam değil gibiydi ama olsun bu da benim için bir şeydi.
Çalışmalar akşama kadar sürünce akşam yemeğe geç kalmıştım Mark ve Lisayı önceden göndermiştim gerçekten bu üç haftada çok yorulmuştular. Bir şeyler hazırlamak için Ortak mutfağa ilerledim eğer bir şeyler yemezsem gerçekten bayılıcaktım. Üstümü çıkartıp çantamı alıp yola koyuldum başıma ağrı girmişti bu iki günden beri kendime hiç iyi bakmıyordum kilo da vermiş gibiydim biraz.Odama geçip üstümü değiştirdim ve mutfağa doğru yürüdüm çokta uzak değildi yemekhanenin bulunduğu yerin hemen yanıydı.Herkes yatmış olmalıydı bir kaç oda dışında kimsenin ışığı açık değildi.
Kapıdan içeri girince içerinin ışıkları yanıktı ve biri müzik dinleyerek yemek pişiriyordu arkası dönüktü bende aldırmayıp dolaba doğru yöneldim ve bir kaç malzeme çıkardım canım gerçekten uzun süredir makarna ve patates kızartması çekiyordu. Malzemeleri hazırlarken bir yandanda kafamdaki deli sorularla uğraşıyordum. Thomas kafamı o kadar meşgul ediyorduki günlük sorunlarıma kendimi veremiyordum.Onu neden bu kadar taktığımıda anlamadım aşk desen değil tamam hoşlanma biraz olmuş olabilir ama bu kadar düşünmem normal mi!
Tencereye yağı koyup diğer tenceredeki suya da makarnayı koymuştum bir yandanda kendime küçük bir salata yapıyordum. Arkamda birinin nefesini hissetim hemen zaman geçmemedende biri omzuma dokundu arkaya hızlı dönünce birine çarpmıştım bu sakarlığım ne zaman bitecekti. Kafamı tutarken yukarı bakınca karşımda Thomas ı gördüm bana gülümsüyordu.Yani yaptıklarından sonra gülümsemesi kafayı yemiş olabileceğinin bir belirtisi bence.
Merhaba dedikten sonra aldırmayıp yemek işine döndüm onun burda olduğunu bilseydim asla buraya girmezdim.  Bu sefer yan tarafımda nefes sesi duyunca gitmediğini anlamıştım.
-Bana kızgınsın hâla anlaşılan.
-Nerden çıkardın sadece hızlıca yemeğimi yiyip uyumak istiyorum çok yoruldum.
Birnevi doğru sayılır çok uykum vardı. Birde senin yanında durmak istememem!
-Anladım  seni bu aralar yemekte göremiyorum.
-Ekibimle bu aralar meşgulüz.
Salatayı bitirip kaseye aldım ve pişen makarnayıda sosladıktan sonra bir kaba almıştım.
-Tamam ozaman birlikte yemek yeriz değil mi? bana kuzgın olmadığını sen de göstermek istersin.
Birlikte yemek yemek pek de iyi bir fikir değil gibi. Sana ne gibi bir şeyler kanıtlamak zorun dayımki sağdaki şeytan konuşmaya başladı yine melek ise bir yemek ten zarar gelmeyeceğini söylüyordu.Yine karar bana kalmıştı.
-Tamam sorun değil.
Kızaran patatesleride tabağa alıp tüm tabakları masaya taşımıştım.Thomas ise değişik bir şey yapmıştı.
Suyumu da aldıktan sonra masaya yerleştim Thomas yemek için beni bekliyordu.Kızgınlığımdan onu inceleyememiştim. Üstünde spor kıyafeti vardı bir tişört ve altı klasik Thomas.
-Başlayalım mı?
Kafa sallamıştım az kelime çok yemek gerçekten çok açtım dün de düzgün bir şeyler yememiştim.Yemeğe kendimi odaklamış fazlaca yiyordum.Bu dünyada patates kızartmayı keşfeden insanı tebrik etmek istiyorum.
Bir ara Thomas a bakınca şaşkınca beni izlediğini gördüm tabağına çok az dokunmuştu.
-Sorun mu var?
-Hayır sadece seni izliyordum böyle birinden bu kadar çok yiyen birini beklemiyordum.
-Çok açım sadece yemek yiyemiyorum bu aralar.
-Kendine bakmalısın elini elimin üstüne koyucakken elimi çekmiş ve yemeğe devam etmiştim.
Tabağıma kendi yaptığı yemekten koymuştu.
-Bunu denemelisin aile tarifimiz her Aralık ayında evde bunu pişirirdik.
Bu anıları anlatırsa kızgınlığım dinicekti  yemeğin tadına baktığımda cennette gibiydim nasıl böyle pişirebilmişti.
-Beğendin mi?
-Evet nasıl yemek yapmağı öğrendin?
-Hepsini annem öğretti.
Annem derken gözleri pırıl pırıldı.Annesi burda olsaydı kesinlikle onla gurur duyardı.
Yemeği yedikten sonra bulaşıkları dizip masaya geri oturmuştuk çok yemiştim yakında kusucak gibiydim.Bir daha bu kadar yememeliyim.Thomas yaptığı kahveleri masaya koymuş ve karşıma oturmuştu.
Bu zorunlu konuşma paslı beni yormuştu kalbimi kırdığı için onunla konuşasım gelmiyordu.
-Lisa bana hâla kırgın olduğunu biliyorum ama ben sana bir şey yapmadım.
-Haklısın sen bir şey yapmadın aptal olan sadece bendim.
-Ne demek istiyorsun?
-Bence gayet net anladın amacın başından beri bu saf kızı kullanıp kendi eğlencen haline dönüştürmek ti öyle değilmi
Thomas kafasını yana sallıyordu ve şaşkın,üzgündü?
-Sorulara cevap vermeyişin bunların bir kanıtıda zaten.Bana ordaki kadın kaptan ile birlikte olduğunu söyleyebilirdin bana da bu kadar yakın davranmana gerek yoktu. İşleri kendi başıma halledebilirim.
-Ne saçma şeyler bunlar yapmadığım şeyler için beni suçluyorsun.
Yüzüme savaş maskemi takmıştım asla ona yenilmiyecektim.Ağaya kalkıp eşyalarımı aldıktan sonra kapıya doğru yürüdüm.
-Nereye!
Son bir söz söylemek için arkama döndüm.
-Asla unutma ben senin küçük tatlı iğrenç amellerine davet ettiğin kişi olamam. Benden uzak dursan iyi edersin bana sadece zarar veriyorsun tıpkı etrafına ve ailene yaptığın gibi.
Gözleri hüzünden ateşe dönmüştü bana sinirli bir şekilde bakıyordu.
Tamam sondaki cümle biraz ağır olmuştu ona gerek yoktu ama kendimi tutamamıştım ona o kadar kızgındımki kimse içimi söndüremezdi ben ona güvenmiştim. Kapıdan çıkıp odama ilerledim arkadan kırılma sesi gelmişti. Dönüp bakmak istesem de artık bunun dönüşü yoktu.
Ertesi gün izin günüm dü sabah geç kalkmıştım. Her yerim ağrıyordu birazda suçluluktan yatamamıştım. Ona son söylediğim cümle yüzünden acaba gidip özür dilesem mi? Gerçekten ağır olmuştu ailesi ni bu işe karıştırmamam gerekirdi. Üstümü değiştirip Thomas ın odasının yolunu tuttum ama orda yoktu ofisin de de yoktu etrafta kimsede yoktu. Martha ya mesaj attım o da görmemişti. Tam odaya dönerken yolda birlikten bir askeri gördüm o kesin biliyordur.
-Merhaba kaptan Thomas nerede biliyor musun?
-Bu sabah erken saatlerde bütün birlikleri çağırdılar acil durum varmış galiba bizle bir ülke arasında gerginlik başlamış onu durdurmaya gittiler.
-Nasıl ya neden kimsenin haberi yok o zaman?
-Gizli Bilgi halka duyurulmuyor.
Aman tanrım şimdi ne olucaktı hemen odama koşup telefondan Thomas o aradım cevap vermedi. Gözlerim dolmuştu buna hazır değildim ya ona bir şey olursa.

SEN ETKİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin