18

12.2K 806 144
                                    

Jongin, onu özlüyordu. Her gün, her saat, her saniye... Günden güne artan tek şey ona olan özlemiydi. Şimdi anlıyordu onunla telefonda görüşebilmenin bile ne büyük bir nimet olduğunu. Zira tek yaptıkları birbirlerine saatler sonra okuyabildikleri mesajlar atmaktı.

İnsanlar neden her zaman bir şeylerin değerini onları kaybettikten sonra anlıyordu?

Sehun gittikten iki hafta sonra Sehun'dan her zamankinden farklı bir mesaj almıştı. Sehun genelde onun ve bebeğin nasıl olduğunu sorar kısaca kendi işlerinin ilerleyişinden bahsederdi. Fakat bu mesaj farklıydı.

"Özlüyorum... Hem de çok... Ruhum sana aitken bedenimin senden ayrı olması canımı yakıyor. Hiç beden ruhtan ayrı yaşayabilir mi? Sana geleceğim ruhum son bir hafta. Bir daha asla ayrılmayalım, olur mu?"

Jongin içinde bir yerlerin sızladığını hissetmişti, mesajı okuduğunda. Biliyordu Sehun'un da onu özlediğini, güçlü durmak için dile getirmediğini. Ama belli ki Sehun sınıra dayanmıştı ve içinden geçenleri söylemek için geri dönmeyi bekleyememişti.

Bu mesaj Jongin kalbine bir kor gibi düşmüştü. Hasretin ve sedanın ateşiyle yanmıştı Jongin. Ömründe ilk kez böyle hissediyordu. İlk kez birini bu kadar kısa sürede bu kadar çok özlemişti. İlk kez biri tek bir mesajıyla yüreğinde yangınlar başlatmıştı ve Jongin ilk kez sevdalanmıştı.

Jongin hızlı kalp atışları, yüzünde bir tebessüm ve ellerinde titreme ile mesaja cevap verdi. O da ilk kez gerçek hislerini yazacaktı.

"Olur... Hiç ayrılmayalım. Bir daha ayrılmasın ellerin ellerimden, gözlerin gözlerimden..."

Jongin o kadar özlemişti ki onu, gizlice salondaki resimlerden birini çalıp ona sarılarak uyumuştu. Neden bir tane bile birlikte fotografları yoktu ki? Gelince Sehun'un bol bol fotoğrafını çekecekti, aklına not etti.

**

Jongin oldukça mutlu uyanmıştı çünkü Sehun ertesi gün gelecekti. Ondan gelen bir mesaj var mı diye baktı telefonuna fakat yoktu. Kaşlarını çattı telefonuna, Sehun onu hiç bu kadar uzun süre mesajsız bırakmamıştı. Mutluluğu huzursuzlukla yer değiştirdi. Sehun ona herhangi bir mesaj atamayacak kadar mı meşguldü?

İçindeki huzursuzluk yüzünden o sabah zar zor kahvaltı yapmıştı. Sadece zorlukla Chanyeol'un onun için hazırladığı karışımı yemişti. Chanyeol, Baekhyun için hazırladığı garip karışımlardan onun için de hazırlamaya başlamıştı. Jongin ilk seferinde zahmet etmemesini söylemişti fakat o söz verdim demişti, seni Baekhyun'u korurcasına koruyacağıma. Buna sağlığın da dahil. Jongin ise sadece gülümsemişti. O zamandan sonra bunu sadece Chanyeol'den gelen bir yardım olarak düşünmedi, bu alfasının onu koruma şekliydi, yanında olmasa bile.

Sehun'un şoförü onu hem işe bırakmış hem geri getirmişti. Sehun burada olmadığı için adamın zaten başka bir işi yoktu. Sabahları onu işe götürüp akşamları geri getiriyordu. Jongin öğrenmişti ki, adam aynı zamanda Sehun'un korumalığını yapabilecek kadar güçlü bir alfaydı.

Haftasonları yapacak başka bir işi olmadığından Chanbaek çifti ile Jahwa'nın içini gezmişti. Jahwa tarafından sıcak karşılanmışdı. Sonuçta baş alfanın ruh eşiydi. Kimse onun canını sıkacak bir harekette bulunmak istemezdi ama Jongin bazı beta ve özellikle omegalardan gelen kıskanç bakışları hissediyordu. Eh, baş alfanın ruh eşi olmayı, onun tek yumuşak noktası olmayı, onun tarafından büyük bir sevgiyle sevilmeyi bir kurt sürüsünde herkes isteyebilirdi. Jongin bunu anlayışla karşıladı.

Jongin'in şu anda katlanamadığı, onu hem sinirlendirip hem endişelendiren bir şey varsa o da Sehun'a attığı mesajlara cevap alamamasıydı. Eğer meşgul olduğu için ona mesaj atmıyor, onu ihmal ediyor ve enişelendiriyorsa gerçekten çok kızgındı. Fakat içinden bir ses Sehun'un onu asla ihmal etmeyeceğini söylüyordu. Bu da daha çok endişelenmesine sebep oluyordu.

Alfa'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin