o n

1.3K 106 7
                                    

“Sadece uyuyamadın?”

Kafamı sallayarak onun o güzel yüzüne baktım. O kadar masumdu ki, her canım yandığında yakanın o olup olmadığını sorgulardım kendi kendime.

“Jackson’la falan kavga etmedin yani? Aranız iyi?” yanaklarım kızarırken gözlerimi kaçırdım, birden yalanımı yüzüme vurunca ne yapacağımı şaşırmıştım. Çaktırmamaya çalışarak hazırladığı ıhlamuruma uzandım.

“Dedim ya, o gittikten sonra uyuyamadım, onunla ilgili bir durum değil..”

“O zaman neden onu çağırmadın?” dudaklarım bir açılıp bir kapandığında, ne söylemem gerektiğinden emin olamadım. Gerçekten, neden Jackson’ı çağırmamıştım? Bambam onu sevgilim olarak bilirken, bunu sorması çok doğaldı ve ben sanırım şuan sıçmıştım.

“Sadece... Uzun zamandır gelmiyordun.” Diyebildim o an. Aklıma başka bir şey gelmemişti ve buna rağmen verdiğim cevap aslında gerçekti. Çünkü yanımda onu istemiştim, onun olmasını, Alice’e karşı içimde duyduğum suçluluk artarken içimdeki beni yine kendim susturdum.

Aralarını bozmak için hiçbir şey yapmamıştım. Bambam’e zorunda olmadıkça dokunmaktan korkmuştum bile. Onu da suçlamıyordum, Bambam’i de, kendimi de... Kimi suçlayacaktım ki? Birbirini seven iki sevgiliyi mi? Yoksa onu seven kendimi mi?

“Uzun zamandır gelmiyordum,” diye doğruladı beni.

“O gece,” diye devam etti cümlesine, “Onun için mi ağlamıştın?” beni dizine yatırdığı geceden bahsediyordu. Hayır demeyi o kadar çok istemiştim ki..

“Evet, başkasını sevdiğini sanıyordum...” dediğimde kafasını salladı ve, “Ben de...” diye mırıldandı duymadığımı zannederek. Gerçekten söylediği gibi sevdiği biri mi vardı Jackson’ın? Bambam bunun gerçek olduğunu fark ederse işlerin karışacağını fark ettim ama bir yandan da umursamamam gerektiğini biliyordum.

Ben bu satrançta sadece bir piyondum.

“Sen.. Alice’in yanında mıydın?” usulca gülümsedi ve kafasını iki yana salladı.

“Tartıştık yine biraz,” dedi ve boşver dercesine elini sallayarak kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Oturduğum pufla birlikte istemsizce ona yaklaşırken kalp atışlarımı kulaklarımda duyuyordum. Duymamasını umdum. O kadar korkuyordum ki fark etmesinden, hafifçe öksürmüştüm.

“Benim yüzümden, değil mi?” diye sordum, denizle birleşen gökyüzündeki yıldızları izlerken.

“Yine...” kolumdaki eli sıkılaşırken kafasını kafamın üstüne koydu.

“Klasik kıskançlıkları işte, her kız gibi... Yarın alırım gönlünü.” Deyip gülümsediğinde gerçekten mutlu olmadığını fark edebiliyordum. Bunu anlamak için onu bir yıl bile tanımak yetiyordu ki o benim bebekliğimden beri hayatımdaydı.

Bazen kendi kendime kafama vurup neden onu çok daha önce öpmediğim hakkında kendimi sorguluyordum. En azından kimse yokken hayatında, şansımı deneyebilirdim. Fakat şimdi, hayatımda o ‘acaba’ ların da bir yeri yoktu.

Son bir kez kokusunu içime çektim.

“Gereksiz değil, Bambam. O haklı.” şaşırdığını hissederken kolumdaki eli birden gevşemişti. Ben de bundan yararlanarak doğruldum ve ona dönmedim bile. Karşımdaki manzaraya odaklanmaya devam ettim.

“Ne demek istiyorsun?”

“Artık görüşmesek herkes için daha iyi olacak.” Midem bulanırken bir süre sessiz kalarak yanımda oturdu.

“Ben... Seninle aram bozulsun istemiyorum.” Dediğinde gülümsedim ama gülümsememle birlikte yanağımdan bir yaşta çoktan süzülmüştü. O görmeden silerken, “Bazı şeyler istediğimiz gibi olmuyor,” dedim.

“Bazı şeylere, kendimiz karar veremiyoruz.”

Ne yapacağını bilemez bir hâlde oturmaya devam ederken, “Buraya kadarmış çocukluk arkadaşım,” dedim. Söylemesem de, dile getirmesem de anladığını biliyordum. Onu sevdiğimi anlamıştı. Buna rağmen oturmaya devam ediyordu. Gitmeliydi. Alice’e, sevdiği kıza, olması gereken yere...

Bir süre daha oturdu yine de.

“Seni bırakmak istemiyorum..” diye fısıldadı ve ev öylesine sessizdi ki, bağırmış hissi vermişti kalbime. Herhangi bir şey söylemeyeceğimi anladığında ayağa kalktı.

“Bu bir son değil, sadece zamana ihtiyacın var o kadar. Sana veda etmiyorum. Seni bırakmayacağım. Senden vazgeçmeyeceğim. Sen hâlâ benim küçük oyun arkadaşımsın.” Kapıya doğru ilerledi, kolu çevirdi ve kendini dışarı attı. Çarpan kapının sesi kulaklarıma dolduğunda ağzımda tuttuğum hıçkırığım serbest kaldı.

 Çarpan kapının sesi kulaklarıma dolduğunda ağzımda tuttuğum hıçkırığım serbest kaldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

“Oyun oynama yaşını geçtik, Bambam. B-biz büyüdük..”

love story | bambamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin