1

26.4K 1.1K 290
                                    


Vücudunun yandığını hissediyordu. Lanet olası bir omega olmaktan nefret ediyordu. Ergenliğe girdiği günden beri bu kızışma dönemlerini yaşamak zorundaydı. Hormonlarını bile kontrol edemiyorken hayvanlardan bile daha aşağı hissediyordu. Bir omega olmaktan daha çok nefret ettiği bir şey varsa kendini beğenmiş züppe alfalardı. Yine lanet olası doğa kanunlarına göre bir omega sadece bir alfa ile birlikte olabilirdi ve kızışma dönemlerinde tüm alfalara resmen bana gelin diye koku yayıyordu.

Asla! Asla bir alfanın ona elini sürmesine izin vermezdi. Bu yüzden ilaçlarını daima yanında taşırdı. İlaçlar başlayan kızışmayı durdurabilecek tek şeydi. Fakat şu an ilaçlarından çok uzaktaydı. Lanet olası kapkaççı çantasını çalmıştı ve ilaçsız, parasız kalmıştı. Sanki en savunmasız anını bekliyormuş gibi üstüne kızışma başlamıştı.

Terlemeye başladığını hissetti. Bu bir yandan iyi bir yandan kötüydü. İyiydi çünkü sonuna yaklaşmıştı. Kötüydü çünkü kızışmanın doruğa çıktığı an terlemeye başladığı andı.
Etraftaki iki alfanın gözünü dikip ona baktığını gördüğünde tedirgin oldu. Diğerleri ise öylece yoluna devam ediyordu. Betalar, omegaların kızışmasından etkilenmezdi. Bir beta ve omega birlikte olamazdı. Neden bir beta olarak doğmamıştı ki sanki? İnsanlardan uzaklaşmalıydı. Özellikle de onu yiyecekmiş gibi bakan alfalardan.
**
Ormanda çıktığı yürüyüşün zevkine varırken ve ağaçların kokusunu içine çekerken çalan telefonuna gıcık oldu. Arayan kişiye alo demek yerine küfür etmek istiyordu. Nadiren huzurlu bir yürüyüşe çıkabilirdi ve onun bölünmesinden hoşlanmamıştı. Telefonu açtı.

"Ne var Chan?" diye sordu öfkesini sesine yansıtarak.

"Görüyorum ki bu sabahta tersinden kalkmışsın. Tıpkı dün, ondan önceki gün, ondan önceki gün ve ondanda önceki gün olduğu gibi."

Chanyeol'ün görmeyeceğini bilmesine rağmen gözlerini devirdi. "Kısa kesip, sonuca gelecek misin?"

"Ne zaman geleceksin diye sormak için aramıştım."

"Biraz tatil yapmak benim de hakkım."

"Evet ama babam belli etmese bile sana ihtiyacı var. Yönetim kurulu yine atıp tutmaya başlamış."

"Yüzüme gülüp arkamdan kuyumu kazmaya çalışmıyorlar mı? Hepsini kovmak istiyorum."

Chan'in hafif kahkahası duydu."Yapamayacağını biliyorsun. Onlar aileden."

Sehun iç çekti. "Biliyorum. Babana yarın geleceğimi söyle."

"Tamamdır." dedi ve görüşmeyi kapadı Chanyeol.

Sehun iç çekip yürüyüşüne devam etti. O an havadaki kokuyu fark etti. Hayatında kolladığı en tatlı, en güzel kokuydu. Bir müddet kokunun yönünü takip etti ve takım elbiseli bir adam gördü. Fakat bir tuhaflık vardı. Adam sanki güçlükle yürüyordu. Neler olduğunu anladığı an sessiz bir küfür savurdu.

"Senin bu halde burada ne işin var?" diye sordu.

Adamda onun varlığını yeni fark etmişti. Ona bakmak için gözlerini yerden ayırdığı sırada ayakları birbirine dolandı. Fakat yere düşmedi. Aksine güçlü kollar tarafından tutulmuştu. Buğulu gözlerini, onu tutan adama dikti.

Sehun bu görüntü karşısında yutkundu. Hayır, o iradesiz biri değildi, savunmasız bir omegaya saldıran o aşağılıklarla aynı seviyeye düşemezdi. Yine de kendini tutmak için tüm iradesini kullandığını itiraf edebilirdi. Omegadan etrafa yayılan hoş koku ve bu görüntü tüm iradesini zorluyordu. Adamın yanaklarındaki hafif kızarıklık onu daha çekici hale getirmişti. O iradeli bir adamdı. Ondan neden bu kadar etkileniyordu? Omeganın kızışma sırasında yaydığı fenemonların arkasında öz kokusunu aldığında gerçek yüzüne vurdu.

"İlaçların nerede? Neden bu halde ormana girdin? Sana saldırsınlar diye mi? Böyle zamanlarda en kalabalık yerlere gitmelisin. Kimse sana herkesin içinde saldırmaya cesaret edemez. Ya da hastaneye gitmelisin."

Sehun peş peşe konuşuyordu çünkü aklını dağıtmaya ihtiyacı vardı. Onunla bu şekilde tanışmamalıydı, bu halinden faydalanamazdı. İyi idare ediyordu. Ta ki düşmek üzereyken kollarına aldığı adam ellerini yanaklarına koyana kadar. Bir an şokla donup kaldı ve yutkundu.

"Çok fazla konuşuyorsun." dedi omega ve dudaklarına yapıştı.

O an Sehun'un iradesinin tüm duvarları tuzla buz olmuştu.

**

Kim Jongin ormandaki kuş seslerine uyandı. Doğrulduğunda yanındaki adamı fark ettiğinde yerinden sıçradı. Aynı anda ensesindeki ağrıyı da hissetti. Neler olduğunu hatırladığında sessiz bir küfür savurdu. 

Bir alfayla birlikte olmuştu! Üstelik bu şeyi başlatan kendisiydi! Dahası alfa onun ensesini ısırmıştı! Alfa onu kendinin olarak işaretlemişti! Anne ve babasına ait tüm anılar gözünün önünden geçmişti. Kafasını olumsuz anlamda salladı. Bir alfanın üstelik tanımadığı bir alfanın onu sahiplenmesine izin veremezdi. Hemen toparlanmaya başladı.

Yanından ayrılmadan son bir kez baktı alfaya. Beklenmedik bir şekilde nazikti. Onu ısırırken bile canını yakmamıştı. İstese bunu onun için daha acılı hale getirebilirdi ama yapmamıştı. Diğer alfalar gibi onu yiyecek gibi bakabilir, ona saldırabilirdi ama yapmamıştı. Belkide ona kendini kaybettirip ilk adımı atmasını sağlayan bu nezaketiydi. Tabi son derece yakışıklı yüzünün de etkisi vardı ve tabi kızışmanın doğruğunda olmasının. Tanrım, resmen adamın üstüne atlamıştı! Üstelik bu adam ondan genç görünüyordu. Muhtemelen daha üniversite öğrencisiydi ya da o yaşlarda. Ona daha fazla bakmaktan kaçındı çünkü o uyanmadan buradan uzaklaşmalıydı.

**

Sehun uyandığında ormanın ortasında yalnızdı, yapayalnız. Neler olduğunu gayet iyi hatırlıyordu. Etrafı hızla taradı ama ondan bir iz yoktu. Gitmişti. 

Hayatında ilk kez biriyle birlikte olmuştu ve onu işaretlemişti ve o kişi kaçmıştı, tek kelime bile etmeden. Üstelik o kişi... Kendini iğrenç hissediyordu. Kafasını ağaçlara vurmak istiyordu. Vururdu da. Eğer ağaçlar zarar görecek olmasaydı.

Telefonu çalıyordu. Arayan yine Chanyeol'dü.

"Chan." dedi. Telefonu açar açmaz.

"Ne oldu?" diye sordu kafa karışıklığı ile Chanyeol. Birlikte büyümüşlerdi ve Sehun'un sesinden bir derdi olduğunu anlayacak kadar iyi tanıyordu onu.

"Ben bir halt yedim. Öyle bir halt ki telefonda anlatılamaz."

"Tamam." dedi Chanyeol. "Şimdi ben uçağa haber veriyorum ve kalkış için hazırlıyorlar ve sende hemen hava alanına gidiyorsun. Uçağa binip doğruca evine gidiyorsun ve bende evde seni bekliyor oluyorum ve bana her şeyi anlatıyorsun."

"Tamam." dedi Sehun ve telefonu kapadı. Kaldığı otelden eşyalarını toparlamalı ve hava alanına gitmeliydi. Sonrada eve gidip tek dostuna her şeyi anlatmalıydı.



Alfa'mWhere stories live. Discover now