4.3

1.4K 94 12
                                    

Lexa

Uyandım, kollarım hala Clarke'ın belindeydi. Başımı sarı saçlarına gömdüğümde gülümsedim. Birilerinin bizi izlediğini farkedene kadar öyle durdum.

"Ne yapıyorsunuz?!" Gözlerimi açınca Raven ve Octavia'yı gördüm. Raven'ın elinde telefon vardı.

Clarke'ın yanımda uyandığını hissettim. Kızları görünce doğruldu.

"Siz ikiniz ne yapıyorsunuz?" diye sordu Clarke ikisine.

"Seni bulamadık Clarke. Neden önce Lexa'nın yatağına bakmak aklımıza gelmedi ki?" Octavia sırıttı.

"Raven telefonla ne yapıyorsun?" Clarke bu sefer sorusunu Raven'a yöneltti.

Raven telefonunu tekrar cebine koydu. "Sadece iki sevimli insandan bir fotoğrafa ihtiyacım vardı. Merak etme sana gönderirim." Raven Clarke'a göz kırpıp bana baktı. "Sana da göndereceğim."

Octavia yatağa oturdu. "Clarke'ı nasıl bu kadar hızlı yatağına soktun?"

"Hatırlıyorum Octavia."

Octavia ve Raven birbirlerine baktı.

"Hatırlıyorsun!" Octavia'nın gülüşünde mutluluğu görebiliyordum.

"Sonunda." Raven gözlerini devirdi. "Lexa'nın senin üzerinde düşünmesine ne kadar dayanabilirdim bilmiyorum."

"Düşünmüyordum." Savunmaya geçtim.

"Evet haklısın. Tüm hafta boyunca Clarke'dan kaçıp hatırlaması için düşünmedin zaten."

Raven'a ters bir bakış attım.

"Şimdi bizi yalnız bırakabilir misiniz?" Odamın özelini işgal eden iki kıza sordum. Buraya Clarke'a bakmak için geldiklerini biliyordum, ama şimdi nerede olduğunu biliyorlar, bu yüzden gidebilirler.

"Evet, tabii. Sizi yalnız bırakacağız." Octavia yataktan kalktı ve çıkmakta isteksiz olan Raven'ı kapıya sürükledi.

"Bunun için üzgünüm." Clarke dönüp yüzüme baktı.

O baş parmağıyla elimin üzerinde daireler çizerken ben elimi yanağına koydum. "Onlar gizlilik hakkında pek fazla şey bilmiyorlar." diye dalga geçtim.

"Kesinlikle bilmiyorlar." Clarke güldü.

Bu sesi duymayı seviyordum, özellikle geçirdiğimiz son haftadan sonra daha da sevmiştim. Eğildim ve dudaklarımı onunkilerle birleştirdim. Dudaklarımızın hareketiyle gelen sıcaklık hissini devam ettirmek istiyordum.

İsteksizce dudaklarımı ayırdım. "Kalkmalıyız."

Clarke suratını astı. "Biraz daha yatalım."

"Seninle bütün gün yatakta kalıp daha fazlasını yapmak isterdim ama gidip misafirlerimle ilgilenmem gerekiyor."

"Ah lanet olsun. Neden diğerlerini davet ettin ki?" diyip gülümsedi.

"Çünkü başka türlü gelmezdin." Gülümsedim. Yataktan kalkıp temiz havlu ve kıyafetler aldım. "Önce bir duş alacağım. Sonra en son seni götürdüğüm yere gideriz." Diğerlerinin de hoşuna gidebileceğini düşünüyordum.

"Mükemmel olur." Clarke hala yatakta uzanıyordu. Her ne kadar onun yanına gidip yatmak daha cazip gelse de güne başlamalıydım.

"Birazdan döneceğim." Banyoya gitmeden önce Clarke'ın dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum.

She's Special | GirlxGirlWhere stories live. Discover now