Özel Bölüm

41.4K 1.9K 255
                                    

Ahlayarak gözlerimi aralamaya çalışsam da göz kapaklarım ağır geliyordu. Bir an için aydınlığı görüp tekrar gözlerimi kapattığımda yine derin bir uykuya daldım. Bir kez daha kendime geldiğimdeyse göz kapaklarımı bütün gücümle zorluyordum. "Arya... Arya'm..." Bu defa yalnızca ışık değil sesler de duymaya başladım. Elimde birinin sıcaklığını hissettiğim de başı sağıma çevirerek sesin sahibine baktım.

Aras... Güç bela Aras demeye çalışsam da sesim çıkmamıştı. "İyisisin... Şükürler olsun iyisin. Ömrümden ömür gitti." İyi miydim? İyiysem neden vücudum lime lime edilmiş gibi ağrıyordu. Etrafım bakarak olanları hatırlamaya çalıştım. "Arya'm iyisin narkozun etkisinden dolayı kendini güçsüz hissediyorsun..." Narkoz mu? İyi ama neden bana narkoz verdiler...

Kocama bir kez daha bakınca dudaklarımdan zoraki de olsa Aras çıktı. Aras gözlerinin içi kan çanağına dönüşmüş bana bakıyordu. Elimden bir kez daha öptüğünde yavaştan kasıklarımda bir ağrı hissettim. Serum takılı elimi karnımın üstüne koyduğumda canım acıdı. Karnımda şişlik olsa da içim boş gibiydi.

"Oğlum!" Sonunda hatırlayabilmiştim. "Kan!" En son düşme anımı hatırlıyordum. Aras ayağa kalkıp yüzümü avuçladığında gözlerimden yaşlar düşmeye başladı. "İyi... İyi Arya'm oğlumda iyi sende iyisin. Lütfen ağlama... Sevgilim lütfen ağlayıp ciğerimi biraz daha dağlama..."

"Getir... Oğlumu bana getir." Aras'ın ellerinden tuttuğumda başını olumsuz anlamda sallayarak alınlarımızı birleştirdi. Oğlum dünyaya erken gelmişti. Oğlum çok erken dünyalı olmuştu.

"Getiremem istesem de getiremem. Oğlumuzu küveze aldılar bir süre orada kalacak..."

"İnanmıyorum... Sana inanmıyorum bana oğlumu getir." Yalan söylüyordu. Oğluma kötü bir şey olmuştu ve bana yalan söylüyordu.

"Arya'm oğlumuzu getiremem..."dediğindeyse bu defa da beni ona götür dedim ama ona da yanaşmadı. İçim biraz daha acıyınca "Değdi mi? Sana gitme derken değdi mi?" diye onu iteklemeye çalıştım da gücüm yetmedi. Beni peşinden sürüklemeseydi oğlum hala iyi içimde olacaktı. "Gitme dedim gitme..." Neden beni dinlemedin neden gittin? İntikam ateşin ikimizi de yaktı.

"Aras ne oluyor? Sesiniz koridorda yankılanıyor... Arya iyi misin?"

"Oğlum... Uğur oğlum..." Uğur yanıma yaklaşınca bir ümit ona baktım. Aras şuan perişan olsa da acımı dindirmiyordu.

"Lan kendine gelsene karın zor bir ameliyattan çıktı. Ona moral vermek yerine neden ağlıyorsun. Arya sende sakin ol oğlun gayet iyi... Aras git. Görüş saati geçmeden git Yusuf'u getir olmadı video arama yap yoksa karının dikişleri açılacak..." İyi miydi yani, oğlum yaşıyor muydu? Uğur içime su serperken Aras dağılmış şekilde burnunu çekiştirip özür dilerim, affet demişti. "Aras sonra özrünü dilersin bir an önce git. Ben giderdim de bana göstermezler... Hadi ama bekleme..." Aras arkasına bakarak gittiğinde bende Uğur'a baktım.

"İyi değil mi oğlum iyi..." Bana gülüp iyi dediğinde elimi yüreğime koyarak derin bir nefes aldım. İyiydi. "Gördün mü oğlumu görün mü?" Her soruyu duymuyor gibi iki defa soruyordum. "Yakından görme fırsatımız olmadı ama uzaktan gördük. Bence hazır olsan iyi değersin çünkü oğlun tıpkı kocana benziyor. Umarım onun gibi Ahmak bir oğlun olmaz..."

Ahmak kocam, Aras'a çok yakışmıştı. "Olanları biliyor musun?" Ben ne zamandır buradayım bilmiyorum ama öyle bir iki saat geçmişe falan benzemiyordu.

"Biliyorum ve kocana boşuna ahmak demiyorum. Sen aradıktan sonra direkt buraya geldim. Aras da o sırada o iti bulmak için buraya gelmiş fakat yokmuş. İyi ki de yokmuş. Ahmak gibi eline silahını alıp insanları korkutmuş. Sonra hastaneden ayrılırken şans eseri seni sedyede görmüşte öylece kendine gelebilmiş. Aksi takdirde şuan kocan hapisteydi."

AHMAK KOCAM 🚬  Where stories live. Discover now