BÖLÜM 11

14 0 0
                                    

''Yaşanan bu Evren'de her şey yavaş yavaş oluyordu Beklenti...  bilemiyordum ama benim için her şey yeni başlıyordu ne kadar kabullenmesemde ben burda yaşıyordum hayatım burda geçecekti alışılmışın dışında olan bu yerde sıradanlık yoktu hiç bir zaman.''
Günlüğünü yazıp kenara koyduktan sonra. Biraz daha uzanmaya karar verdim uzun süredir yatak yüzü görmüyordum. Diğer birliklerden gelen hastalar hâla devam ediyordu ama artık işlerimizi hafifletmiştik ve savaşın başladığını da halka duyurmuştular herkes günlük hayatına devam ediyordu ama sınırların dışında başka bir hayat vardı. Üstümü değiştirip Thomas ı kontrole gittim hastaneden çıkıp kendi odasına geçeli 3 gün olmuştu ve şu ana kadar çok da iyi geçirdiği söylenemezdi gün içerisinde ve akşamları hep ağrısı oluyordu ona ne kadar fazla hareket etmemesini söylesemde beni dinlemiyordu.  Yanına yardımcı da kabul etmemişti ben gidip yardım ediyordum.Tek yaptığı şey inatçılık ve o haliyle görevini yürütüyor olmasıydı. Kapıyı açınca uyuduğunu gördüm  ağrılarından genellikle erken kalkıyordu demek ki ilaçlar artık etkilemeye başladı bugün duş almak istiyordu onun için erken geldim ama uyanmasını beklemem gerekiyordu. Yandaki komidinin üzerinde duran kitabı alıp okumaya başladım uyanana kadar beni oyalardı.

-Geldin mi? Niye uyandırmadın?
-Uyuyorsun diye ellemedim.Rahat uyudun mu?
-Evet.
-Tamam ilk önce sana duş aldıralım sonra kahvaltı yaparsın nasıl olsa bugün izin günüm senle tüm gün hemşirecilik oynarım.
-Benim için hava hoş.
Bana bakıp sırıtıyordu kalkmasına yardım edip banyoya  götürdüm.
-Evet doktor hanım nasıl duş alıcam?
-Tüm olarak olmaz saçlarını yıkayıp vücudunu bir bezle silerim.Şimdi şu üstünü çıkaralım önce.
-Hmm her şeyi mi?
-Sapıklaşma yine kolları kaldır yavaşça.
Kolları kaldırmış bende dikkatlice tişörtü çıkarmıştım yaraların üzerinde sargı bezleri vardı bunlarında bugün değişmesi lazımdı. Altındaki de eşofmanı çıkartmıştım sadece iç çamaşırıyla kalmıştı.Yine de yaraları ıslanmasın diye bir su geçirmez örtüyle vücudunu kapadım.
-Sen böyle mi yaptırmayı planlıyorsun.
-Yapıcak bir şey yok ıslanırsa diye kıyafet getirdim.
Suyu açıp içeri geçtim ve oda içeri geldi.
-Sıcaklık iyi mi?
-Evet.
Saçlarını ıslattıktan sonra saçına şampuan dökmüş yıkıyordum ben saçlarını yaparken oda gözlerimin içine bakıyordu.
-Uzaktan yapamıyorsun gibi yaklaş bir şey yapmam.
-Neden böyle bir şey düşündün ben seni düşündüğümden.
Bir adım daha yaklaşınca dibine gelmiştim artık.
-Duydum ki beni aramış sın sürekli o gün.
-Evet .
-Niye bir şey mi oldu?
-Aslında bu konuyu pek konuşmak istemiyorum.
Suyu tutup saçındaki şampuanı temizlemiştim.
-Ben konuşmak istiyorum.
-Seni merak ettim yemek yediğimiz gün hak etmediğin bir kaç cümle söylemiştim o yüzden.
-Kabulleniyorsun yani?
Vücudunu silmek için bezi ve dezenfektanı elime  almış vücuduna sürmeye başlamıştım kolları ve bacaklarına sürmüş ve bezle tekrar silmiştim .işim bitince yandan havluyu alıp beline sardım.
-Sen istersen burda giyin eşyalarını yana koydum bende içerde üstümü değiştiriyim iç çamaşırını değiştirdikten sonra ben çağır yorulmaman gerek.
Dışarı çıkıp ıslak üstlerimi çıkartıp yenilerini giydim diğerlerini de çantama geri koydum sonra banyonun kapısını tıkladım.
-Thomas müsait misin?
-Bilmem?
-Şakanın sırası mı içeri giriyorum ona göre.
İçeri girip Thomas a baktım saçındaki sular yüzüne akmış iç çamaşırını değiştirmiş beni bekliyor kenarda.
-Müsaitim demek zor mu?
-Hayır.
-Gel buraya
Saçını havlu ile kurulayıp vücudumdaki örtüyü çıkarmış kenara koydum Eski bandajları çıkarıp yaraların durumunu incelemeye başladım.
Gözlerim tekrar dolmuştu.
-Lisa!
-Efendim.
-Neden ağlıyorsun elini yüzüme yaslamış yukarı kaldırmıştı ve bana doğru yaklaştı.
-Ben ben ... bilemiyorum o gün seni masada öyle görünce bir daha hiç geri gelemiyeceksin gibi hissettim.
-Tamam geçti. Ben burdayım.
Gözyaşlarım iyice artmış artık hıçkırıklara dönüşmüştü.
-Masa da kalbin durunca ...
Başımı omzuna yaslamıştı.
-Hşşşt artık bahsetmek yok seninle uğraşmadan hiç te burdan gitmeye niyetim yok.
Aramızdan birinin espirili olması iyiydi.
Biraz daha sakinleştikten sonra toparlanıp yaraları sarmaya başladım.
Üstünü de giydirdikten sonra saçlarını kurulayıp yatağa geçirdim.
-Görev tamamlandı kaptan.
-Saol Asker.
Thomas yemeğini yerken bende bir yandan yeni gelen deney sonuçlarına bakıyordum.Dün incelediğimde önceki deneylerden farklı olarak bu uyguladığımız az da olsa bir nebze hasta direnci mi artırmıştı emin olmak için Mark ve Katty e sonuçları yazan bir mail göndermiştim.Thomas yemeği bittikten sonra tabletten son durumları inceliyordu.
-Sence bu iş nasıl sonlanıcak ?
-Hiç bilmiyorum ama her şey kritik yakında şehir içinede girerler bizi koruyan magnetik alanları kıracak bir silah geliştirdiklerini duydum.
Annem ile babamı buraya getirmek istemiyordum şimdi de ,orda da kalmalarını istemiyordum.
-Sen ne yazıyorsun.
-Yeni bir ilaç üzerinde çalışıyoruz bir kaç deney yapmıştık sonuçları yazıyorum.
-Ne hakkında?
-Marstaki İnsan direncinin artırımı üzerine.
-Başarılımı?
-Sentetik insan türevlerinde %70 oranında bir başarı elde ettik. Belki senin üzerinde deneriz.
- Kendimi feda etmeye hazır değilim.
Ben bir yerden yazarken diğer tarafta Thomas masasında kendi işleri ile ilgileniyordu. Odada bir kaç değişiklik yapmıştım cam kenarına bir kaç bitki yerleştirmiş ve bir kaç sakinleştirici objeleri odasına yerleştirmiştim ne kadar faydası olmadığını söylesede bence işe yarıyordu. Lady konuşmaya başlamıştı;
- Savunma İkinci seviye Ted Tyson sizinle konuşmak için izin istiyor.
-İzin ver içeri gelsin.
Kapı açılmış Ted kızgın ve endişeli biçimde içeri girmişti. Üstünde ise sivil kıyafetleri vardı.
-Nasılsın Ted?
-Komutanım bir sorunumuz var.
-Dinliyorum.
-Özel olarak konuşursak daha iyi olur.
-Ben çıkıyım zaten bizimkilerle buluşacaktım.
-Hayır kalabilirsin Dinliyorum Ted.
Ted sisteme girip ekrana birkaç görüntü getirmişti. Görüntülerde ölmüş insanlar ve önlerinde askerler vardı diğerinde bir kadına bir asker işkence ediyordu kanım çekilmişti resmen hangi cani bunu yapar merhamet yoksunları. Thomas ekrana yanaşmış ciddi bir şekilde inceliyordu.
-Nasıl olmuş bunlar?
-Şüpheleriniz doğru çıktı gerçektende birlik 3 te bir ayaklanma var.Beni  gönderdiğiniz yerde tanıdığım biri vardı gizlice şifreleri alıp sisteminde bunları ve bir kaç yazışmayı buldum.Birlik 3 komutanı Denver baş Yönetimi ele geçirmek istiyor.
- Başka?
-Birde her birliğe ajan gönderdiği söyleniyor.
-Kendini açık etmez bizim profil tabanı ile Denver in olduğu profil tabanını karşılaştıralım eşleşenler var mı diye. Bir de yönetim toplantısına katılmadan önce birlik 5 ve 2 komutanları ı ile buluşma ayarla
-Tamamdır.
Ted çıkmış ben ise halâ ekrana bakıyordum. Thomas elini omzuma koymuştu.
-Lisa bunları görmek zorunda değildin benim hatam.
-Hayır senin suçun yok gerçekler bunlar. Bunlardan kaçamazsın.
-Ne olucak şimdi?
-Bilmiyorum iki gün sonra yönetim toplantısı var Glass house da tüm birlik komutanları ile o zaman bir şeyler belli olur.

SEN ETKİSİWhere stories live. Discover now