Bölüm 4

56K 2.4K 296
                                    

  AŞK, CAHİL CESARETİ MİDİR?

Üzgünsün öyle mi sadece üzgün? Peki, geçen iki yılımızın hesabını kim verecekti. Sadece üzgün olmak yeterli miydi? Elim ayağım sinirden boşalırken oturduğum yerden gözlerim kararmıştı. Bu adam bana düne kadar aşık değil miydi? Evlenelim diye başımın eti yiyen de ondan başkası değildi. Şimdi ise boşanalım diyordu. O karşıma geçip uzun uzadıya konuşma yapıp temelini oluşturduktan sonra kararını dile getirirken bana hiçbir saçım hakkı vermiyordu.

"Başka... Başka biri mi var?" Ne kadar söylemesi acıysa düşünmesi daha acı vericiydi. Oysa ben kıskanç biri değildim. Kocama olan güvenimde tamdı. Sadece bir ara güzel asistanını kıskanmış Aras da hemen onu başka bir departmana vererek kendine evli barklı orta yaşlı bir asistan almıştı. Evde işte benimleyken nasıl hangi ara kedine birilerini bulabilirdi?

"Buradan beni zerre tanımamış olma ihtimalini çıkarıyorum Arya, ben karımı aldatacak kadar soysuz biri değilim. Ve bence boşanmak isteyen her koca karısını aldatıyor anlamına gelmemeli..."

Sinirden daha fazla yerimde duramayarak ayağa kalktım. Biraz daha delirirsem kendi saçımı başımı yolacaktım. Her şey güllük gülistanlıkken nasıl olur da benden ayrılmayı isterdi. "O halde ne Aras, boşanmak istemenin altında ki sebep ne? Hangi koca düne kadar öldüğü karısını bugün boşamak ister..." Durunca aklıma bebek geldi. Çocuğumu olmuyor mu diye yollarımızı ayırmak istiyordu. İyi ama hiç sorun değil daha erken diyen de kendisiydi...

"Bebek... Bebeğimiz olmuyor, sana bir evlat veremiyorum diye mi benden ayrılmak istiyorsun?" Aras'ın gözünün feri solunca dişlerini sıkarak ayağa kalkmıştı. Her sinirlendiğimde yanıma gelip ellerimden tutan adam bu defa pencere kenarına giderek pencereden gecenin karanlığını izlemeye koyuldu.

"Söylesen be adam mesele çocuk mu? Aras bak ben kısır falan değilim. En kötü tüp bebek yapabiliriz. Tabi sen bu yüzden boşanmak istiyorsan, benim kısır olduğumu falan düşünüp boşanmak istiyorsan seni asla affetmem."

Aras sinirlenerek bana döndüğünde köpürmüştü. "Saçmalamakta nirvana yaptın Arya, kısır... Kısır olmadığını gayet iyi biliyorum. Pek çok kontrolüne beraber gittik. Hem böyle bile olsa evlatlık edinebilirdik değil mi?" Aras gözlerimi içine beklentiyle bakarken bende de kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Evlatlık mı? Aras, ne söylediğini kulağın duyuyor mu? Benim normal yollardan bebeğim olabilecekken neden soyunu sopunu bilmediğim bir çocuğu evlat edineyim. İlerde o çocuk gerçek ailesini bulmak isterse gerçekleri öğrendiğinde bizden koparsa ben kanaryamı bile kaybettiğimde haftalarca kederinden harap oluyorum. Besleyip büyüttüğüm çocuk bana bir gün sırtını dönerse ben ölürüm. Hayır, Aras bu konuda ki fikrim kesin..."

Aras sanki hayalleri başına çullanmış gibi tuhaf bir ifadeyle elleri cebinde yine arkasını döndü. Şimdi ben ne olduğunu anlamıyordum. Şuanda o kadar çok arkasına gidip sarılmak istiyorum ki bu arzu beni yiyip bitirirken dayanamayarak yanına giderek arkasından sarılıp yüzümü sırtına dayadım. "Aras, oturup bir çözüm yolu bulabiliriz. Olmadı her çift gibi bizde aile danışmanına başvurup..." Kocam kollarımın arasından kayıp gidince sessiz şekilde tekrardan koltuğa oturuşunu izledim.

"Ben bir karar verdim Arya, bu karar ikimiz için en doğru olanı bundan emin olabilirsin..."

Aklıma o an güzel bir fikir geldi. Şirkete ki kızlar bana boşanmak üzere olan çiftlerin tatile gittiklerini çoğu ailenin de tekrar barıştığını söylemişlerdi. Bizde tatile çıkabilirdik belki orada Aras'ın gerçek derdini öğrenip ayrılığımıza bir hal çare bulabilirim.

"Pek, kabul ama benim de bir şartım var. Seninle Marmaris'e gideceğiz orada çiftlerin gidip tatil yaptıkları bir otel varmış... Bana öyle bakmak kısa bir tatil yapacağız. Tatil dönüşü fikrin değişmezse söz veriyorum. Boşanma konusunda zorluk çıkarmayacağım." Öyle bir öz güvenle konuşuyordum ki kendimce kocamın beni deliler gibi sevdiğine emindim. Kocam asla benden vazgeçmezdi. Bu duyguyu tatilde ona hatırlatacaktım. Tabi bunu yapmak içinde birazcık değil epeyce kendime özen gösterecektim.

"Peki, kabul. Güzel geçen senelerimizin hatrına bu tatile çıkacağım." Biliyordum ki karımın bu çırpınışları boşunaydı. Ben zaten ona köpek gibi âşıktım da elden ne gelirdi. Ben yalnızlık içinde ölürken onu da peşimde sürüklemeyecektim.

"Tamam, ben rezervasyon işini halledeceğim. Yarın akşama falan çıkmış olur muyuz?" Ah güzel karım şuan bile seni koynuma çekip güzel kokunla uyumayı isterken ne gerek var bunca şatafata... Yine de bu benim son şansımdı. Belki de onunla geçireceğim son güzel günlerimdi.

"Yarın şirkete erken gider işleri toparlamaya çalışırım. Sende evde kalıp valiz hazırlarsın..."

Karımın gözleri neşeyle parlarken "Öyle çok eşya almaya gerek yok hava zaten çok güzel oranın daha sıcak olduğuna eminim. Yine de ben yarın alışverişe tatil için ne gerekiyorsa alırım. Şey bir de tatil dönüşüne kadar öyle ayrılıktan boşanmaktan laf söz etmek yok. Sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz olur mu?"

Karımın gözleri gülerken bende gülmek istedim ama ona yeşil ışık yakmak büyük haksızlık olurdu. Yine de koyduğu kuralar benimde en büyük arzumu körüklüyordu. Hatta böylesi daha iyi olacaktı. Karımla geçirdiğim son günlerimiz çok güzel olacaktı. Benim yapmam gereken tek şey mutlu gibi görünememek ya da onu düşünüyor hala deliler gibi seviyor izlenimimi vermemekti. Hem ona nefesi kadar çok yakın olacak hem de bir okyanus kadar uzak.

"Olur, bu tatilin patronu sensin, sen ne istersen onu yapacağım."

Karım neşeyle yanıma gelip elini uzattığında "Hadi kalk yarın çok yoğun bir gün olacak erkenden uyuyup dinlenelim." Demişti. Beraber yatmaktan bahsediyordu. Oysa dün kendimi ondan uzak kalabilmek için zor dizginleşmiştim. "Hadi ama Aras, seni yemem hem unutma artık patron benim sen değil." Mecburen elinden tutup ayağa kalktım. Her şeyin onun istediği üzerine yapılıyor gibi görünmesi işime çok yaracaktı.

Karımla beraber ışıkları kapata kapata odamıza geldiğimizde Arya kollarını boynuma dolayarak "Patronunun olarak sana ilk emrini veriyorum. Öp beni!"

Bak bunu daha çok sevmiştim. Karım bir anda daha cüretkâr oluvermişti. Söylediğini yaparak dudaklarına istediği tatlıkta bir öpücük bıraktım. "Başka bir emriniz var mı güzel patroniçem..."

"Şimdi beni kucağına alıp yatağımıza götür. Sonra da sev beni, hatta sen beni hep sev!"



 ARAS'IN DERDİ NE?

#aşksavaşister

AHMAK KOCAM 🚬  Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang