Selen

37.2K 1.8K 82
                                    

"Gir..." Kapının çalınmasıyla gözlüğümü çıkartarak odama giren Yavuz'a bakmıştım. Bende nerde kaldığını düşünüp dururken tam zamanında gelmişti. "Bende seni bekliyordum, otursana..." Yavuz sessizce dün oturduğu yere aynı şekilde oturarak yüzüme baktı. Bende olayı uzatmamak adına "Kararın nedir, kabul ediyor musun?"

"Teklifinizi kabul ediyorum Selen Hanım..." Bu çok güzeldi. Duyduğuma sevinerek "O halde bana hemen hesap numaranızı verin..." demiştim. Bir an önce oyun aşamasına geçmek istiyorum.

"Arzunuzu para karşılığında yapmayacağım Selen Hanım, bunu size yardım etmek maksadıyla kabul ediyorum." Yüzündeki anlaşılmaz ifadeye takılı kalmadan güldüm. Onca paraya hiç kimse kolayca ret etmezdi tabi daha büyük kazancı olmadığı sürece "Neden? Neden, sana vereceğim parayı elinin tersiyle itiyorsun? Eğer toplu şekilde istiyorsan anlaşabiliriz."

"Beni yanlış anladınız benim amacım daha fazla para değil. Ben bu teklifi tamamen size yardım etmek maksadıyla kabul ediyorum. İllaki bundan kazancınız ne dersiniz size samimi şekilde itirafta bulunabilirim. Tabi öğrenecekleriniz aramızda kalması şartıyla..." Hiç de yanılmadım. İlla ki bir çıkarı olmalıydı. Koltuğuma yaslandığım "Siz aramızdaki anlaşmaya tabi kaldığınız sürece benden yana kuşkunuz olmasın..."

"O halde konuyu uzamadan özetlemek istiyorum. Bu sevgililik oyunu size nasıl yarayacaksa aynı şekilde bana da yarayacak. Siz ailenize arkadaşlarınıza karşı bu oyun içine girerken bende sevdiğim kız için gireceğim."

Sevdiği kız mı? "Bak sevgilin varsa bu işi unut ben hiçbir hem cimsimin üzmesine göz yummam."

"Hayır... Hayır, yanlış anladınız. Benim sevgilim yok. Yalnızca sevdiğim bir kız var. Bana pas vermiyor denilebilir."

"Sana... Şaka mı yapıyorsun? Ben seni seçerken şirketin en yakışıklısı olarak seçtim. Bu şirketteki hangi kız sana pas vermez. Bence ya gözü kördür ya da kalbi dolu..."

"Maalesef ki kalbi dolu hiç olmayacak birine aşık olmuş..." Kim olduğunu merak etmiştim. Bu şirkettense mutlak benimde tanıdığım biriydi. "Kim bu kız ve imkânsız aşkı?" Bence abartıyordu.

"Hazal..." Anıl'ın sekreteri mi? "Ve aşık olduğu kişi de Anıl Bey..." Ben öldürürüm be o kızı... Sinirle ayağa kalktığımda kan beynime sıçradı. O kızı ben kendi ellerimle işe aldım be. Sırf içlerindeki en masum en temiz yüzlü o kız diye sevdiğim adamın dibine diktim.

"Anıl'a mı âşık dedin?"

"Selen Hanım anlaşmamızı unutmayın bu konuşma aramızda kalacak. Ben size yardım ederken bu sayede de Hazal'ın gözüne gireceğim. Şimdi siz söyleyin teklifiniz hala geçerli mi?"

"Evet, kalk. Şimdi seninle öğle yemeğine gidiyoruz. Şirkete yayılmasının en kısa yolu bu..." Ben seninle sonra ilgileneceğim Hazal Hanım önce şu işimi halledeyim de... Yavuz kalkınca bana Hazal'ın genellikle gittiği kafeyi söylemişti. Genellikle çalışanların orada olacağı düşünülürse güzel hamle olacaktı. Yavuz ile beraber yemek yemeğe gittiğimizde tahmin edildiği gibi yemek boyunca bütün gözler üstümüzdeydi.

Yemekten sonra tekrardan odama gelerek genel olarak uyulması gereken maddeleri söylemiştim. Biz sadece şirketin gözü önünde yan yana olacak Anıl'ın gözü önünde de sevgili gibi davranacaktık. İlk gün şirket çalışanlarıyla başlamıştık yarın da Anıl Beyimizle devam edecektik. Öyle hemen sevgiliyiz diyemeyeceğimiz için biraz daha insanların sindirmesi gerekiyordu.

Akşam olup eve geldiğimde Arya'nın güzel yemekleriyle şölen yapmıştım. Bilseydim öğlen fazla kaçırmazdım. Ve evet, yemek diye buna derlerdi. Karnım doyduğunda Aras'dan bir haber olup olmadığını sormuştum. O ise hiçbir şekilde arayıp sormadığını söylemişti. Üzülüyordu bende bu haline daha çok üzülüyordum. Bazen şeytan ara o adamın canına oku diyordu demesine de yemin etmiştim bir kere arayıp hayatlarına müdahil olamazdım.

AHMAK KOCAM 🚬  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin