1.6

1.8K 120 7
                                    

-Multimedya Lexa-

Lexa

Clarke'ın Bellamy'i öpmüş olması umrumda olmamalı ama bu acıtıyordu. Çok uzun zaman geçirmemiştik ama her anım onunla olsun istiyordum.

Bu yüzden ilişkiye girmek istemiyordum, inciniyorsun. Okuldan erken çıktım. Biraz zamana ihtiyacım vardı.

Ön kapıdan girerken Indra seslendi. "Erken geldin. Her şey yolunda mı?"

"Evet sadece biraz zamana ihtiyacım var. Uzaklaşacağım."

"Uzaklaşmak mı? Nereye gidiyorsun?" Yüzü endişeli hale bürünmüştü.

"Sanırım biraz yazlıkta kalacağım."

"Peki okul?"

"Geri döndüğümde derslere yetişirim. Düşünecek zamana ihtiyacım var." Merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım, konuşmak istemiyordum.

"Clarke'la ilgili mi?" Durdum ve onun yüzüne baktım. "Ona nasıl baktığını gördüm Lexa. Daha önce böyle hiç kimseye bakmadığın gibi."

"Ben-" Devam edemedim. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Clarke'dan çok hoşlanıyordum, eğlendik ama bazı şeyler için erkendi. Son zamanlarda erkek arkadaşıyla ayrılmıştı. 'Ben onun için ikinci kişi miyim?' diye düşünmeden edemedim.

"Ayrıca onun sana nasıl baktığını da gördüm." Indra gülümsedi.

"Erkek arkadaşını öptü." Omuzlarımı silktim.

"Erkek arkadaşı mı var?"

"Eski. 2 yıl birliktelerdi. Geçen hafta ayrıldılar." Boğazımın düğümlendiğini hissediyordum. "Umrumda olmaması gerek biliyorum. Birlikte bile değildik."

"Ama ondan hoşlanıyorsun."

"Evet, çok fazla. Onunlayken ne oluyor bilmiyorum Indra. Tarif edemediğim bir bağlantı hissediyorum. Korkuyorum."

"Aşk böyledir Lexa." Gözlerim gözleriyle buluşurken dediklerini dinledim

"Ona aşık değilim." Garip bir şekilde dilimde yuvarlandı kelimeler.

"Henüz değilsin."

"Korkuyorum Indra. Canımın yanmasından korkuyorum."

"Korkularından kaçmaya devam edemezsin Lexa." diyip sustu.

Çantamı toplarken Indra'nın söylediği her şeyi düşündüm. Uzaklaşacaktım. Hem kendime hem de Clarke'a biraz zaman verecektim. Hızlı hareket etmiştik. İkimizinde zamana ihtiyacı var.

Telefonumu kontrol ettim.

Clarke: Lexa açıklamama izin ver.

Cevap vermedim. Çantamı arabanın bagajına fırlatıp sürücü koltuğuna geçtim.

Yazlığa vardım. Annem yarın evde olacaktı ama şu an bunu umursamıyordum. Telefonumun titremesiyle gelen mesaja baktım.

Anya: Hey iyi misin? Seni görmeye geldim ama Indra gittiğini söyledi.

Ben: İyiyim sadece biraz uzaklaşmaya ihtiyacım vardı. Geri döndüğümde haber veririm.

Anya'yı Cuma gününden beri görmemiştim. Normalde konuşacağım kişi oydu ama daha önce böyle bir durumda bulunmadığım için yalnız kalmak istemiştim.

Anya: Eğer bana ihtiyacın olursa ara xx

Ben: Arayacağım. Teşekkür ederim.

---------------------------------------------------------

Clarke

Okuldan sonra Lexa'ya gittim. Gergin bir şekilde kapıyı çaldım.

Kapıyı Indra açtı. "Indra." Onu selamlayıp "Lexa'yla konuşmayı umuyordum." dedim.

"Şu an evde değil Clarke. Geldiğini söylerim."

"Ne zaman evde olacağını biliyor musun?"

"Bir süreliğine şehirden uzaklaştı."

"Uzaklaştı mı? Nereye gitti?" Lexa gitmişti. Benim yüzümden.

"Sadece zamana ihtiyacı var Clarke. Hazır olduğunda döner."

Hazır olduğunda. Bu ne kadar sürerdi kim bilir? Yaptıklarım şehirden ayrılacak kadar mı canını yakmıştı?

"Teşekkür ederim Indra." Arabama döndüm.

Yarın tekrar gelecektim. Belki de okulda olurdu.

Eve doğru sürerken annemin işten geldiğini umuyordum. Birileriyle konuşmam gerekti. Raven ve Octavia ile konuşmam kim olduğunu anlarlardı. En azından annem hiçbir bilgiye sahip değildi.

Evin önüne geldiğimde hayal kırıklığı hissettim. Annemin arabası evin önünde değildi.

Yatağıma uzandım. Kulaklıklarımı alıp bir süre müzik dinlemeye karar verdim.

Göz kapaklarımı araladım. Saate baktım 19.24. Siktir! Uyuyakalmışım. Lexa'dan mesaj olması umuduyla telefonumu kontrol ettim, yoktu.

Merdivenlerden inerken annemin pişirdiği yemek kokuları burnuma vurdu. Güzel, annem evdeydi.

"Clarke. Uykun nasıldı?"

"İyi. Uyumayı planlamamıştım ama uyukalmışım." Muhtemelen bu gece uyuyamayacaktım.

"Yemek neredeyse hazır. Neden oturmuyorsun?"

Annemle konuşmadan önce yemekleri pişirmesini bekledim. Yemekler piştiğinde önüme koyup oturdu.

"Anne seninle bir şey hakkında konuşabilir miyim?"

"Tabii ki hayatım. Her şey hakkında konuşabilirsin."

"Bellamy'den ayrılmam hakkında ne düşünüyorsun?"

"Başkası mı vardı Clarke?"

"Hayır, yani evet. Bellamy'den ayrı olduğum zaman yoktu ama ayrıldıktan bir kaç gün sonra başkasından hoşlanmaya başladım. Sence delirdim mi?" Bunu derken bile kendim deli olduğumu düşündüm. Nasıl bu kadar hızlı olabilirdim?

"Uhm.. Hızlı görünüyor." Tabii ki, ne düşünüyordum ki. "Ama eğer bu kişiyi seviyorsan zamanın önemi olmamalı. Sadece bir şeye başlamadan önce emin ol."

Bunu söylemesini beklemiyordum ama iyi bir noktaya değinmişti. Evet hızlı olmuştu ama zaman önemli değildi. Hislerimi kontrol edemezdim.

"Sana kendini bu kadar hızlı kendini sevdiren yakışıklı şeytanla ne zaman tanışacağım?"

Kıkırdadım. Lexa yakışıklı şeytan, yakışıklı değil ama çok güzel. "Hazır olduğumda." Sanırım hiçbir zaman hazır olmayacaktım. "Hala neler olduğunu anlamaya çalışıyorum."

"Sadece kalbini dinle Clarke." Elini elimin üzerine koyup bana güven verici bir gülümseme verdi. "Eğer olacaksa, olur."

"17 yaşındayım anne. Bu kadar erken hiçbir şey olmaz."

"Ben babanla 16 yaşında tanışmıştım."

"Öyle mi?" Annemin ve babamın nasıl tanıştığını hiç duymamıştım. Babamı fazla konuşmuyorduk çünkü annem için hala zordu. Daha önce başka adamlarla görüştüğü olmuştu ama gerçek anlamda bir ilişkiye girememişti.

"Evet. Ona aşık olmam çok uzun sürmemişti. Birlikte olmak istediğim kişinin o olduğunu biliyordum." Yüzünde üzgün bir bakış belirdi.

Ellerimi onun ellerinin üzerine koyup gülümsedim. Hala babamı çok özlüyordu.

Yatağa uzandım, sanki öğlende uyumamış gibiydim. Göz kapaklarım ağırlaşmaya başladı. Lexa'yı düşündüm.

Sadece zamana ihtiyacı var.

Bu aralar çok sık bölüm atıyorum dlqkdkqm Siz de kitap önerseniz fena olmaz fln öpt

She's Special | GirlxGirlWhere stories live. Discover now