Bölüm 18

38.3K 1.9K 124
                                    

   "Ah başım!" Kafam uğulduyordu. Beynim nasıl da zonkluyordu. Yatakta doğrulup başımı iki elimin arasında ezerek baş ağrımı hafifletmeye çalıştım. Şu zıkkımı neden bu kadar çok içmiştim. Sebebi aklıma gelince başımı kaldırıp karşımda boş duvara baktım. Öyle büyük bir derdim vardı ki on yıl boyunca hiç durmadan içsem yine de kalp ağrım geçmezdi.

Yataktan çıkınca üstüme baktım. Üstümü bile nasıl değiştirdiğimi hatırlamıyordum. Kahredici baş ağrısıyla banyoya girerek duş alıp öyle odadan çıkmıştım. Dün gece geç eve geç geleceğimi bildiğimden bugün öğleden sonra şirkete gidecektim. Odamdan çıkıp mutfağa gideceğim sırada burnuma güzel kokular gelmeye başladı. Mutfağı es geçip salona girdiğimde kahvaltı masasını gördüm. Masanın yanına gidip ağzıma zeytin attığımda ne çok acıktığımı fark ettim.

"Günaydın Aras..."

Karımın şen sesiyle başımı çevirip ona baktım. Günaydın dediğimde "Otursana acıkmış olmalısın."demişti. Karıma ne olmuştu böyle. Oysaki en son onunla kavga etmiştik. Masaya geçip oturduğum da bardağıma çay doldurmuş kendisine de doldurunca yerine geçip oturmuştu. Ben de birazcık merak ederek "Gecen nasıl geçti?" diye sordum.

"Güzel... Güzel geçti. Biliyor musun kendime iki arkadaş edindim. İkisi de çok tatlıydı. Belki sende tanıyorsundur biri Uğur'un kuzeni..."dediğinde aklıma Bora gelmişti. Eşini de görmüş müydüm? "Evet, tanıyorum. Yeni arkadaşlar edinmene çok sevindim." Bütün sevinci bu yüzden olmadı değil mi? Kahvaltı yaparken bir yandan da onu seyrediyordum.

Aklıma ona olan çıkışım gelince içim burkuldu. Ona asla öyle bir tepki vermek istemezdim. Bana güvenmediğini dile getirince delirmiştim. Oysaki ben ondan sonra tek bir kadının dahi gözlerinin içine bakmamıştım. "Arya dün için özür dilerim."dediğim Arya'nın gözlerinde ki gülüş sönüvermişti. "Dün sana öyle bir çıkış yapmamalıydım. Kes sesini derken senden çok ben üzüldüm. Lütfen özrümü kabul et..."

Arya'nın tekrar gözlerinin içi gülünce "Sorun değil Aras, dün fazla üstüne gidip damarına bastım. Bu konularda ki hassasiyetini biliyorum." Diyivermişti. Karım burnumun dibinde olmasına rağmen onu deli gibi özlüyordum. Oysa duş alırken tenimde onun kokusunu almıştım. Kokusu öyle bir bedenime işlemişti ki son birlikteliğimizin üzerinden haftalar geçmesine rağmen hala onu benliğimde hissedebiliyordum.

"Dün söylediğin gibi biz hala karı kocayız. Sen soy ismimi taşıdığı sürece nasıl sen bana aitsen bende sana aidim. Aldatma söz konusu dahi olamaz. Ne seni bedenen ne de zihnen aldatırım bunu bilmeni istiyorum. Bana bu konuda güven."

"Teşekkür ederim bunu duymak iyi hissettirdi."

Konuyu değiştirmek adına "Bugün şirkete gelme dinlen istersen bende kahvaltıdan sonra gidip geri gelirim."

"Akşama senin için ne yapmamı istersin?" Bu soruyu sormayalı uzun zaman olmuştu. Bir soru bile bu denli özlenemezdi. "Kendini yormayacak şeyler yap elinden ne olsa yerim." Dünkü çıkışımdan sonra bir daha onu kırmak istemiyordum. Bu yüzden kahvaltı boyunca en ufak olumsuzluk içeren bir cümle kurmamaya öze göstermiştim. Onca yaşanan olaydan sonra bu kahvaltı ruhuma gıda gibi gelmiş karımın gülen gözleri sayesinde başımın ağrısı bile geçmişti.

Keşke birazcık aşkta bencil olsaydım. Öyle bencil bir adam olsaydım ki kendi mutluluğum için karımın mutluluğunu heba edebilseydim. Sadece anda yaşayıp geleceği düşünmek gibi stres altına girmeseydim. Kahvaltıdan sonra şirkete geldiğimde işlerimi hızlıca halletmek için ekstra çaba harcamıştım. İşim bitmese de eve dönmek için altı gibi şirketten çıkıp eve gitmek için yola koyuldum. Yolda özür mahiyetinde de karıma onun gibi tertemiz beyaz güller almıştım.

Eve geldiğimde karım bıraktığım gibiydi. Gülen gözleri ellerimdeki gülleri görünce daha da parlamıştı. Ağzı kulaklarına varan karım boynuma atılınca dün için diye eklemeyi es geçmemiştim. Arya affedildiğimi söyleyince yemek hazır olana kadar çalışma odasında olacağımı söyleyip yarım kalan işleri buradan halletmeye çalıştım. Karım yarım saati aşkın süre sonra yanıma gelerek yemeğin hazır olduğunu söylemişti.

Yalnız yemek salonda değil bahçeye hazırlanmıştı. Bahçeye çıkıp masaya baktığımda içimden bir şeyi mi kutluyoruz diye düşündüm. Yine de bunu dile getirip canını sıkmamak adına her zaman ki yerime oturup karımın gelmesini bekledim. Arya bir sürahi suyla geldikten sonra yerine oturmuş bende dayanamayarak "Her şey şahane görünüyor. Beni böyle alıştırmamalısın hep isteyebilirim."diye şakayla karışık söylemiştim.

"İste yeter ki Aras ben her zaman sana güzel yemekler hazırlarım." Karım gülerken sessiz kaldım. Umarım gülü ya da sabah ki neşemi yanlış yorumlamıştır. Sabah öyle içten güzel davranınca bende neşesine ortak olmuştum. "Hiç anlatmadın dün gece nasıldı?"

"Nasıl mıydı? Dün geceyi düşündükçe başıma ağrılar giriyordu. Bir düzine erkek topluluğuyla içip durduk..."

"Ya dansöz o sizi eğlendirmedi mi?"

"Tabi ya sabah söylemedim. Dansöz son anda iptal oldu. Diğerlerin eşleri kocalarının gözlerini oymakla tehdit edince Uğur bir düzine körlerle arkadaşlık kurmak istemediği için iptal etmek zorunda kaldı."

"İyi olmuş... Yani yazık adamlar durduk yere neden kör olsun değil mi?" Kıskanç karım keşke uzanıp küçük bir buse alabilsem inşallah boşanana kadar orta yerimden çatlayıp gitmem. Arya muhabbet etmek istediğin olsa gerek sorularına devam etti. Bende her sorusuna içtenlikle cevap vermiştim. Yemek sonunda ona kıyamadığım için masayı kaldırmasına yardım ettim. Arya bulaşıkları makineye dizerken kahve içer miyiz diye sordu.

"Bir Eroğlu asla kahveye hayır demez."

"Tamam, burada işim bitti. Sen içeriye geçip bize film ayarla bende kahveleri yapıp hemen geliyorum." Tamam, dediğimde salona geçip film bakmaya başladım. İzlenecek adam akıllı film bulamadığım için Arya elinde kahvelerle gelince film bulma işini ona devrettim. Karım genellikle romantik komedi izlediği için ona göre bir film seçemiyordum.

"Zevkle."diyen karım yanıma oturup film aramaya başlayınca yakınlığı rahatsız etmişti. Aslında hoşuma gitti de yakınlığı aklımın başka yerlere kaymasına sebep oluyordu. Yerimde hareketlenip kahvemi içmek için elime aldım. Kahve birkaç yudumla sona erince mecburen elimden bırakmıştım. Arya da başını omzuma koyunca gözlerim kocaman oluverdi. Bana böyle yaklaşırken ben durmazdım. O zaman da Arya hiç olmadığı kadar çok üzülürdü.

"Arya ne yapıyorsun?" diye sorduğumda karım benden ayrılıp güldü.

"Hiç sadece kocama sarılmak istedim." Lanet olsun hal ve tavrından anlamalıydım beni yanlış anlamıştı.

"Arya bu konuları konuşmuştuk. Yakın bir zamanda boşanacağız. Bu tarz yaklaşmalar işimizi daha da zorlaştırır. Ben seni yine bir ümide bağlayıp üzmek istemiyorum. Beni ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi? Benim tek derdim birbirimizi kırmadan dostça arkadaşça ayrılmak..."






BU GECE SON!


 BAZEN ÇOK SİNİR BOZUCU YERDE BÖLÜM SONU YAPSAM DA ÖZÜMDE KÖTÜ BİR KIZ DEĞİLİM İNANIN BANA..








AHMAK KOCAM 🚬  Donde viven las historias. Descúbrelo ahora