Bölüm 34

38K 1.8K 159
                                    

"Kimleri görüyorum gözlerim yaşardı desem yalan sayılmaz. Sen ve ofisim... Sen buraların yolunu bilir miydin?"

Uğur'un saçma sapan sorularına kulak asmadan odasına girdiğimde kendimi deri koltuğa bıraktım. "Oğlum ben çok ciddiyim ne oldu neyin var? Sen ki aylardır telefonlarıma bakmayan adam şimdi buraya geldin." Uğur bu defa konuşmakla kalmayarak ayağa kalkıp karşımda ki koltuğu geçti. Odasına girer girmez beni sorgu yağmuruna tutacağını bilseydim gelmeden önce mesaj atardım.

"Bi dur Uğur biraz soluklanayım. Mahkeme salonundaymışız gibi ahiret sorgusuna çekme." Karşımda ellerini havaya kaldırıp sustum dediğinde bende arkama yaslanıp derin bir nefes aldım. Neden buraya geldim bilmiyordum ama bu halde eve gitmeyeceğim kesindi.

"Nefes egzersizlerine devam mı yoksa beni orta yerimden çatlatmadan konuya girecek misin?"

"Sırf biraz daha az sorgula diye direkt konuya giriyorum. Arya'yı bulup evine getirdim..."

"Ne! Nasıl getirdin hem ne demek buldun. Arya kayıp mıydı?"

Konu ben olunca mı bilmiyorum sorularının ardı arkası kesilmiyordu. "Seninle en son konuştuğum gün Bursa'ya gidiyordum hatırlarsan. O gün Bursa'dan dönüşte Arya'nın bi arkadaşına denk düştüm. O da bana karımın burada olduğunu ve bana kızgın olduğu için eve dönmek istemediğini söyledi. Bende en azından uzaktan görmek için adresini istedim. Gittim gitmesine de neyle karşılaştım bir bil."

"Dur yavaş git. Öncelikle Arya neyi yanlış anlamış onu söyle en sonra da kötü değilse neyle karşılaştığını söyle."

"Arya ilk ayrıldığımız günlerde İstanbul'a gelmiş. Bir arada kuzenim buraya gelmişti. Onunla samimi görünce yanlış anlayıp kesin dönüş yapmış..."

"Tabi ya ben her aradığım mutluyum ayakları falan yapıyordu. Demek hayatında biri var sende o gün onu bir adamla gördün... İyi ama benim anlamadığım bi erkekle gördüysen onu neden tekrar buraya götürdün."

"Evet, bir erkekle gördüm ama öyle bir erkek değil. Arya hamile..."

"Siktir!" Uğur eli ağzında ayağa kalınca hayretler içinde kaldığını belirtecek pek çok saçma hareket yapıp en sonunda gülümsedi. "Oğlum baba oluyorsun. Ben sana demedim mi git test yaptır diye. Bak gördün mü kısır falan değilmişsin. Onca ay bunca ızdırabı boşa çektin. Eriyip bittiğinle kaldın..."

"Haklısın..."dediğimde "Kalksana oğlum sarılacağım böyle bir şeyi kırk gün kırk gece kutlamayız..." Yüzümde hüzünlü bir ifadeyle ayaklanarak sarılmasına izin verdim. "Tebrik ederim Aras, inan kendi kızım olacağını öğrendiğimde bu denli sevinmemiştim."

"Artık kızını bizimkine verirsin."demiştim de oğlum diyememiştim. Bugün test sonucu çıkmıştı ve ben kesin kes kısırdım. Bu bebeğin bende olma ihtimali sıfırdı. Yine de bu konuyu dile getirerek karımı küçük düşürmeyecektim. Uğur en yakın arkadaşımda olsa karıma başka bir gözle bakmasına özellikle de kötü kadınmış gibi konuşulmasını geçtim düşünülmesine dahi izin vermezdim.

Uğur benden ayrılınca "Vay be erkek babası olacaksın he... Kızım isterse veririm oğluna senden iyi dünür mü bulacağım..." Uğur tekrar oturunca "Bu akşam bize gelsenize Arya'nın dönüşünü yemekle kutlarız." Diye sormuştum. Nedense bugün Arya ile yalnız kalmak istemiyorum. Elbette ağzımdan kötü bir söz çıkmayacaktı yalnızca bakışlarımla onu üzmek istemiyordum. Ben yüzümdeki hüznü kalbimde ki fitneyi ne kadar kovmak istesem de olmuyordu işte yapamıyordum. İnsanoğlunun bu fıtratında olmalıydı...

"Derin konusunda söz vermesem de ben kesinlikle bu gece evinize gelip Arya'yı göreceğim."demişti. "Söylesene oğlun olacağını ilk duyduğunda ne hissettin?" Sorusuyla birlikte yutkundum. Neler hissetmemiştim ki Arya'yı bu denli çok sevmesem kendimi pencereden aşağıya bile atmayı düşünmüştüm. Aklımda fikrimde kötü senaryolar olsa da bunları elbet dizginleyecektim. Karımın sağlıklı doğum yapmasını bebeğini kucağına sağ salim alması için ömrümden ömür yiyecek yine de onlar için kendime savaşacaktım.

Ah ne güzel bir sözdü. Aşkın için kendinle savaşmak. Bu uğurda kendimi yenecektim. "Aras bana anlatmadığın bir şey mi var? Yoksa şu kısırlıkla ilgili şüphen mi var?" Bu sorusundan sonra gülümsedim.

"Hayır, oğlum dün gidip test yaptırdım. Bugünde sonuçlar çıktı. Yalnızca sperm sayımda bir ara azalma olmuş. Bu dönem dönem değişen bir durummuş..."

"İyi o zaman bende yüzünü ruh gibi görünce tedirgin oldum. Biliyorsun bu gibi sağlık durumlarında yanlızca bir doktora gitmekle olunmuyor..."

"Haklısın. Konu sağlık olunca dikkat etmek gerekiyor..." Uğur inanmıyormuşçasına bakmaya devam edince "Oğlum nende öyle bakıyorsun? İki günde hayatım tepe taklak oldu. Öldüm derken tekrar hayat buldum. Bu yüzden kafam karman çorman sen bana bakma."

"İyi madem saat beş oldu. Buradan size gidelim. Oradan da eve giderim. Derin Hanım evde çok yalnız kalınca buhran geçiriyor..."

"Onu da alıp öyle eve geçelim olmaz mı?"

"Yok, ağabeycim şimdi gideriz. Neden bana bir gün önceden haber vermedin diye tantana yapar. En iyisi biz gidelim."

"Oğlum karına haksızlık yapmıyor musun? Kadın hamile doğurdum doğuracağım diyor biraz daha ona karşı toleranslı olmalısın."

"Sen gel bir gün bizimle takıl da bak bakalım sende sabır falan kalıyor mu? Derin bildiğin ömür törpüsü gibi beni cilaladıkça zıvanadan çıkıyorum..." Derin biraz değil epey dediğim dediklerindendi. Bu yüzden daha fazla yorum yapmak istemiyordum. Uğur ofisinden çıktıktan sonra herkes kendi arabasına bindi ama gideceğimiz yer belliydi. Bu yüzden arabayı çalıştırmadan Arya'yı arayarak Uğur ile beraber eve geldiğimizi söylemiştim. Arya da benim gibi Derin demişti ama ben doğuma az kaldı biz gideriz diyerek geçiştirmiştim.

Eve giderken de aklımda fikrimde bebek konusu vardı. Ben bebeği çok sevip sayardım da ilerde o adam çıkıp benim oğlum falan derse o zaman ne yaparım diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Acaba kimdi yakınlardan biri olduğunu hiç sanmıyordum. Büyük ihtimalle Bursa'ya gittiğinde biri olmuştu... Aras, kendine gel artık bunu düşünmeyi sana yasaklıyorum. Ne olduysa oldu. Demek ki bir hatadır olmuş. Bundan sonra tek yapman gereken şey ailene sahip çıkmak Karın seni bu denli çok severken sende ona taparken fazlasını düşünmek delirmenin açık göstergesi olur.

Eve geldiğimizde Uğur beni kapıda beklemiş yanına ulaşınca ise kapıyı çalmıştı. Güzel karım kapıyı açtığında karşısında Uğur'u görünce fazlasıyla muştu olmuştu. "Bu güzellik benim yengem olamaz..."dediğinde uzanıp karıma sarılmıştı. Karıma hamileliğin çok yakıştığını bende açıkça söyleyebilirdim. Uğur kısa sarılmanın ardından ayrılarak "Hoş geldin yenge ve ne olur bir daha gitme." Demişti.

"Hoş bulduk ve sende hoş geldin..." Bende karım fazla ayakta kalmasın diye içeriye geçelim demiştim. Eve girerken tedirgin olsam da ben zaten test yaptırmadan önce bütün olumsuzluklara kendimi hazırlamıştım. Bu yüzden beni hiçbir şey yıldıramazdı. Sonuna kadar aşkımda karıma da bebeğe de sahip çıkacaktım. Unutmam normal düşüncelerime geri dönmem zaman alsa da bir gün her şey eskisi gibi olacaktı. Bunu bütün kalbimle hissediyordum.

Bir gün aşk, bütün kötülükleri yenecek. Geriye yalnızca aşkın verdiği huzur ve mutluluk kalacaktı.






DİĞER BÖLÜM UĞUR VE DERİN ÇİFTİNDEN OLUP DAHA ÖNCE HİÇ OKUMADIĞINIZ BİR SAHNE YAZILACAKTIR.







AHMAK KOCAM 🚬  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin