0.9

2.6K 146 8
                                    

-Multimedya Anya-

Lexa

Yatağıma uzandım, aptal aptal gülümsüyordum. Sevdiğim kız da beni istiyor olabilir. Dünyada ki en güzel şey karşılıklı aşktı bence ve ben buna sahip olabilirdim. Onu düşünmeden duramıyordum. Uzun, sarı, dalgalı saçları, delici mavi gözleri, dudakları... Düşüncelerim beni oda da öptüğü zamana kadar gitti. Daha önce birçok kızı öptüm ama hiç biri böyle hissettirmemişti. Dudaklarımız birleştiğinde, dünyada sanki hiç kimse yoktu. Sadece ikimiz vardık. Etraf bomboş, her şey sessizdi. Vücudum sadece onun dudaklarına odaklanıyordu.

"Lexa?" Anya kapıyı çalıyordu.

Çabucak kalkıp kapıyı açtım. "Anya." diyip ona sarıldım.

"Beni özlediğini biliyorum." dedi şakayla karışık bir şekilde. Anya benim kız kardeşim gibiydi. Her şeyi birlikte yapardık. "Haftan nasıl geçti?" Odamda yürüdü ve sandalyemi çekip oturdu. Ben de onun karşısına, yatağımın üzerine oturdum.

"İyiydi." Clarke aklıma geldi ve birden gülümsedim.

"Huh iyi geçmiş. Kızın adı ne?" Sırıttı.

Şaşırdığım için kaşlarım refleks olarak kalkmıştı. Anya beni herkesten iyi tanıyordu. "Clarke."

"Clarke Griffin? Küçükken birlikte zaman geçirdiğimiz kız mı?"

"Evet ama o bunu hatırlamıyor."

"Şaşırmadım. Kazadan sonra annesi ailenden bahsetmemiştir muhtemelen. Ona söylemedin mi?"

"Hayır, henüz değil. Beraber değiliz. Erkek arkadaşından yeni ayrıldı. Kızlardan hoşlandığını düşünmüyordum ama benden hoşlandı." Umarım hoşlanmıştır. Beni öptüğünde, küçük parmağını elimin üzerine koyduğunda o izlenimi almıştım.

"Senden nasıl hoşlanmasın zaten." Sırıttı. "Küçüklüğünü hatırlatmanın akıllıca olduğunu düşünüyor musun?"

"Onu bundan uzak tutmayacağım. Kaza hakkında ne biliyor bilmiyorum ama onunla konuşacağım."

"Tamam o zaman. Senin kararın." Gitmek için kalktı. Kapıya doğru giderken aklıma bu akşam ki maç geldi.

"Bekle! Bu akşam oyuna geliyor musun?" dedim. Anya genellikle oyunlara gelir ve izlerdi.

"Üzgünüm bebeğim. Randevum var." diyip göz kırptı.

"Randevu mu? Kiminle?" Anya benim gibiydi, ilişkilere pek giremiyordu.

"Tanımazsın. Güzel giderse tanışabilirsiniz." diyip odadan çıktı.

Oyundan önce uyuyacaktım ama eve dönerken yolun tamamında uyuduğum için pek yorgun değildim. Duş alıp sahaya gidecektim. Oyundan önce pratik yapabilmek için. Bu gece ki oyun finaldi ve ben elimden gelenin en iyisini yapmalıydım.

-----------------------------------------------------------------------------------

Clarke

Oyuna gitmek için hazırdım. Annem çoktan işe gitmişti. Gece vardiyalarından nefret ediyordum çünkü evde yalnız kalmaktan hoşlanmıyordum. Evet kolay korkan biriydim. En ufak bir ses beni korkudan öldürmeye yetebilirdi.

Anahtarlarımı aldım ve arabaya yöneldim. Okula geldiğimde Raven arabasının yanında benim arabam için park yeri ayırmıştı. Onu görüp arabamı oraya park ettim.

"İyi bir oyun olsa iyi olur Clarke."

"Hadi ama Raven sporu seviyorsun."

"Evet ama evde ders çalışmayı tercih ederim."

"Bana zaman ayırdığın için teşekkür ederim." dedim ve kolumu boynuna dolayıp tribünlere doğru yürüdük. Maç başlamak üzereydi.

İlk yarı bitmişti ve 2-1 yeniliyorduk. Raven'ın eğlendiğini gördüğümde gülümsemiştim. Benimle birlikte tezahürat yapıyor, bağırıyordu. Bellamy'den daha eğlenceliydi.

Lexa ikinci yarının başlamasıyla çok uzun sürmeden skoru eşitledi. Bana baktı ve gülümsedi. Yanaklarımın kızardığını hissetmiştim. Tanrıya şükür Raven bunu görmedi.

Oyun uzatmalara gitmişti. Neşeliydim ama bağırmaktan boğazım ağrımıştı. Bu oyun diğer oyundan çok daha heyecanlıydı.

Diğer takım savunmada hata yapınca Lexa topu hızlı bir şekilde kontrol etti. Eğer bu bir film olsaydı, Lexa'yı ağır çekimde gösterirlerdi. Lexa son savunucuyu geçmek için bazı zor hareketler yaptı. Geçtikten sonra bir vuruş yaptı. Kalenin sol köşesine uçan top ağlara girdi. Herkes ayağa kalktı ve bağırmaya başladı.

"Kazandık! Kazandık!" diye bağırıp Raven'a sarıldım.

"Biliyorum." Heyecanlı bir şekilde cevap vermişti.

Takım grup kucaklaşması yaptı. Hakem maçın bittiğini bildiren düdüğü çalmıştı.

Sahaya indik ve Octavia'nın yanına gittik. "Octavia bu oyun çok heyecanlıydı." dedim.

"Sen bir de sahada dene."

"Yani büyük finale gidiyoruz?"

"Gelecek hafta ki oyunu da kazanırsak büyük finalde oluruz. Okulumuz son 10 yıldır bu başarıyı yakalayamamıştı. Büyük finali de almak güzel olur."

"Bekleyemiyorum!" dedim. Lexa sahada yürüyordu. "Lexa!" durdu. "İyi oyundu."

"Teşekkürler Clarke. Güzel tezahürattı, yine." Gülümsedi.

"Sen olmasaydın kazanamazdık Lexa." dedi Octavia.

"Takım çalışmasıydı. Hem savunma hem de saldırı harikaydı." Birbirlerine gülümsediler.

"Gelmek istersen akşam yemeği için dışarı çıkıyoruz." dedim.

"Olur. İkiniz için de sorun yoksa?" Octavia ve Raven'a baktı. Onlara sormayı düşünmemiştim, sadece Lexa'yı yanımda istiyordum.

İkisi de sorun olmayacağını belirttiler.

"Tamam sizinle gideceğimiz yerde buluşurum. Nereye gidiyoruz?" diye sordu Lexa.

"Big Belly Burger'a gideceğiz. -the flash'tan almış olabilirm djfkdjff- Hamburger sever misin?" Big Belly Burger Octavia, Raven ve benim favori yemek mekanımızdı.

"Kim sevmez ki? Orada görüşürüz." Soyunma odalarının olduğu yere doğru yürüdü.

"Ben de gidip duş alsam iyi olur." Octavia'da Lexa'nın olduğu yere gitti.

Raven'la arabaya doğru yürürken "Kusura bakma sana Lexa'yı davet etmek konusunda danışmadım." dedim.

"Önemli değil, aslında iyi biri."

"Söylemiştim." Arabaların yanına geldik. "Orada görüşürüz." dedikten sonra arabama binip Big Belly Burger'a sürmeye başladım.

Lexa bize katılıyordu, gülümsedim.

She's Special | GirlxGirlWhere stories live. Discover now