U - D

35.6K 1.8K 187
                                    

"Derin hala hazırlanmadın mı geç kalıyoruz?"

Ben kime diyordum ki en az yirmi dakika daha kapıda onu bekleyecektim. Hayır, bir saattir içerde ne yapıyorsun ki? Altı üstü akşam yemeğine gidip gelecektik. Bir kez daha Derin, dediğimde hanım efendi sonunda görünmüştü. "Neden sürekli adımı tekrarlıyorsun Uğur, hala ezberleyemedin mi?

"Söylenmek yerine acele eder misin?" diye sordum. İnsanlara sekizde orada oluruz demiştik fakat gel gelelim ki saat neredeyse dokuz olmuştu. Derin elini karnına koyarak "Kızını karnında taşıyan benim sen değil, birazcık daha sabırlı olamaz mısın?"

"Derin neden her gün kavga ediyoruz bir günde olsun huzurlu bir günümüz olmayacak mı artık ben çok sıkıldım."

"Sıkılan taraf tek sen değilsin. Bende sürekli üzerimde otorite kurulmasından hoşlanmıyorum. Zaten benim adıma insanlara söz veriyorsun."

"Ya sabır... Deri artık gidelim mi?"

"İyi gidelim ama bir daha bana sormadan insanlara söz verme." Demiş bende hormonlar diyerek bir kez daha sabır çekmiştim. Bir kadın hamileyken böyle olabilirdi eyvallah ama insan hiç yedi yirmi dört diken üstünde durur muydu? Bazen diyorum keşke bu bebek hiç olmasaydı da evlenmek zorunda kalmasaydık diyorum. Bazen de öyle bir an geliyordu ki kızımı kucağıma alacağım anı hayal ediyor sonra gevşiyordum.

Derin ile beraber evden çıkıp arabaya bindiğimiz de tartışmalarımız devam etmişti. Bir daha dünya ya gelirsem değil avukat bir kadınla evlenmek sevgili dahi olmayacaktım. Umarım büyük konuşup başıma dert falan almamıştım. Araslara geldiğimizde arabadan inmeden önce lütfen en azından burada atışmayalım, demiştim. Derin de omuz silkip arabadan inmişti. Derin ile beraber kapıya ulaştığımızda zili çalmadan kapı açıldı.

"Hoş geldiniz..." Aras kapıyı açınca Derin ona şöyle bir baktıktan sonra hayret etmiş gibi yüzüme baktı. Bende gülümseyerek hoş bulduk demiştik. Derin uzun süredir Aras'ı görmediğinden son halini görünce şaşırmıştı.

"İçeriye geçelim ayakta kalmayın..." Derin önden benden arkadan içeriye girerken Aras'a beklettiğimiz için kursa kalma diyerek karımı göstermiştim. Aras da ah şu kadınlar diyerek geçiştirmişti. Salona geçtiğimizde Derin ve Arya sarılmıştı.

Birbirlerinden ayrıldıktan sonra da "Aryacım hala hamile olduğuna inanamıyorum. Uğur söylemişti de dalga geçiyor sanmıştım. Demek sizde tıpkı bizim gibi bebek için bir araya geldiniz..."dediğinde araya gitmek zorunda kaldım. Arya bozuntuya vermeden "Siz şöyle geçin bizde masada ki eksiklikleri getirelim."diyerek karı koca gözden kaybolmuştu.

"Derin sen ne yaptığını sanıyorsun? Neden laf sokuyorsun?"

"Sen onu boş ver de Aras'a ne olmuş öyle eğer dışarıda görsem sokakta kağıt toplayan adamlara benzetirdim. Koskoca Aras Eroğlu gitmiş yerine sıska çelimsiz hatta fazlasıyla çirkin bir adam dönüşmüş. Bence ona çirkin ördek yavrusu falan diyebiliriz."

"Sana hayret ediyorum biliyor musun? Her gün bu kadın daha fazla gözümden düşemez bunu başaramaz derken sen beni her gün şaşırtıyorsun."

"Sözlerine dikkat karın olmam bana hakaret etmen anlamına gelmez."

"Seninde benim karım olman arkadaşlarımla uğraşman anlamına gelmez. Önce yerini sonra haddini bil..."

Derin başını kaldırıp nefretle bakarken bende ondan farksızdım. Aramızda zaten sevgi yoktu da geriye kalan son saygı kırıntıları da yok olup gidiyordu. Yemek biraz değil epey soğuk geçmişti. Derin sessizliğe bürüsün de bakışları dahi insanı germeye yetiyordu. Yemekten sonra bir kahvelerini içip müsaade istedik, Derin de bunu bekliyormuşçasına ayaklamıştı.

Vedalaşıp evlerinden ayrıldığımızda Derin arabada fenalaştığını söylemişti. Başta inanmasam da ifadeleri gerçekçiydi. Bende doğum az kaldığı için korkarak hemen hastaneye sürmüştüm. Hastaneye geldiğimizde doktor bu tip sancıların son haftalarda normal olduğunu söyleyerek içimizi rahatlatmıştı. Kızımın iyi olmasına çok sevinmiştim.

Hastane çıkışında Derin yürürken bir anda durunca betinin benzinin attığını fark ettim. Yine kötülendi mi diye merak ederken odaklandığı noktaya bakmıştı. Bizden biraz uzakta bir kadı eli karnında güç bela yürümeye çalışıyordu. Hamile kadının can çekiştiği belliydi. Etrafına baktığımda kimseyi göremedim. Kadının yanına gitmek için hamle yaptığımda Derin kolumdan tutarak "Nereye?" diye sordu.

"Derin görmüyor musun kadın zor durumda yardım edeceğim."

"Uğur burası hastane elbet biri yardım eder sana mı kaldı yardım etmek. Hadi gidelim..."dediğinde içime sinmese de yürüdüm. Arabaya geldiğimiz sırada "Derin telefonum sende mi?"diye sordum.

"Hayır, bana telefonu vermedin."

"Kahretsin doktorun odasında unuttum. Sen arabaya geç ben hemen geliyorum" Derin tamam, dediğinde arkama bakmadan yürüdüm. İçeriye girdiğimde gözüm az önceki kadını aradı. Kadını görmeyince hızla yürüyecektim ki kadını biraz ilerde duvara tutunur vaziyette iki büklüm gördüm. Bu kadını hiç kimse görmüyor muydu?

Hızla yanına giderek kadının koluna dokundum. "Hanım efendi iyi misiniz?" diye sorduğumda başını olumsuz anlamda salladı. "Benimle gelin bende kadın doğum uzmanına gidiyorum size eşlik ederim." Kadın cevap vermek yerine derin derin nefes alıyordu. Aklıma Derin gelse de umrumda olmadı. Kadın yığılır gibi olunca hiç düşünmeden kucağıma aldım. Zaten kadının tepki verecek bile hali yoktu. Kucağıma aldığımda elleriyle gömleğime tırnağını geçirip yüzünü göğsüme dayadı. Sıcak nefesiyle ne olur bana diyerek hızlı adımlarla yürüdüm.

Doktorun odasına geldiğimde içeriden bir hasta çıktığından direkt odaya dalarak kadını sedyeye yatırdım. "Uğur Bey..."dediğinde doktor kadını yatırırken içime sinen kokusuyla kendimi bir kez daha tuhaf hissettim.

"Doktor Bey telefonumu burada unutmuşum hem onu olmaya hem de size emanet getirmeye geldim." Doktor yarı baygın kadınla ilgilenirken kömür karası saçlarına baktım. "Emanet derken? Diye sorduğunda elime telefonumu aldım.

"Emanet, bundan sonra kadının doktoru siz olacaksınız, bütün ücretini de ben ödeyeceğim. Kadın bana dair bir bilgi öğrenmek isterse kesinlikle söylemeyin, gizli kalmasını istiyorum."



HİKAYENİN DEVAMI SONUM!

UĞUR VE RANA AŞKINI OKUMAK İSTEYENLER SON'UM ADLI HİKAYEYE DAVETLİDİR.

HERKESE KEYİFLİ OKUMALAR...











AHMAK KOCAM 🚬  Where stories live. Discover now