BÖLÜM 13

9 0 0
                                    

Gergin ve bir o kadar da az eğlenceli geçen sunum bittikten sonra Ted ile beraber birliğe geri dönmüş ve işlerime kaldığım yerden devam ediyordum. Thomas bir süre daha orda kalacağını bizim dönebileceğimizi söylemişti ama arkada gergin bir hava vardı herkes endişeliydi sanki. Mark gelen hastaların raporlarını bana anlatırken bende kontrol için notlar alıyordum.
-Bazı testlerin sonuçları hala çıkmamış ama bu hastayı da kontrol etmek istersen bakabiliriz.
-Olur. O zaman bu da bittiyse kontrollere gidelim mi?
Genel kattaki kontrollerde hastaların bazılarının yarısının hastanede kalmasını devam ettirmiş bazılarınıda taburcu etmiştik. Mars ta yaşam gerçekten zorlayıcıydı. Buradaki askerler böyleyken şehirdeki insanların hiç bir şeyden haberleri yoktu günlük hayatlarına devam ediyordular. Hastaların çoğunu bitirdikten sonra aşağı kata inmeye karar verdik. Aşağı katta önemli ve karantina altında olan hastaları tutuyorduk.Acil bir durumda hemen çıkış sağlanabiliyordu dışarıya.
-Katty e haber veriyorum laboratuvara gitmişti.
Mark telefonda konuşurken asansöre binip enfeksiyon bölümüne inmiştik koruyucu kıyafetleri giydikten sonra alana girmiş ve Katty de bize katılmıştı.
-Burayı gerçekten sevmiyorum hep bana korkutucu geliyor.
-Evet buna biraz katılmak zorundayım Mark.
Mark ve Katty arkadan konuşuyordu bana kalırsa bende onlara katılıyorum biraz ıssızdı burası sadece makine sesleri vardı. Sağdan ikinci kapıdan hastanın odasına girdik. Hastanın etrafı şeffaf bir örtü ile kaplanmıştı ve vücudunun karın bölgesini kaplayan yeşil ve kahve tonlarında kabartılı ve büyük tanımlayamadığımız bir yaşam formu vardı ve bu şey sürekli yukarı aşağı inip nefes alıyordu sesi vardı.
- Lady son tarama sonuçlarını aktarır mısın?
-Belgeler araştırılıyor. Sonuç: Nabız stabil ve kan değerlerinde değişim yok, bilinmeyen yaşam formunun ölçülerinde büyüme gözlenildi.
-Kesitte bir şey bulabildik mi?
-Sonuç: Negatif.
-Lisa bence bu konu hakkında birilerinin yardımına ihtiyacımız olabilir.
-Kimlerin?
-Biyolog Andy ve Bilim Adamı Dean.
-Dean' e söylemesek olmaz mı?
-Hadi ama Lisa organizmayı tanımıyoruz olası bir tehlike durumu oluşturabilir.
-Haklısın ben konuşurum ikisiyle bizim araştırma belgelerini onlara iletirim.
Ordan ayrılmış ve herkes odasına çekilmişti bende odama geri dönmüş Andy ve Dean ile konuşup durumu anlattım ikiside belgeleri inceledikten sonra yarın yanıma gelicek ve bir plan belirleyecektik.Geriye kalan işleride hallettikten sonra ana bloğa dönmüş ve odama doğru yürüyordum. Bugün gerçekten yorucu bir gündü ve iyi bir uykuya ihtiyacım vardı.
Martha ile yolda karşılaşmış zorlada olsa biraz hava almam için beni dışarı çağırıyordu. Bizde diğer kızlarla beraber bahçeye çıkmıştık herkes buraya geldiğinden beri buradaki yaşamlarının dünyadaki hayatlarından farklı olduğunu söylüyordu ve hala kimse tam olarak buraya alışamamıştı çünkü herkes geldiğinden beri sürekli bir oluşumun ve yeniliğin içinde ve nasıl ayak uyduracağını bilemiyordu.
Bazıları aşk hayatımdan bahsediyor du hatta bir kaçı askerlerden kendine sevgili yapmıştı.
Doğanın kanunu burda da geçerliydi. Kızlarla biraz daha vakit geçirdikten saat geç olduğu için herkes dağılmış bizde  içeri girip Martha ile odalarımıza yürüyorduk. Martha Dean e söyleniyordu.
-.... anlamıyorum niye böyle çıkarımlar  yapıyor sonuçta  ona ne olucağını söylemiştim!
Lisa beni dinliyor musun? Hey!
Bir el omuzuma dokunmuştu.
-Lisa!
-... Martha 
-İyi misin?
-İyiyim kusura bakma aklıma bir şey takıldı sen odaya git istersen ben bir hastaya bakıcam.
-Tamam.
Teknik olarak hasta kısmı doğruydu sadece hastane de değil burdaydı kendisi. Thomas ın odasına ilerlerken biraz heyecanlanmaya başlamıştım. Heyacanımı durduramıyordum yanaklarım ısınmıştı odasının önüne geldiğimde biraz soluklandım. Hazır olduğumda saçlarımı geriye atıp kapıyı çaldım.
-İçeri gel
Kapı açılmış ve içeri girmiştim ama içeride kimse yoktu. Etraf çam ve rezene kokuyordu. İçime iyice çekip yana döndüm ordada kimse yoktu.
-Thomas!
-5 dakikaya çıkıyorum.
Bende onu beklerken yandaki yere oturup yandaki tabletten Thomas ın son sağlık kontrollerine baktım, ameliyattan sonra kendisi baya hızlı toplanmıştı ama hala iyileşmemiş yaraları vardı.
-Durumum nasıl?
Sesin geldiği tarafa kafamı çevirince şok olmuştum Thomas duştan yeni çıkmış görüntüsüyle beni avlamış, üstünde ki su damlaları ve altına sardığı tek havlu  ve gözleri beni kendine çağırıyordu. Gerçekten mankenlere taş çıkarırdı yanlış meslek seçimi.
-...Şey....ııım.. ben Evet sonuçlar? Sonuçlar iyi sadece yaralarına bakmam lazım.
-Tamam ben üstümü giyip hemen geri geliyorum.
-Tamamdır ben gereken eşyaları çıkarayım.
Kendimi toparlamam lazımdı aynaya baksam kesin kızarmıştım kulaklarım yanıyordu. Bu sadece bir iş , işimi yapıp odama geri dönücem.
Thomas üstünü giymiş geri gelmişti ve yatağın başlığına sırtını yaslayıp oturmuştu.
Bende elime eldiveni geçirip üstünü yavaşça kaldırdım ve dıştaki koruyucuları kaldırdım.
Nefesini yüzüme üflüyordu ama ona bakamıyordum yaralara odaklanmam lazımdı.
-Bugün gerçekten iyiydin.
Yana dönüp elime solüsyonu alıp yaralara uygulamaya başladım.
-Teşekkürler ekip arkadaşlarım olmasa hiç bir şey yapamazdık. Hepsi onların sayesinde.
-Evet hepiniz iyiydiniz. Siz gittikten sonra seni çok konuştular aramızda.
Solüsyonu uyguladıktan sonra kremleri karıştırıp onları sürmeye başladım.
-Popüler oldum desene !
Kremi sürerken biraz yana eğilmiştim yarayı görmek için ama saçım öne düşmüştü kafamı geriye salladım ama geri gitmemişti.Tam eldiveni çıkarıcakken Thomas saçımı geriye almış ve arkaya sıkıştırıp orda beklemişti biraz.
Kafamı kaldırıp ona baktığımda beni dikkatlice izliyordu.
-Sorun mu var?
-Yok sadece teşekkür ederim.
İşime geri dönüp geri kalanları da bitirdikten sonra yaraları kapatıp üstünü düzeltmiştim. Eski koruyucuları çöpe atıp banyoda ellerimi yıkayıp içeri geçtim.
-Evet yaralar iyileşiyor ama biraz daha zaman lazım kendini zorlayıcı hareketler yapmamaya çalış.
- Teşekkürler. Yemek yedin mi?
-Henüz değil vakit olmadı? Sen?
-Bende sen gelmeden yarım saat önce gelmiştim.
-Kendini aç bırakmaman lazım niye yemedin?
-Aklıma gelmedi toplantı biraz sıkıntılı geçti hiç vakit kalmadı.
-Tamam ben mutfağa gidip bir şeyler bakiyim sen gelme dinlenmen lazım ben getiririm.
Mutfağa gidip dolaba bakmıştım  kalan yemekleri nöbetçi olanlar için buraya depoluyordular. İki tane kutuyu çıkarıp ısıtıcıya koydum  süre bitince alıp odaya geri döndüm baya hızlı olmuştu .
-Yemekler geldi.
Thomas tabletten bir şeyler izliyordu. Tableti kapatıp ayaya kalkıp masaya geldi. Kutuları açıp içimdekileri çıkartım.Burada çoğunlukla protein ağırlıklı besleniliyordu üretim sentetik üzerine yapılmıştı çünkü dünyadaki hayvanların üretimi çok gelişmemişti. Çorba ve sandiviç vardı.
-Sıcak dikkat et.
Bir yandan benim dizimi açmış onu izliyorduk son zamanlarda ki yoğunluk tan dolayı bakamıyordum.  Thomas la yemek boyunca dizi hakkında dalga geçip kendimiz senaryolar yazıyorduk. O da bence sevmişti dizi yi.
-Hadi ama kabul et güzeldi.
-Evet kafa bulmak için güzel
Kutuları kaldırıp  çöpe attım.
-Dikkat bütün kapılar kilitleniyor.
-Evet benim sansızlığım yine devam ediyor.
-Yine sana denk geldi.
-Ben şurda beklerim bir saat, hemen hızlı geçer.
-Benle kalabilirsin.
-Rahatsız etmek istemem hem dikişlerin var. Sen uyu ben beklerim.
-Yatak zaten kocaman , senin doktor olarak yaralarıma dikkat ediceğine eminim sende bugün yoruldun hadi gel.
Thomas dolaba yürüyüp içeriden bir tişörtle şort vermişti.
-Bunları içerde giyebilirsin.
Gitmek bende istemiyordum ama sonuçta biz bir şey değildik ne yaptığımız da belli değildi birbirimizi anlıyorduk ama ortada bir şey yoktu yüzüne bakınca gözleri kal der gibiydi elinden üstleri alıp banyoya geçip üstlerimi çıkartıp
Tişörtü giymiştim ve baya büyük olmuştu elbise gibi. Şortu giydim ama belimden düşüyordu bende tişört altımı kapatıyor diye şortu giymedim.
Dışarı çıktığımda Thomas yanda oturmuş bir şeyler inceliyordu.
-Neye bakıyorsun.
Kafasını kaldırınca şaşırmış gibiydi. Yüzüme biraz daha bakıp geri işine dönmüştü.
-Ted in gönderdiği gözlemlere bakıyorum.
Bende yatağa geçip kafamı ona dönüceğim şekilde uzandım.Uyku gözlerimden akıyordu.
Thomasta elindekini bırakıp yatağa gelip uzanmış bana doğru bakıyordu. Elini yanağıma koymuştu.
-İyimisin?
Sadece kafamı sallamıştım.
-Yorgunsun.
Yine kafamı sallamıştım.
Kolunu benim tarafıma doğru açıp eliyle başımı göğsüne koyup beni kendine yaklaştırmıştı. Bir süre sessiz kalmıştık onun hızlı kalp atışını dinliyordum. Biraz daha geriye gidip başımı koluna koyup ona baktım.
-Toplantıda ne oldu.
-Herkes den farlı bir ses çıktı . Farklı planlar, stratejiler .
-Başkan ne düşünüyor?
-Ona kalsa şu anda bir savaşın içerisindeydik oy birliği sağlayamadı bugün planı bu durumdayken diğer ülkelere saldırıp karşılık vermek.
-Sen ne düşünüyorsun?
-Tamam karşılık verilmeli ama bu şekilde değil başka planlar yapılmalı artık eski dünya yok herkes eşit seviyede burda
-Sen gerçekten akıllı bir komutansın.
-Öyle mi!
-Evet
Elimi yanağına koymuş yüzüne bakıyordum. O da yüzünü bana çevirip elini belime sardı.
-Bugün iltifat günü galiba.
-Öyle denebilir.
-Öbür toplantıda oy birliği elde ederse içerde de kaos çıkar. Şu anda bile kafa tutanlar var.
-Sen ne yapıcaksın.
-Bilmiyorum ama birliğime ve şehrime sahip çıkmam lazım.
Biraz daha ona yaslanıp kokusunu içime çektim çam ve rezene kokusu buraya da işlemişti.
-Doğru kararlar vereceğine eminim, ne olursa olsun senin yanında olucağına eminim birlikteki herkesin.
-Sen?
-Bende tabiki , bende birlikteyim.
-Hayır sen olarak sen.
Biraz yukarı kalkıp yanağına öpücük koyup yerime döndüm.
-İyi geceler .

SEN ETKİSİWhere stories live. Discover now