BÖLÜM 7

11 0 0
                                    

Sabah uyandıktan sonra eşyalarımı toplamış arabanın yanına gelmiştik bir süre sonra da  diğer birlik bizi almış ve yola koyulmuştuk. Arabanın önünde diğer birlikten iki asker varken Thomas ile bende arkada oturuyorduk ,Thomas diğer birlikte ortaya çıkan sorunu sormuştu ve askerde anlatmaya başlamıştı bende bir saat  kadar pencereden dışarı izlemiştim kızılın gün ışığında değişimi beni başka hayallere daldırmıştı dün gece yaşananları düşünüyordum ama belkide sadece ben düşünüyordum küçük kızıl tepelerin yanında ben küçük bir kum tanesi gibiydim; yolun yarısı bittikten sonra hızlı ulaşım noktasına ulaşmıştık bedenen huzura girmiş gibi hissediyordum bu noktalardan istediğiniz yere ulaşım süresinin dört katı daha hızlı gidiyor ve erken varabiliyorsunuz. Teknolojinin ulaştığı son noktalar ve faydaları yoksa daha çok yol gidicektik. Thomas ın dediğine göre birliklerin arasında en gelişmiş ve en fazla personele sahip olan birliği şimdiki vardığımız fire and water birliğiydi yolda benle paylaştığı ,konuştuğu tek cümleydi. Arabadan indikten sonra bizi binanın önünde bekliyordular çantamı sırtıma geçirip Thomas ın arkasında yürümeye başladım ,bu yer bizim birliktende korkutucu gözüküyordu şimdiden Mark ve Katty özlemiştim. İlerlerken Thomas durunca bende durdum ve birine selam verdi daha doğrusu birilerine demek daha doğru olur selam verdiklerine baktığımda iki kişi kaptan üniforması giyiyordu biri kadın biri de erkekti. Erkek olan genç gösteriyordu renkli gözlü ve sarışındı kadın ise ela gözlü uzun kahverengi saçlıydı ikiside defileden çıkmış ve buraya gelmiş gibiydiler.Bana da selam verdikten sonra içeri geçmiş ve bir koridordan yürüyorduk kadın kaptan, Thomas un yanında yürürken erkek olan ise ismi duyduğuma göre Kevin onların önünde gidiyordu kadın hem elini Thomas ın omzuna atmış diğer eliylede elini tutuyordu bu kadarı da biraz aşırı değil miydi Thomas geldiğimizden beri arkasına bakmamıştı bile bir kere ,her zamanki gibi erkeklerin tavırları işi bitince sizi kenara atardılar bu zamana kadar kimseyi kendimi kullandırtmadım kullandırmamda sağa döndükten sonra odaların olduğu kısma gelmiştik ben odama girerken arkama baktığımda Thomas diğer kadınla birlikte odasına giriyordu kapıyı kapatıp direk yatağa gidip uzandım kimse için kendimi yıpratamam kendime bir söz verdim sadece benim mutluluğum ön plandaydı kendisi oyun istiyorsa benim için farketmez ama kimin mağlup olcağı ortada.Annemgille görüştükten sonra Mark ı aramış oradaki durumu sormuştum biraz da onla konuştuktan sonra yorgun olduğum için uykum gelmişti telefona mesaj sesi gelince telefona baktığımda Thomas toplantı yapıcakalarını onu merak etmememi söylemiş.Çok merak ediyormuşum gibi umrumda bile değil.
Bende cevap vermeyerek yeni araştırma tezlerini okuyordum ve yeni direnç hastalığı için bir tedavi yöntemi arıyorduk. İlerki zamanlarda uykum gelmeye başlayınca kağıtları yana koyup üstümü değiştirdim ve yatağa girdim daha fazla uyanık kalamayacaktım.
Sabah kalktığımda saat erken olduğu için dışarı çıkmaya karar verdim koridorda kimse yoktu dış kapıda nöbet tutan askerler vardı onlara da selam verdikten sonra karşıda bahçe gözüme ilişmişti oraya doğru yürümeye başladım hava daha tam ısınmadığı için hava içime işlemişti.Banka oturup etrafı incelemeye başladım bu serin havada yavaşça.Ağaç kokusu,dalların birbirine vuruşu...
Karşıya bakarken iki silüet belirmişti daha da yaklaştıklarında Thomas ve kadın kaptan olduğunu gördüm birlikte koşuya çıkmıştılar onlar beni görmeden hemen arkamı döndüm ve karşıya bakmaya başladım şu anda bu ruh halimi bozamazdım artık bu yerden dönmek istiyorum içim sıkılmaya başladı zaten kendi yerime bile alışamadım.
-Burda ne yapıyorsun?
Sesin kime ait olduğu belliydi bir günaydını bile bana çok görmüştü her zaman ki gibi. Ona bakmaktan karşıya bakmaya devam ettim.
-Günaydın Kaptan!
-Günaydın ama sorunun cevabını alamadım.
-Karşıdan askeriniz gibi mi göründüm emir verebileceğiniz biri değilim ister cevap veririm ister vermem bana kalmış.
-Bana yaklaşarak baktığım tarafa doğru karşıma geçti ve bana bakmaya başladı saçlarındaki ve yüzündeki terler aşağı doğru iniyordu üstünde ise sade siyah renkli kıyafetleri vardı.
-Haklısın düzgün sormalıydım.
-Burdan ne zaman döneriz?
-Büyük ihtimal yarın
-Tamamdır bana haber verirsin benlik bir şey olursa.
Ayağa kalktım ve odama doğru yürüdüm
Kapının orda Thomas ı bekleyen kaptan bana gülümseyip el sallamıştı bu gülümseme hiçte iyi bir gülümseme değildi.iyi bir duşa ihtiyacım vardı.
İşlerimi hallettikten sonra buranın hastanesine gidip oraları keşfetmeye çalıştım gerçekten bizim hastanenin iki katıydı etrafı gezerken bir doktora rastlamıştım o da benim gibi genç olan Drake etrafı bana anlatmış ve odasına götürmüş burdaki yaşamından bahsediyordu.
-Çok zorlu vakalar oluyorumu?
-Duruma göre değişiyor ama mutlaka her ay bilinmeyen bir tür geliyor.
-Peki sende avcılarla gidiyormusun?
Evet dönüşümlü gidiyoruz ben pek gitmek istemiyorum.
-Sorun mu oluyor?
-Biraz çıldırıyorum gidince çünkü her işime karışılıyor düzgün çalışamıyorum.
-Kim kaptanlarmı?
-Evet özellikle Ashley bana emir veriyor sanki kendisi doktor gel kendin yap o zaman
-Biraz kuralcı herhalde .
-Keşke o kadar ile kalsa herkese kök söktürüyor kimse istemiyor onu nasıl böyle iki yüzlü birini vermişler anlamıyorum.
-Peki sevgilisi varmı?
-Bildiğim yok kim dayanır ona!
Biraz daha lafladıktan sonra birlikte  yemeğe birlikte gitmiştik ve ordada biraz laflamıştık. Thomas akşama doğru yola çıkıcağımıza dair bir mesaj yollamıştı.Bence hemen çıksak benim için fark etmez beni bekleyen işler vardı.Aşağı inip yan bloğa geçtiğimde avludan sesler geliyordu daha dikkatli bakınca Thomas ve Ashley hemde Ashley Thomasa yanaşmış ona sokuluyor resmen üstüne çıkacakdı. Thomas da elindeki kağıtlara bakıyordu. Aman tanrım bunları neden gördüm şimdi ben. Hızlıca odaya çekilip sakinleşmeye çalıştım Thomas sadece herkese Gül dağıtan biri. Onla asla karşılaşmamalıydım ama hata bende ona güvenen bendim çünkü. zaman ne kadar hızlı geçebilirse benim için o kadar iyiydi .Saat gece yarısına yaklaşırken artık uykum gelmeye başlamıştı ve kızgınlığım artmıştı onu da suçlamamak lazım çünkü sonuçta sevgili değiliz değil mi? Bu yinede ortadaki durumu değiştirmiyordu.Camdan dışarı baktığımda sadece nöbet tutan insanlar vardı bende karşıda Thomas ın odasına gidip kapısını çalmaya karar verdim hala bir ses yoktu çünkü gitmek istiyordum Kapıyı çalmadan içerden kahkaha sesleri geliyordu. Çalıp çalmamak arasında gidip gelmeye başlamıştım biraz daha düşündükten sonra çalmamaya karar verdim arkamı dönüp odama giderken kapı sesi duydum hızlıca odamın kapısını açmak için elimi götürdüğümde  omuzumdan biri beni arkaya çevirdi ve ne olduğunu anlamadan korktuğumdan bir geri adım atınca kapıya çarptım sırtıma ve başıma ağrı girmişti.Derin bir nefes aldıktan sonra sesi anca duyabilmişim.
-İyi misin? ... Lisa?
Kafamı kaldırdığımda Thomas endişeli gözlerle bana bakıyordu ama benim gözüme ilişen o değil arkada ki görüntüydü kadın kaptan üstündeki geceliği ile gülümseyerek  bize bakıyordu göz göze gelince içeri geçti. Bir derin nefes daha aldıktan sonra Thomas ı göğsünden itekleyip kapıyı açtım.
-Hemen 10 dakika içinde burdan ayrılmak istiyorum sen gelmezsen ben gidicek bir yol bulurum beni bekleyen hastalarım var.
Kapıyı kapatıp koltuktaki çantama doğru yürüdüm ve ağrı kesici alıp içtim ve koltuğa yaslandım gerçekten sert vurmuştum insanlara gizliden de yaklaşmak nedir hangi yıldayız. Biraz daha soluklandıktan sonra çantamı alıp  kapıya yönelince karşıda Thomas ı gördüm.Odamın içine girmiş bana bakıyordu.
-İyi misin Lisa ?
-Umrunda mı?
Bana bakıp kafasını salladı.
-Tabi ki de önemsiyorum bu benim görevim sen benim sorumluluğumdasın.
-Sorumluluk ve görev başka bir şey senden beklemezdim zaten haklısınız kaptan artık gidebilir miyiz beni bekleyen insanlar var. Yeteri kadar ihmal edildiler.
Cevap vermeyip yere bakıyordu sonra kafasını kaldırıp bana baktı ve iki adım atarak aramızda hiç mesafe kalmamıştı
-Bakmama izin ver önemli bir şey varmı diye.
-Önemli bir şey yok gidelim artık.
-Hadi ama inat etme hızlı çarptın.
Arkama geçip elini sırtıma dokundurdu o kadına dokunduğu ellerle ve alta inip üstümü yukarı doğru kaldırdı. Nefes alırken bile hala ağrı giriyordu hastaneye dönünce bu işi halletmem lazımdı. Sırtıma dokununca irkilip öne doğru gittim nefesini tutmuş gibiydi tek duyduğum benim soluk seslerimdi. Bir daha dokununca nefesini kulağıma vermişti ve ben huylanmıştım.
-Fazla ağrı hissediyormusun?
-Şimdi de doktor mu oldun? Sadece nefes aldığım zaman, ilaç içtim şimdi geçer bu kadar yeter. Dışarıda bekliyorum.
Öne gidip üstümü düzelttim ve aşağı inip beklemeye başladım benim hatam insanları fazla iyi sanmak annem hep söylerdi zaten. Hemen bir kaç dakika içinde o da inmiş arabaya binmiştik arkaya geçip uzandım ve uykuya daldım.

SEN ETKİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin