20

11K 813 84
                                    

Sehun iyileşmeye başlayan kemikleri Akakage'nin varisi tarafından tekrar kırıldığında dudaklarının ucuna kadar gelmiş inlemeyi bastırdı.

"Onun kemiklerini tekrar tekrar kırmalısınız. Kırık kemiklerle kurt formuna dönüşemez." dedi Akakage'nin varisi.

Kızıl saçlı kadın gülümsedi. "Gerçekten kendi türüne ihanet ediyorsun." dedi. Kadın duraklarındaki hoş gülümsemeyle oldukça çekiciydi.

"Akakage için tek gerçek ailedir. Bu velet bizim ailmize karşı gelmeye cüret etti. Bunu hak etti."

Sehun'un dudaklarından bir kıkırdama kaçtı. "Sizde vampirlerle anlaşma yaptınız, öyle mi? Ne şerefli bir aile."

Akakage'nin varisi onun göğsüne bir tekme geçirdi. Böylece yeni iyileşen kaburga kemikleri tekrar kırılmıştı. Kırılan kemik ciğerini delerken Sehun tısladı.

"Senin gibi kendi ailesi tarafından ihanete uğrayan biri için fazla konuşkansın."

"Seung Woo..." diye mırıldandı Sehun. "Onun için üzüyorum. Gerçekleri göremeyecek kadar kör ve sizin tarafınızdan kandırılacak kadar aptal."

Akakage'nin varisi kahkaha attı. "Kendini büyük göstermekten vazgeç velet. Bu yaşta baş alfa olduğun için kendini bir şey sanma. Duyduğuma göre deneyimli aile büyüklerin bile senin sözünü dinlemekte zorlanıyormuş. Genç birinin senin gibi zavallı bir lidere ihanet etmesi kaçınılmazdı. Bir suçlu arayacaksan deneyimsiz ve beceriksiz bir lider olan kendinde ara suçu."

Sehun ona bakarken gözleri renk değiştirdi. Dönüşemeyecek olmasına rağmen aurası yerli yerindeydi. Yüzünde gururlu bir gülümsemeyle söyledi. "Ben Jahwa'nın baş alfasıyım. Bunun ne demek olduğunu çok yakında sen ve ihtiyar baban öğrenecek."

Akakage'nin varisi kahkaha attı. "Bakalım vücudundaki her bir kan damlası vampirler tarafından sömürülürken Jahwa'n senin için neler yapacak?"

Sehun sadece gülümsedi. "Benim için neler yapabilirler bilmiyorum ama sizin başınıza büyük bela olacakları kesin."

"Bu kadar hoş sohbet yeter." dedi vampir adam ve Sehun'u teslim aldıktan sonra kurt adamlar için bile oldukça hızlı bir şekilde ağaçların arasında kayboldu.

**

Chanyeol Seung Woo'yu dinlerken öfkeden kuduruyordu. Akakage nasıl hangi yoldan gideceklerini bilebilirdi? Nasıl bu kadar kolay Sehun'a pusu kurabilirlerdi?

"Sen neden buradasın?" diye hırladı Chanyeol. "Senin görevin hayatın pahasına baş alfayı korumak."

"Baş alfa geri dönmemi ve yardım çağırmamı emretti. Nasıl baş alfanın emirlerine karşı gelebilirim?"

Chanyeol onun tuttuğu yakasını bıraktı ve ellerini saçlarından geçirdi. "Diğerleri nerede? Sehun ile birlikte giden takım?" diye sordu.

"Baş alfayı aramak için Kanada'da kaldılar. Ama Akakage'den bahsediyoruz çoktan izini silmişlerdir."

"Bu işlerin buraya varacağı belliydi. Bu yüzden Akakage'yi karşımıza almayalım demiştim." dedi aile büyüklerinden biri. Chanyeol'un öz amcası ve Park Ji Sung'un babasıydı.

"Amca!" dedi Chanyeol. "Ben demiştim demenin hiç sırası değil."

O anda beyaz uzun saçlarıyla yaşlı bir adam birden ortalarında belirdi. Onun ortaya çıkmasıyla herkes bir dizi üstüne çöktü. Jongin bu tepkiyi daha öncede görmüştü.

"Kurtoğulları ve kurtkızları!" dedi yaşlı adam. "Jahwa'nın sınırlarından içeri bir yabancı girdi."

Herkes korku ve endişe ile etrafına baktı. Kim? Neredeydi? Bu nasıl mümkün olurdu?

Alfa'mWhere stories live. Discover now