3.0

1.6K 99 3
                                    

Lexa

Clarke'la uyanmak harika bir histi. Bana yakındı, tüm gün burada yatmak istiyordum. Clarke'ın uyanık olduğunu elime parmak uçlarıyla çizdiği desenlerden anlayabiliyordum. Ama hiçbir şey demeden sadece yatıyorduk.

Bir süre sonra Clarke kalktı ama onu elinden tutup geri çektim.

"Hayır, biraz daha yatalım."

"Lexa." Elimden kurtulmaya çalıştı ama bırakmadım.

"Hayır."

Dönüp yüzüme baktı. "Yataktan çıkmamız gerek."

"Biraz daha."

Kaşlarını kaldırdı.

Eğildi ve burnuma bir öpücük kondurdu. "Üzgünüm." diyip kalktı.

"Bir gün, tüm gün boyunca yatakta kalacağız."

"Mükemmel olur. Ama şu an İngilizce ödevini yapmamız gerekiyor." çantasına uzandı ve birkaç kağıt çıkardı.

"Ne?" Hiç ders çalışmazdım, neden ödev yapmak zorundaydım?

"Cuma gecesi yapacaktık ama yorgundun."

"Ödev yapmak için mi bizi yataktan kaldırıyorsun?"

"Evet." Yüzüne kocaman bir sırıtış ekledi.

Yattığım yerden kalktım ve yanına oturdum.

"Bu gece yapsam nasıl olur?"

"Hayır, şimdi yapacaksın. Şu an yapmazsan daha da yapmazsın biliyorum."

"O zaman bir anlaşma yapalım."

"Ne anlaşması?"

"Ödevi yapacağım eğer gelecek hafta benimle buradan uzaklaşırsan."

"Seninle uzaklaşmak mı?"

"Evet. Cuma günü okuldan sonra gideriz. Sadece biz."

Clarke düşünüyor gibi görünüyordu. "Tüm hafta sonu."

"Evet." Cevabını bekliyordum, yüzünden ne cevap vereceği okunmuyordu.

"Tamam, anlaştık." Elini uzattı ve bende sıkıp salladım.

"Başka plan yok."

"Yok, söz veriyorum."

Şimdiden gelecek hafta için sabırsızlanıyordum.

Bir süre ödev yaptık. Clarke kaleminin ucunu emerken benim odaklanmam zor oluyordu.

"Bana bunu neden yaptırdığını bilmiyorum."

"Çünkü dersten geçmek istiyorsan yapman gerek."

"Hayır gerekmiyor."

"Hah, kendini beğenmiş."

"Gerçekten geçmem gerekmiyor." Geçmişim geçmemişim umrumda değildi. Okula çalışmak istemediğim için gidiyordum.

"Geçemezsen nasıl üniversiteye gideceksin?"

"Gitmeyeceğim."

Clarke okuduğu kağıt parçalarını bıraktı ve bana baktı.

"Üniversiteye gitmeyeceksin?"

"Hayır."

"Ne yapmayı düşünüyorsun o zaman?"

"Ailemin işini devralacağım." Ailemin istediği de buydu. Okula gitmesem şimdi onlar için çalışıyor olurdum.

Clarke ayağa kalktı, durup öylece bana baktı.

"Ne?" diye sordum.

"Bu birlikte olamayacağımız anlamına geliyor."

"Ne demek istiyorsun?"

"Ben üniversiteye gitmek istiyorum." Yüzünde endişeli bir bakış vardı. "Birlikte olmayacağımız anlamına geliyor. Ben uzaklaşacağım ve sende burada kalacaksın."

Elini tutup kucağıma oturmasını sağladım.

"Geleceği konuşmak için bolca zamanımız var Clarke."

"Ama mezun olacağız, bu son senemiz." Yüzünde hala endişeli bakışı vardı.

"Bak bolca zaman." Gülümsedim.

"Araya mesafe giren ilişkiler uzun sürmüyor Lexa. Herkes bunu biliyor."

"O zaman gittiğin üniversiteye yakın bir yere taşınmam gerekecek." Yanağına hızlı bir öpücük kondurdum. "Ne olmak istiyorsun?" Konuyu değiştirmeye çalıştım.

"Doktor, annem gibi. Her zaman ilaçlara ve birilerini kurtarmaya ilgi duydum." Ona hayranlıkla baktım. "Ya sen?"

Sorusu kafamı karıştırmıştı. "Çoktan söyledim ya aile işini devralacağım."

"Evet ama sen ne istiyorsun?" 'Sen' kelimesinin üzerine bastırarak kurmuştu cümlesini.

"Ben-" Ne cevap vereceğimi bilmiyordum, durakladım. Daha önce hiç kimse bana bu soruyu sormamıştı. "Bilmiyorum, hiç düşünmedim."

"Yapmak istediğin mesleği kendin seçmelisin, ailen değil." Kucağımdan kalkıp yanıma oturdu.

Söylediği şeyi düşünüyordum. Aile işinde çalışmamış olsaydım ne olmak isterdim? Bu, bir süre düşünmem gereken bir şeydi.

Ne olmak istiyorum?

--------------------------------------------------------------------------

Clarke

Lexa'ya ne olmak istediğini sorduğumdan beri dikkati dağılmıştı. Daha önce ne olmak istediğini nasıl düşünmemişti?

Biraz çalıştıktan sonra kahvaltı için aşağıya indik.

Indra bize yiyecek bir şeyler hazırlarken Lexa, "Indra gençken ne olmak istiyordun?" diye sordu.

"Ne demek istiyorsun Lexa?" dedi Indra ve önümüze yiyecekleri koydu.

"Açıkca hizmetçi olmak istemezdin. Yapmak istediğin başka bir şey olmalı."

"Hizmetçi olmak istemediğimi sana düşündüren ne?"

"Hiç kimse hizmetçi olmak istemez."

"Buna inanmıyorum. İşimi seviyorum."

"Böyle söylüyorsun ama kim başkalarına yemek pişirip onların temizliğini yapmak ister ki?"

"Yanılıyorsun Lexa. Siz benim ailem gibisiniz. Senin büyüdüğünü izledim, mutluluğunu, üzüntünü, kızgınlığını gördüm. İlk adımı atışını, çıkardığın ilk dişi gördüm. Bunu kim sevmez ki?"

Lexa sessizce oturdu. Ne söyleyeceğini bilmiyormuş gibiydi.

Kahvaltıdan sonra kalkıp yukarı çıkacaktık ki Indra'nın sesiyle durduk.

"Öğretmen."

Dönüp ona baktık.

"Gençken öğretmen olmak istedim."

Lexa Indra'ya gülümsedi ve elimi tutup beni odasına çıkardı.

"Şimdi ne olmak istediğini biliyor musun?" Ödevi bitirmek için masaya oturduk.

"Hayır, sanırım sadece aile işini alıp ailemin ismini devam ettirmek istiyorum." Ödeve devam etti.

Hala ne olmak istediğini düşündüğünü söyleyebilirim.

She's Special | GirlxGirlWhere stories live. Discover now